"İntikam yolculuğuna çıkacaksan kendin için de bir mezar kaz."
Parti ışıklarının sönmediği, topuk seslerinin eksik olmadığı ve kahkahaların hiç dinmediği bir cennetti Beyaz Konaklar. Adını sitenin zirvesine yapılmış, bembeyaz, görkemli konaktan alıy...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🎶 Amy Winehouse - You Know I'm No Good
•••
Meet you downstairs in the bar and hurt Your rolled up sleeves in your skull T-shirt You say "what did you do it with him today?" And sniffed me out like I was Tanqueray.
Sahneden şarkıyı söyleyen kişisinin gerçekten Amy Winehouse olma ihtimali var mıydı? Çünkü bu duyduğu ses.. birebir ona aitti.
Cause you're my fella, my guy Hand me your Stella and fly By the time I'm out the door You tear me down like Roger Moore
Başını kaldırıp sahneye baktı. Amy Winehouse mu yoksa değil mi ayırt edemiyordu. Allah kahretsin. Bu kadar fazla içmemeliydi. Şarkıyı söyleyen kadını bile çift görüyordu. Midesi de bulanıyordu zaten. Gözlerini kıstı. Görmeye çalıştı. Belki Amy Winehouse yaşıyordu? Ya da belki.. onu da Baykal öldürmüştü.
I cheated myself Like I knew I would I told you I was trouble You know that I'm no good
Midesinde derin bir çalkantı hissettiğinde önünde duran boş shot bardaklarına baktı. Yarısı devrilmiş haldeydi. Barmen bile ona gitmesi için yalvaran gözlerle bakıyordu. Her gün sabahtan akşama kadar buradaydı ve elbet bir noktada başına bela olacağını düşünüyordu.
Sendeleyerek de olsa ayağa kalktı. En azından tuvalete kusarak, etraftaki insanlara bir iyilik yapacaktı.
Bir kaç adım atmıştı ki omzunda bir acı hissetti. Biri ona çarpmıştı. Kafasını çevirdi. Hayır, o birine çarpmıştı.
İçkisi tamamen üzerine dökülen adam hızla ayağa kalkmıştı. Bir şeyler diyordu. Surat ifadesinden anlaşılacağı üzere, kendisine sövüyordu.
"Afedersin." dedi, barın üzerine duran peçetelere uzanırken. Adamın üzerini silmeye kalktığında, maalesef dengesi buna izin vermedi ve üzerine içki döktüğü yetmezmiş gibi bir de adamın üzerine düştü.
"Sorun değil! Sorun değil! Ben hallederim!" dedi adam, en sonunda. Belli ki kendisinden kurtulmaya çalışıyordu. Artık ne kadar rezil gözüküyorsa, siten etmeye gerek bile görmemişti.
Kendi bilirdi.
Tuvalette midesini tamamen boşaltıp bara geri döndüğünde, barmenden 2 shot daha istedi.
Vermedi.
Ne biçim bir müesseseydi burası? Parasıyla bile hizmet alamıyordu. İsterse, yarın sabah kalkar ve bu barı satın alır ve buradaki tüm içkileri içerdi. Tabii kendisine kalan tüm parayı kullanmayı reddetmeseydi.
