5| Meksika Açmazı

11.4K 738 181
                                    

Herkese selam!
5. Bölüm sizlerle! Yorumlarınız benim için çok değerli. Bu yüzden lütfen bölümü okuduktan sonra yorumlarınızı eksik etmeyin!
İyi okumalar!
    
                                       •••

                  Nancy Sinatra- Bang Bang 🎶

Meksika açmazı, olaya karışan hiçbir tarafın kazançlı çıkamayacağı, içinden çıkılmaz paradoksu anlatan bir deyimdir. Özellikle Quentin Tarantino'nun Kill Bill, Pulp Fiction gibi Hollywood filmlerine defalarca konu olmuş, iki ya da daha fazla kişinin birbirine aynı anda silahlarını çektiği sahnelere Meksika Açmazı ismi verilmiştir. Paradoks olarak ortaya çıkan durum ise, karşı taraftan da kendisine doğru ateş edileceği korkusuyla, silah çeken herkesin elindeki silahı bırakamadan hareketsiz durmasıdır.

Aden evden içeri girişinin ardından sağ kolunun dirseğiyle kapıyı sertçe itti. İtmedi. Buna itmek denmezdi. Kapıyı çarptı.

Ne denli öfkeli olduğunu belirtme şekliydi bu. Çünkü sesini yükseltmeyecekti.

Saat 17:00 olmasına rağmen Baykal'ın evde olduğunu kapının önünde duran Mercedes G500'den anlamıştı. Henüz garaja park edilmediğine göre yeni gelmiş olmalıydı.

Baykal çok şanslıydı. Öfkesini göstermek için milyonluk Mercedes'i boydan boya çizmeyi de seçebilirdi. Neyse ki aralarındaki ilişkinin düzeyi Aden'i şimdilik zaptediyordu.

Büyük salondan içeri girdiğinde Baykal'ı her zamanki tekli koltuğunda otururken buldu. Yüzü pencereden dışarıya dönüktü. Aden'in geldiğini farketmemişti bile.

Çantasını ortadaki sehpanın üzerine bırakıp Baykal'ın koltuğunun karşıdaki eşine oturdu.
Baykal hala dışarıyı izliyordu. Belli ki Aden'in geldiğini aslında farketmişti, sadece tepki vermiyordu.

"Neden dernekteki ilk günümde Zümrüt'e karşı kaybettim?" diye sordu Aden. Sesi sert ama normal tonda çıkmıştı.

"Kaybettin mi gerçekten?" dedi Baykal, gözü hala camdan dışardaydı.

İğneleyici, küçük bir kahkaha attı Aden.

"Yapma Baykal. 50.000 ve 51.000. Tesadüf eseri kaybettiğimi düşünecek değilim herhalde. Neden izin verdin Zümrüt'ün kazanmasına? Niye rezil ettin beni?"

"Dün şirkette karşılaştık. Rica etti ben de kıramadım." dedi Baykal dudağını hafifçe büzerken.

"Ne diyorsun sen ya? Dalga mı geçiyorsun benimle? İlk günden beceriksiz durumuna düştüm. Böyle mi kıracağız Zümrüt'ün otoritesini. Napıyorsun sen?"

Baykal bir anda anlık bir kahkaha atarak kafasını sonunda Aden'e çevirdi.

"Şu an kafanın içinden neler geçiyor acaba Aden? Ne düşündüğünü görmeyi o kadar isterdim ki. Acaba bu ruh hastası beni tutup buraya getirip kandırdı mı diyorsun değil mi?"

"Baykal ben sinirlenince çok gıcık bir insana dönüşürüm ha haberin olsun bak."

Bir kahkaha daha patlattı Baykal ayaklanırken.

"Nereye gidiyosun? Açıklama yapmayacak mısın bana? Sen istediğini yapıp bana hesap vermeden çekip gidemezsin!" diyerek Aden de ayaklandı ama Baykal çoktan salonun kapısına ulaşmıştı.

"Yarın akşam Haldun Beyleri yemekte ağırlayacağız Aden. Aşağıdakilere söyle de güzelce hazırlık yapsınlar." dedikten sonra gözüyle kolundaki saate bakıp devam etti. "Saat 8'de gelmiş olurum. Sana sürprizim var." diyerek hızla aşağıya doğru yöneldi.

Beyaz KonakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin