"İntikam yolculuğuna çıkacaksan kendin için de bir mezar kaz."
Parti ışıklarının sönmediği, topuk seslerinin eksik olmadığı ve kahkahaların hiç dinmediği bir cennetti Beyaz Konaklar. Adını sitenin zirvesine yapılmış, bembeyaz, görkemli konaktan alıy...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🎶 Queen- The Show Must Go On
•••
8 Gün Sonra...
Ocak ayının güneşli bir sabahında gelmişti bu çiftliğe.. Bir anlaşma, görev, mecburiyet ya da her neyse, Moskova'nın soğuk gecelerinden, hatırlamak istemediği sıcak bir iklime sürüklemişti onu, cehenneme...
Tam yarım saattir bir camın önünde durup çiftliğin upuzun manzarasını seyrediyordu... Vedaları sevmezdi, hiç sevmemişti. Fakat ölümle burun yaşadığından, ayrıldığı her şehirle vedalaşmak zorunda gibi hissediyordu kendini. İçinden yapardı bunu, sessizce. Bundandı çiftliğin manzarasına kapılıp, elinde buz gibi olan kahveyi de unutup gitmesi..
Cehennem dediği bu topraklar kendisini yanılgıya uğratmış, doğru bildiği gerçeklerin koca bir yalan olduğunu bir kez daha yüzüne çarpmıştı. Bir kez daha inanmış ve bir kez daha yanılmıştı.. ve bir de.. aşk... karşısına çıkacağına inanmadığı, çizilen kalıpların ötesinde bir aşk.. Kartal..
"Sevgilim.." dedi tam da o esnada, sanki Aden'in aklından geçtiğini hisseder gibi. "Senin bu ekipmanların olduğu valizler, kıyafetlerinden fazla farkında mısın?"
"Biliyorum." dedi Aden birden gülümseyip arkasını dönerken. Elindeki buz gibi olmuş kahveyi de yandaki sehpaya bırakmıştı. "Ama normal değil mi bu sence de?"
"Bilmem.." dedi Kartal, bir elini kendine yaklaşan Aden'in beline sararken. Bir yandan da saçına bir öpücük bırakmıştı. Fakat içine çektiği içli nefes pek hayra alamet değildi, Aden anlayabiliyordu.
"Bir şey mi oldu?" dedi kendini biraz geri çekip, kaşlarını istemsizce çatarken.
"Hayır. Hiç bir şey olmadı." dedi Kartal, bu soruyu beklemediğini belli ederek. Fakat yüzünde de bir gerginlik var gibiydi.
"Emin misin?" dedi Aden, sorgular gibi. "Sanki kafanda bir şey var gibi?"
"Sen varsın kafamda." dedi Kartal, gamzelerini öne çıkarıp, konuyu dağıtmak için bunu bir silah olarak kullanırken. Aden'i de belinden kendine çekip sarılmıştı, gülümseyerek.
"Hım.. Laf cambazlığı demek hı?" dedi Aden ellerini Kartal'ın ensesinde birleştirirken. Ardından bakışları valizleri dışarı taşıyan yardımcılara kaymıştı. "Ne zaman çıkıyoruz?"
Kartal hızlıca kolundaki saati kontrol ettikten sonra "Yarım saate falan.." dedi. "Valizleri yükleyecekler, evli kapayacaklar falan.. anca.."
Anladım dercesine başını sallarken Aden, bakışları bir kaç saniyeliğine kesişmişti Kartal'la.
"Gel hadi bahçede oturalım son kez.." dedi Kartal, Aden'in elini kavrarken. "Evin içi sıktı beni."
"Ev demişken.." dedi Aden bahçe koltuğuna otururlarken. "Sitedeki adamla konuştun mu? Hazır mı her şey? Gidince bir sürprizle karşılaşmayalım."
