3 Hafta Sonra
"Kerem ben çıkacağım birazdan." dedim mutfağa girerken.
"Nereye sevgilim?"
"Emniyete gideceğim."
"Kötü bir şey mi var?" dedi endişeyle.
"Hayır yok, Özge ile ufak bir işimiz var."
"Sorgu meselesi diyorsun."
"Aynen öyle diyorum."
Kerem sıkıntıyla nefes verip konuştu :
"Dikkat et Lâl, kendini çok zorlama. Daha tam iyileşmedin."
"Merak etme sorguya gidiyorum sadece." deyip gülerek Keremin yanağını öptüm.
"Hatta kaçtım bile."
"Kahvaltı?"
"Aç değilim, emniyette yerim bir şeyler."
"Peki tamam, antrenmana gideceğim ben de."
Kereme sarılarak evden çıktım ve arabama binip emniyete gitmeye başladım.
Yaralarım henüz tam olarak iyileşmemişti ama iyiydim. Özgeyi sorgulamak içinse iyileşmeyi beklemiştim.
İpeğe özel izin vererek onların olduğu yerde tuttuk o pisliği. İpek de birçok defa sorgulamıştı ama konuşmuyordu işte. Sadece benimle konuşacağını söylüyordu.
Emniyete geldiğimde direkt olarak İpeğin odasına gidip kapıyı çaldım ve içeri girdim.
"Lâl, hoşgeldin." dedi gülerek ve bana sarıldı.
"Hoşbulduk. Sorgu odasına aldınız mı?"
"Alıyorlar şimdi, gel biz de gidelim."
Odaya girdiğimizde camın diğer tarafında eli masaya kelepçeli Özgeyi gördüm. Sinirlerime hakim olmaya çalışarak derin nefes alıp verdim.
"Lâl sakin olmaya çalış, ne kadar onu öldürmek istesen de bize lazım. Bunu unutma lütfen."
"Merak etme, aklımda." diyerek odaya girdim dosyasıyla beraber.
"Vay vay vay vay, kimler gelmiş kimler!" diyerek sırıtan Özgenin karşısına dosyayı sertçe koyarak oturdum.
"Kısa keseceğim. Babanın nerede olduğunu, nerelerde mekanlarınızın olduğunu yani her şeyi anlatacaksın."
"Neden yapacağım bunu?"
"Acı çekmemek için."
"Sen mi acı çektireceksin bana?" deyip bir kahkaha savurduğunda hâlâ aynı ifadeyle bakıyordum ona.
"Belki abine yaptığım gibi sana da yaparım. Acımadan sıkarım kafana."
"Sık o zaman." dedi sırıtırken.
"Sıkamazsın çünkü lazımım sana." diye de ekledi.
"Bak Özge anlatırsan ne âlâ, ölmezsin. Ama ben buna lazımım, bilgilerim değerli diye de kafana sıkmayacağımı düşünme. Konuşmuyorsan bitti. Acı çekerek öldürürüm seni. Vücudunu parçalara ayırırım, her bir parçayı keserken izlersin beni acı içinde."
Karşımda sessizce duruyordu, kafasında bir şeyleri tartıyordu büyük ihtimalle.
Hâlâ öylece sessiz duruyor olması sinirlerimi bozduğunda bahanemi bulmuş ve ayağa kalkmıştım sinirle.
O bana sorgulayıcı bakışlar gönderirken yanına gittim ve aniden saçlarından tutup kafasını masaya vurdum.
"Konuş yoksa şurada si***im belanı!" deyip bir kere daha vurdum kafasını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimden Tenime | Kerem Aktürkoğlu
Fanfic"Lâl! Lütfen vur beni bitsin!" diyen Kereme baktım yerde yatarken. "Kerem ne saçmalıyorsun sen?" diye sordum zar zor konuşurken. "Böylesi ikimiz için de daha iyi olacak. En azından senin ellerinden öleceğim." Bu hikayedeki kişi ve kurumların gerçek...