Alevlenen Aşk

1.4K 52 35
                                    

Kerem bana yemek yediriyorken içeri doktor girdi.

"Bakıyorum da çok iyisin Lâl." dedi gülerek.

"Sevgilim sağolsun, bir kere görmek yetti." dedim ben de gülerek.

"Eğer kendini daha iyi hissedeceksen bugün taburcu olabilirsin."

"Evet, çok isterim."

"Tamam o zaman. Çıkış işlemlerini halledelim." deyip bazı kağıtları imzalattığında tamamdı.

Hemşire yardımıyla üstümü değiştikten sonra tekerlekli sandalyeye oturdum. Kerem beni arabaya bindirdiğinde de eve geldik.

Kendi evime gideceğim sanıyorken Kerem kendi evine gidiyordu.

"Kerem, evime götürsene beni."

"Evine götürüyorum zaten."

"İyi de senin evine gidiyoruz."

"Benim değil bizim evimiz olacak yalnız."

"Sana mı taşındım, benim niye haberim yok?"

"Artık var. Hem bu halde hayatta yalnız bırakmam seni."

Biz böyle konuşurken eve gelmiştik kapıyı bile açmıştı Kerem.

Yavaşça yürütüp koltuğa yatırmıştı beni. Sonra o da yanıma oturarak dudaklarını büzdü.

"Niye büzüyorsun dudaklarını?"

"Bana taşın lütfen."

"İyi ama-"

"Ben hep seninle beraber olmak istiyorum. Her an beraber olalım istiyorum." deyip dudaklarını büzmeye devam etti.

"Tamam yapma öyle dudaklarını. Taşınacağım sana."

"Hemen yarın taşın, ben eşyalarını toplarım!"

"Bebek gibisin Kerem."

"Yalnızca senin bebeğin." diyerek göz kırptı.

"Neyse ben şimdi çorba yapacağım sana. Kumandayı da vereyim, televizyonda takıl sen."

"Chef Aktürkoğlu mood on diyorsun yani?"

"Aynen öyle diyorum." deyip alnımı öptü ve mutfağa gitti.

Ben alnımı öpmesine takılı kalmıştım ama. Tekrardan bu hissi yaşamak sanki hayata yeniden başlıyormuşum gibi hissettiriyordu.

Aptal gibi sırıtarak televizyonu açtım. Yaklaşık yarım saat sonra Kerem elinde bir tepsiyle geliyordu.

Önüme sehpayı çekerek tepsiyi koydu.

Yavaşça doğrulduğum sırada da yardım ederek beni yukarı çekti.

"Tavuk sulu çorba mı o?" dedim iğrenerek bakarken.

"Nefret ettiğini biliyorum ama içmek zorundasın. Yaraların daha hızlı iyileşir."

"Ama Kerem."

"Sen dua et kemik suyu çorbası yapmadım. İçeceksin bunu." deyip kaşıkla çorbayı aldı ve uzattı.

Oflayarak içtiğimde huylandım ve yüzümü ekşittim.

"Şuna bak ya sen o kadar adamı tek başına döv ama bir çift kahverengi göze yenil. Koskoca ajanım ama burada zorla tavuk suyu içiyorum."

"Eh aşkın gücü her şeyden büyüktür. Tabii benim de yakışıklılığıma karşı koyamıyorsun o da ayrı." dedi sırıtarak.

"Öyle mi Kerem Bey? İçmiyorum."

Kalbimden Tenime | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin