Amire Veda

545 49 16
                                    

Naptığımı veya napacağımı bilemezken İstanbul'un her köşesinde farklı bir anısı olan sokaklarında öylece yürüyordum.

Saat çoktan gece yarısını geçmiş dışarıda çok ses kalmamıştı. Şiddetini artıran rüzgâr üşümeme sebep olurken yanağımdan akan yaşların da kurumasına sebep oluyordu.

Kerem bana inanmamış hatta dinlememişti bile. Canımı en çok yakan da buydu. O kadar çok sevmesine rağmen neden dinlememişti beni?

Tekrardan çoğalan gözyaşlarımı elimin tersiyle silip yürümeye devam ettim.

Bu saatte ne kadar rahatsız etmek istemesem de İpeği aramak zorunda kaldım. Ondan başka gidebilecek bir yerim yoktu çünkü.

"Alo?" dedi uykulu sesiyle İpek.

"Özür dilerim bu saatte rahatsız ediyorum ama sana gelebilir miyim?"

"Bir şey mi oldu Lâl?" dedi endişeyle çıkan sesiyle.

"Gelince anlatayım mı?"

"Tamam gel bekliyorum." dediğinde telefonu kapadım ve ana yola çıktım.

Gelen taksiyi durdurarak İpeğin evine geldim.

__

Olayı İpeğe kısaca özetlemiş bana vereceği tavsiyeyi dinliyordum kahvemi yudumlarken.

"Yani bence biraz sakinleşmesini bekle. Sonra gider konuşursun o seni dinler zaten."

"İyi ama İpek ben de çok kırıldım. Dinlemeye tenezzül bile etmedi."

"Anlayabiliyorum canım ama Keremin açısından da bakıyorum. Zaten bir kere ona onu aldattığını söyledin. Şimdi tekrardan aynı duyguları yaşamaktan korkuyor. Eminim seni dinleyecektir sakinleşince. O da senden uzak kalamaz çünkü."

"Teşekkür ederim İpek." diyerek güldüm.

"Ne demek her zaman. Neyse ben sana içeri bir yatak kurayım yat dinlen."

"Yatağa gerek yok ya bir battaniye bir yastık versen yeter."

"İyi peki sen bilirsin."

Koltuğa uzanmış kafamdaki düşüncelerle uyumaya çalışıyordum. Uzunca bir süre boş boş tavanı izledikten sonra bastıran uykuyla kendimi bıraktım.

__

Sabah canım istemediği için hiçbir şey yemeyerek evden çıktım. Ağlamaktan şişen gözlerim, morlaşan gözaltlarım, çatlayan dudaklarımla bir ucubeye benzediğime emindim.

Ofise geldiğimde Tolganın burada olması için dua ettim.

"Amirim, iyi misiniz?" diye endişeyle sordu Selen.

"Tolga burada mı Selen?" dedim bakışlarımı sabit tutarken.

"Henüz gelmedi amirim."

"Tamam, geldiği an bana haber vermeni istiyorum. Onun haberi olmasın."

"Anlaşıldı amirim." dediğinde hızla yukarı çıktım.

Ağrıdan çatlayan başım için çekmecemde olan bir ağrı kesici yuttum. Gerçekten bitmiş hissediyordum. Üstüne üstlük Kerem'den herhangi bir mesaj da yoktu.

Oflayarak önümdeki dosyaları incelemeye başladım.

"Amirim Tolga amir geldi." dedi odaya giren Selen.

Adını duyduğum gibi gerilen sinirlerime hakim olamadım. İşin sonunu biliyordum ancak kendimi durduramıyordum.

Hızla odamdan çıkıp yan odaya girdim. Tolga ise ayaktaydı. Dosyaları yerleştiriyordu.

Kalbimden Tenime | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin