2 Hafta Sonra
"Haydi Cimbom haydi Cimbom haydiiii, tam zamanı tam zamanı şimdii!" diye bağırarak tribünlere eşlik ediyordum.
Manchester United ile evimizde maç yapıyorduk. Tabii ki takımı ve Keremi desteklemek için gelmiştim. İpekle her zamanki yerimizde oturuyor, daha doğrusu oturmuyor ayakta tezahürat yapıyorduk.
İkinci yarıda Kerem ve Barış oyuna girmişti. Ziyechin ikinci golüyle beraberlik için sadece bir gole ihtiyacımız vardı.
Bir atağa başladığımızda Ziyech topu Kerem'e pasladı. Sağ köşeden sağ ayağıyla mükemmel bir şut ve GOOOOLLLL!
Tribünlerden deli gibi ses çıkarken herkes seviniyordu. Üstüne üstlük Kerem kötü bir dönemin ardından büyüleyici bir gol atarak tekrardan dönüyordu sahalara.
"Galatasarayımızın üçüncü golü 7 numara
AKTÜRKOĞLUUU
KEREEMM
AKTÜRKOĞLUUU
KEREEEEM
AKTÜRKOĞLU
KEREEEM!" diye bağırarak ben de eşlik etmiştim.
Hâlâ deliler gibi sevinirken İpekle birbirimize sarılmıştık.
Maç 3-3 bittiğinde beklediğimiz beraberlik değil zaferdi tabii ama hakeme rağmen mükemmel oynamıştık.
Maç sonu takım tribünlere üçlü çektirdikten sonra içeri girdi. Biz de hemen İpekle aşağı indik.
Arka çıkıştan çıkarak benim arabama atlayıp beklemeye başladık. Kerem ve Barış bizle gelecekti çünkü.
Yaklaşık on beş dakika sonra ikisi de geldiğinde arabayı çalıştırdım basına yakalanmadan oradan çıktım.
Dışarıda kutlama yapmak istemiştik bu yüzden canlı müziği olan bir mekâna gidiyorduk.
Yolda Galatasaray marşları açıp bağıra bağıra söylüyorduk.
Mekâna geldiğimizde direkt olarak oturup meyve ve tatlı söyledik. Kahveleri de unutmamıştık tabii.
Arkada eğlenceli şarkılar çalarken Kerem'e yakınlaşmış kafamı omzuna yaslamıştım. Gülerek Barış ve İpeği dinliyorduk.
"Ya bırak Barış ya." diyerek sinirle önüne döndü İpek.
"Ya canım komiserim şaka yaptım diyorum. Senden güzeli mi var?" diye sordu Barış yaklaşırken.
"Demekki varmış sana göre."
"Ya şakaydı diyorum ama." dedi İpeğin omzuna çenesini yaslarken.
Bu halleri bize çok komik geldiği için durmaksızın gülüyorduk.
"Siz ne gülüyorsunuz?" diye sinirle bize döndü İpek.
Gülmemeye çalışsam da kendime engel olamıyordum.
"Gülmesene kızım!" dediğinde kafamı Keremin boynuna gömüp güldüm.
Eğlenmeye devam ederken romantik bir müzik çalmaya başladı arkada. Birkaç çift dans ederken gözlerim Kerem'e kaydı.
Hiçbir şey demeden ayağa kalkarak elini uzattı. Kocaman gülümseyerek elinden tutup ayağa kalktım ben de.
Pistin ortasına geçtiğimizde İpekten fotoğrafımızı çekmesini istemiştim.
Kerem ellerini belime sararken ben de boynuna attım ellerimi. Gözlerinin içine bakarken kendimi yenilenmiş gibi hissediyordum.
Hâlâ tam olarak kendime gelememiştim ama Kerem bana çok yardımcı oluyordu. Teker teker sarıyordu yaralarımı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimden Tenime | Kerem Aktürkoğlu
Fanfic"Lâl! Lütfen vur beni bitsin!" diyen Kereme baktım yerde yatarken. "Kerem ne saçmalıyorsun sen?" diye sordum zar zor konuşurken. "Böylesi ikimiz için de daha iyi olacak. En azından senin ellerinden öleceğim." Bu hikayedeki kişi ve kurumların gerçek...