ANTRENMAN

4.3K 42 6
                                    

İlk kurgum olduğu için yanlışlarımı saygı sınırları içerisinde söyleyecekseniz söyleyin kimsenin hevesini kırmayın lütfen.

Kolonların arasından geçerek bahçenin arka tarafındaki göçük alana girdim. Her okulun yıllardır tamir edilmeyen yeri vardır bizim okulun da burasiydi. Tahtaların sıra sıra dizildigi kamelya tam karşımda duruyordu.

Agalara selam vermek için ıslık calacakken önümü kesen bu sene yeni gelen edebiyat hocası ile duraksadım. Kaşlarım refleksle kalkarken küçümseyici gözleri benim ela gözlerimi buldu. Benim uzun parlak siyah saçlarım aksine dağınık kahverengi kısa saçları vardı. Genç olduğu çok belliydi .

" Müdürün oğluydun değil mi?"

Benimle konuşmak isteyen bir hoca daha. Başımı salladım. Babam okulda yaptığım, yediğim halatları duysa ağzı bir karış açık kalırdı. Onun kulağına asla gitmemesi işimi kolaylaştırır hatta komigime giderdi.

" Evet , hocam . İzninizle antrenman öncesi arkadaşlarla birlikte olmalıyım."

Koyu gözleri beni baştan aşağı süzdü. İri yarı bir hali vardı. Geçmişi pek te masumiyet taşımıyor olmalıydı. Nelere bulaştığını bir insanın yüzünden, duruşundan dahi anlarsınız.

" Antrenman bitince odama gel."

Baş sallayıp onu arkamda bıraktım. Hiç bir hocayı onunla konuşurken görmemem onun hakkında merakımı artırıyordu. Yalnızca derste taktığı o gözlükleri ile derste dalıp gitmemi sağlıyordu. İlginç bir adamdı. Ne kızgın ne de anlayışlı.

Kaan.
Beni görmesi ile gözlerini kaçırması bir oldu. Takıma bir arkadaşı sayesinde girmişti ve üst sınıflardandi. Daha önce onu okulda hiç görmemiş olmak hayret vericiydi çünkü ne zaman antrenman yapacak olsak gözlerim ona kayıyordu.

İstemsiz yaptığım için kendimi suçlamak istemedim ama bu oldukça sinir bozucuydu. Bundan uzun zaman önce Çıktığım üç kız adına rahatsız ediciydi.

Maça çıkmadan önce giyinme odalarında soyunup terimizin bizi hasta etmemesi için duş alıyorduk. Herkes birbirini defalarca kez yarı çıplak görmüştü ve hepimiz oldukça rahattık.

Acele etmeden kamelyaya girip bizimkilerin yanına oturdum. Kaan, duruşunu değiştirip elini ahşap kısımlara koydu. İsmini daha önce bir kaç kavgada duymuştum ve sadece arkadaşlarımın onun hakkında nasıl sulanarak bahsettiğini biliyordum. Gözlerim etrafı taradı. Koç, giyinmemiz gerektiğini söylemek için geliyordu.

" Kanka çaktırmadan hocanın yanına bak"

Doruk, kaş göz yapıp hocanın yanını işaret edince dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı çevirmeden yan gözle hocanın yanında duran 9. Sınıflardan kıza baktım. Kızıl saçlarını topuz yapmış ellerini havaya savurup hocaya belli ki önemli bir şey anlatıyordu. Giydiği eteği katlayıp daha da kısa hale getirmişti ve ceketi rüzgarda savruluyordu.

Baktıkları kız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Baktıkları kız.

Doruk, benden tepki bekliyor gibi bakınca oflayip kıza tekrar baktım. Sıkılgan ve çocuksu birine benziyordu ama tam tersi de olabilirdi. Ne dusunmeliydim güzel bir kızdı. Tam onluk ama benlik değil.

Gözlerimi kızdan almam ile Kaan'ın da kızı incelediğini fark etmem bir oldu. Yutkunup arkama yaslandım.
Kaan kızı beğenmiş miydi yoksa sadece incelemiş miydi?

Her şekilde beni ilgilendirmediği apaçık ortada idi.

Koç ve kız kamelyanin girişinde durunca kıza ters ters bakmaya başladım. Doruk ve Enes far görmüş ceylan gibi panik olmuş birbirlerine bakıyorlardı.

Enes benim kıza dik dik baktığımı görünce kaşlarını kaldırdı. Omuz silktim. Ama o anda beynim durdu . Ne yapıyordum?
Girdiğim saçma sapan triplere anlam veremedim.
Kızı sesini duyurmak için sessiz olmamızı işaret edince
Kaan,
" Arkadaşlar sessiz olalım" diyiverdi.
Bir kaç kişi şaşırıp sessini kesince Kaan , kıza dönüp gülümsedi. Kız tam konusucakken ayağa kalktım. Uzun boyum kızı etkilemiş gibiydi. Bana genişce gülümseyerek gözlerini üzerime dikti. Görmezden gelip solundan kamelyadan çıkıp asıl antrenman sahasına yürümeye başladım. Arkamdan hiç ayak sesi gelmeyince yaptığım aptallığın farkına vardım.

daha en az yarım saat vardı ve boş boş duramazdim.
Edebiyat hocasının yanına gitmeye karar verdim. Bu yaşananların saçmalığı üzerine olgun biriyle görüşmek, konuşmak elbette hoşuma giderdi. Utanç içinde odasına doğru yürüdüm.

Kapısını çaldım. Kendime olan güvenim bir an da azalınca Elim ayağıma dolaştı. Kufredip geri döneceğim sırada kapı ardına kadar açıldı.
Hangi akılla gelmiştim?

Aptallık.

" Beni mi arıyorsun?"

Kalp atışlarım hızlandı.
Şimdi ne diyecektim?

" Evet , hocam . Antrenman öncesi moral konuşması yapabilir misiniz? "

Bedenimi tamamen ona dönünce aramızda pek bir mesafe kalmamıştı. Yutkunmak istedim acil bir şekilde ancak yapamadım. Burnu bugüne kadar gördüğüm en biçimli, düzgün burundu. Neden bir anda dikkatimi çektiğini anlayamadan geri çekildi.

" İçeri geç bakalım. "

Kimseyi almadığı kapısına bile uyarı koyduğu odaya beni mi alıyordu?
Maç öncesi nasıl bir moral verecek merakıyla hemen odaya daldım kapı da anında arkamdan kapandı.

Oy verip destek olabilirsiniz.

Diğer bölüm çok fena  ❤️‍🔥

HOMOFOBİK HOCAM +18 BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin