"Hazır mısınız?"
"Hazırız efendim."
"Emir komuta tamamen sende Lâl. Size güveniyorum, o adamı almadan gelmeyin."
"Anlaşıldı efendim." deyip odadan çıktım.
Aşağıda beni bekleyen ekibin yanına gittim.
"Evet beyler, bayanlar. Bu görev hayatımızın görevi. O adamı alacağız ve bu çeteyi çökerteceğiz. Herkes kendine dikkat etsin, kimse yara almayacak." dediğimde hepsi onayladı.
Son kontrolleri de yapıp arabalara bindik. Üç sivil araba bara gidiyorduk.
Bar o mafyaya aitti ve Özgenin dediğine göre her çarşamba burada oluyordu adam.
Barın biraz uzağına arabaları park ettikten sonra ekibi toplayıp son kez planı anlattım.
"İçeri sırayla gireceğiz. Arada en az on beş dakika fark olacak. Adam İpeği ve beni tanıyor. O yüzden İpeği riske atamam. O arka kapıdan girecek. Garsonlardan birini etkisiz hale getirerek onun kılığına girecek. Ben ön kapıdan içeri girdiğimde direkt olarak onun odasına götürecekler zaten beni. Büyük ihtimalle beni yatağa atmak isteyecek. Kulaklığım bu süre zarfında açık olacak. Emir vermeden harekete geçmeyin."
Herkes anlaşıldı dediğinde göreve başladık. Aradan bir saat geçtiğinde tüm adamlar içerideydi.
"İpek hadi girme vaktin."
"Lâl iyi olacak mısın?"
"Merak etme bir şey olmayacak. Asıl sen kendine dikkat et."
"Şu görevi başarıyla bitirelim." deyip gülümsediğinde sarıldık ve İpek de içeri girdi.
Aradan beş dakika geçmişti.
"Yerimi aldım." diyen İpekle derin nefes alıp verdim ve içeri girdim.
Ortaya doğru ilerliyordum ki iki kişi tarafından önüm kesildi.
"Lâl Korkmaz, bizimle geliyorsun." dediklerinde sırıtıp kendimi teslim ettim.
Yukarı çıktığımızda bir odanın önüne geldik.
Girmeden önce belimdeki silahımı aldılar. Üstümü aradılar tabii ama saç tokamın bir bıçak olduğunu fark edemediler.
Kapıyı çaldılar ve içeriden gel sesi duyulunca beni kollarımdan tutarak içeri soktular.
"Sen- Senin ne işin var burada?"
"Bilmem öyle ziyaret edeyim dedim." sırıtarak söylemiştim bunu.
"Dalga mı geçiyorsun lan benimle?" dedi sinirlenip ayağa kalkarken.
"Hayır. Seni özledim geldim." dedim ses tonumu cilveli bir şekilde değiştirerek.
"Kerem bunları duysa çıldırırdı galiba." diyen İpeği umursamamaya çalıştım.
Karşımdaki adam bana şüpheyle bakarken konuştum :
"Oğlunu öldürmüş olabilirim İsmail Soykan. Ama seni öldüremem."
"O niyeymiş?" dedi yaklaşırken.
"Çünkü sana aşık oldum." dedim ciddi bir ifadeyle.
"Oyun olmadığını nasıl bileceğim?" dedi dibime girerken.
"Buraya tek başıma geldim, silahsızım. İsteğimle senin odana geldim. Sadece seni istiyorum." dedim dudaklarına yaklaşırken.
Olduğumuz durum midemi bulandırıyordu ama zorundaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimden Tenime | Kerem Aktürkoğlu
Fanfiction"Lâl! Lütfen vur beni bitsin!" diyen Kereme baktım yerde yatarken. "Kerem ne saçmalıyorsun sen?" diye sordum zar zor konuşurken. "Böylesi ikimiz için de daha iyi olacak. En azından senin ellerinden öleceğim." Bu hikayedeki kişi ve kurumların gerçek...