Zorlu Görev

4.7K 101 64
                                    

"Lâl, oradan çıkmak zorundasın." kulağımdan gelen sesle derin nefes alıp verdim.

Yavaşça çıkışa yöneldiğimde etrafım sarıldı.

"Nereye böyle güzellik?"

"Ananın-" cümlemi devam ettirmeyip yine derin nefes alıp verdim.

"Bırakın gideyim."

"Olmadı böyle, daha oyun oynayacaktık." deyip üstüme yürüdü birisi.

"Dövüşçülük oynayalım isterseniz. Siz benim boks torbam olun ben de antrenman yapayım." dedim sırıtarak.

Birisi lafıma sinirlenip üstüme doğru koştu.

Yumruk atacakken aşağı doğru eğildim ve eli boşta kaldı, elini tuttuğum gibi çevirdim. Acımasızca kırdım elini. Özel bölgesine sağlam bir tekme geçirdikten sonra yere eğildiğinde bir tane de yüzüne tekme attım. Yere yığılıp kaldı.

Diğer üç kişi aynı anda üzerime geldiğinde önce birini tuttum ve diğerinin üzerine savurdum. Dengelerini kaybettiklerinde koşarak mekândan çıktım.

Peşimden daha fazlası geliyordu çünkü.

Sokaktan hızla çıktığımda köşedeki arabama atlayıp hızla oradan uzaklaştım.

"Lâl iyi misin?" diye bir ses geldi kulaklığımdan.

"İyiyim. Ama kartı alamadım lanet olsun!" dedim direksiyona vurarak.

"Tamam, buluşma noktasına geç. Araban alınacak, plaka değiştirilecek."

"Tamam Özge tamam." deyip hızla buluşma noktasına gittim.

Arabadan indiğimde soğuk rüzgar tenime çarptı. Üstümdeki cekete daha çok sarıldım.

Bir süre sonra gelen siyah transporter arabadan iki kişi indi. Biri benim için kapıyı açarken diğeri de arabamı aldı.

Transportera binip sıkıntıyla nefes verdim. Sonrasında da gizli ofise götürdüler beni.

İçeri girerken kartımı gösterdim her zamanki gibi.

En üstümüzün odasına girerken üstümü düzelttim. Kapıyı çaldım ve gel sesi gelince içeri girdim.

"Özel ajan birliği, gizli silahı Lâl Korkmaz." deyip biraz bekledi.

"Bu görevi beceremedin."

"Üzgünüm efendim, siviller fazlaydı."

"Bak Lâl, bu aralar çoğu görevde başarısız oluyorsun. Özel hayatında bir sıkıntı olduğunu düşünüyorum. Ama sen bizim gizli silahımızsın. Zaafiyet gösterenezsin."

"Biliyorum efendim, daha dikkatli olacağım."

"Yarın dinlen Lâl. Pazar günü ofiste ol."

"Anlaşıldı efendim."

"Çıkabilirsin." dediğinde çıktım.

Kendi odama geçip duvarı yumrukladım.

"Lanet olsun, lanet olsun! Neden şimdi çıktın ki karşıma, neden? Senin yüzünden görevlerimi bile tamamlayamıyorum. Neden şimdi Aktürkoğlu?" son cümlem kısık sesliydi.

Sinirlerim hiçbir şekilde durulmayınca eşyalarımı da alıp ofisten çıktım.

Her zaman gittiğim spor salonuna gittim.

"Hoşgeldin Lâl. Bugün ne çalışacaksın?"

"Bana sadece boks torbası lazım." dedim sinirle.

"Anlıyorum tamam, içeride bir tane boş var." deyip yolu gösterdi.

Kalbimden Tenime | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin