"İntikam yolculuğuna çıkacaksan kendin için de bir mezar kaz."
Parti ışıklarının sönmediği, topuk seslerinin eksik olmadığı ve kahkahaların hiç dinmediği bir cennetti Beyaz Konaklar. Adını sitenin zirvesine yapılmış, bembeyaz, görkemli konaktan alıy...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🎶 Iyeoka -Simply Falling
•••
"Hayır." dedi Baykal, Zümrüt gece yaşananları ve Cengiz Akpınar'ın kendisine olan teklifini anlattıktan hemen sonra. "Böyle bir pazarlığa oturmayacağız."
Gözlerini devirdi Zümrüt. Böyle olacağını biliyordu. "İyi de neden? Bu adam önümüze yeni bir kapı açacak, işinizi kolaylaştıracak."
"Ben tanımadığım kimseye güvenmem. Güvenilir olup olmadığını anlayacak kadar da mesai harcayamam ona, vaktimiz yok." dedi Baykal, kestirip atarcasına.
Zümrüt, bakışlarını Aden'e çevirdi. Anlaştıkları gibi araya girmesini bekliyordu.
"Bence olur." dedi Aden bir anda. "Adam safiri de eline geçirdiğine göre onunla uzlaşmaktan başka çaremiz yokmuş gibi gözüküyor öyle değil mi?"
"Zümrüt'ün burada kalmasını mı istiyorsun?" diye sordu Baykal, alaycı bir şaşkınlık ile.
"Benimki bir istek değil." dedi Aden net bir tavır takınırken. "Aklımla hareket ediyorum. Bana göre mantıklı olan bu."
"Sen bilmediğin işlere karışma." dedi Baykal birden. Yükselen sinirinden nasibini Aden de alıyordu.
"Anlamadım?" dedi mimiksiz bir tavırla.
"Burası Moskova değil." dedi Baykal tekrar. "Bu evde senin merkezin değil. Senin mantıksal algoritmaların burada maalesef işlemiyor. Bırak insanını bildiğimiz yerle ilgili kararı biz verelim. Sen işinle ilgilen Aden."
"Sakin." dedi Kartal araya girerek. "Hepimiz gerginiz Baykal."
Aden, Baykal'ın kendisine de çıkışmasına şaşırırken, birden vücudunu ele geçiren öfkesinin esiri oldu. Bir hışımla belindeki silahı çıkararak masaya vurdu.
"Madem ben işimle ilgileneceğim, öldüreyim o zaman bu adamı? Hı? Sonrada elinde ne kadar taş varsa hepsini alırız?"
Masaya vurulan bir silah, Zümrüt için yeniydi. Beyaz Konaklar'da silahlar böyle çekilmezdi. Ya da en azından Aden'den böyle bir tepki görmeye alışık değildi. Gözleri şaşkınlıkla aralandı. Gerçekten adam öldürebilecek kadar gözü kara mıydı artık?
"Adamı öldürmekle bitecek yani öyle mi? Arkasından kimse hesap sormayacak?" diye sordu Baykal.
"Onları da öldürürüm." dedi Aden gözlerini büyütürken. "Benim işim bu."
"Yeter!" dedi Kartal elini masaya sert olmasa da ses çıkaracak kadar vururken. "Sıkıldım bu muhabbetten. Bu şekilde bir yere varamayız."
"Sen ne düşünüyorsun Kartal?" diye sordu Zümrüt kollarını göğsünde bağlarken. "Gördüğüm kadarıyla bu evde son kararı genelde Kartal veriyor.. ya da Kartal'ın onaylamadığı şeyler gerçekleşmiyor diyelim."
