sekiz

91 15 68
                                    

"Bu kim?" Diye sorarken buldum kendimi. Geldiğinden beri Yunho'dan gözlerini alamayan bu yabancının ileride sorun çıkaracağına emindim. Ekibe olmasa bile ben ve Yunho arasında gerginliğe neden olabilirdi. Kıskanç bir adam olduğunuzda her şey sorun yaratabilecek hale geliyordu. En masum görünen kişiler bile.

Siyah kısa saçlı, üstündeki giysileri kapatan şalıyla karşımızda duran bu kızı hiçbirimiz tanımıyorduk anlaşılan.

"Seori." Dedi kızı işaret ederek, "Mingyu'nun tuttuğu kızlardan biriydi. Onu ordan kurtarmaya çalışıyordum birkaç gündür, artık bizimle kalacak."

Artık bizimle kalacak. Ne zamandan beri kararları Seonghwa tek başına alıyordu? Normalde hep beraber karar alırdık ama Seonghwa'nın önerdiği bir konuyu bile çok daha fazla düşünürdük kendisine güvenmediğimiz için. Şimdiyse sorgusuz bu kızı kabul edeceğimizi söylüyordu resmen bize.

Seonghwa kıza oturması için boş tekli koltuğu işaret etti. Yalandan bir çekinmeyle oturmuştu, yalandan diyorum çünkü gerçekten çekiniyor olsa ne otururken ne de odaya girdiği ilk andan beri Yunho'yu yiyecekmiş gibi bakamazdı.

Mingyu'nun insan ticareti yaptığını bazılarını ise kendine saklayıp tecavüz ettiğini biliyorduk zaten. Ama içten içe bu kızın onlardan biri olduğuna inanamıyor gibiydim.

"Ne zamandan beri ordaydın?" Hongjoong sordu bunu. Bir yandan Yeosang'a Suji'yi götürmesi için işaret etmişti. Yeosang küçük kızı da alıp odadan çıktıktan sonra tam karşımızdaki koltukta oturan kadın konuştu:

"Yaklaşık iki yıldır."

Savunma dürtüme engel olamayıp kollarımı çaprazlayıp kızı incelemeye devam ettim. Ne benimle ne de diğerleriyle göz teması kuruyordu. Ya Yunho'ya ya da Seonghwa'ya bakıyordu.

Tanrı aşkına Yunho'ya niye bakıyordu? Geldiği ilk saniyeden beni huzursuz etmeyi başarmıştı resmen.

Kız Seonghwa'ya dönüp su istediğinde bu fırsatı kullanıp Yunho'ya bir göz attım. O da Seori'yi inceliyordu. İster istemez daha da sinirlendiğimi hissettim.
Çocukça davranmanın sırası değildi ama engel olamıyordum.

Yunho'nun da benim gibi ondan hoşlanmadığı için bu denli detaylı incelediğine kendimi inandırıp konuyu kendi içimde kapatmaya karar verdim. Kız da bu sırada Seonghwa'nın getirdiği sudan içip bardağı ona geri uzatmıştı.

"Ailen yok mu? Seni arayan herhangi biri?Merak etmeyecekler mi?" Kız sonunda yalnzıca aynı iki kişiye bakmayı kesip Wooyoung'a bakmıştı bu sorusunun ardından. Yüzündeki ifadenin hızlıca durgunlaştığını fark ettim. Başını hayır anlamında salladı yalnızca.

Bir süre bizimkilerle birbirimize baktık. Her ne kadar ben istemesem de diğer hepsinin bizimle kalmasında bir sorun göremediğini anlamıştım. Mingyu ve Wonwoo hakkında bilgi almamıza yardımcı olabileceğini düşünüyorlardı. Ben de böyle düşünürdüm, eğer gerçekten Mingyu'nun elinden kurtulmuş biri olduğuna inansaydım.

Yıllarca zulüm görmüş biri nasıl hala bu kadar alımlı görünebilirdi? İnandırıcı gelmiyordu işte. Bir şeyler yanlıştı.

Ya da belki de ben kafamın bulanıklığını bu konuya da yansıtıyordum. Her şey yalnızca benim zihnimin oyunu da olabilirdi. Yunho'ya bakmıyor bile olabilirdi belki de.

Gün geçtikçe zihnimin bana sunduklarından emin olmakta zorlanıyordum.

"Buna daha sonra detaylıca düşünüp karar veririz." Dedi Hongjoong bana bakarken. Hoşnut olmadığımı fark eden tek kişiydi muhtemelen bu yüzden söylediklerinden rahatsız olmamam için dikkatlice seçiyordu kelimelerini. "En azından birkaç gün için bizimle kalmasında bir sorun yok." Belli belirsiz başımı salladım rahat davranması için. Sırf ben ve iç güdülerim bu kızın iyi olmadığını söyledi diye bilgi alma fırsatını riske atmamalıydık sonuçta. Hoşuma gitse de gitmese de bu kız bize yardımcı olabilirdi ve bu bariz bir gerçekti.

"Bizim yanımızdaki oda boştu, orda kalabilir." Yunho söylemişti bunu. Kastettiği oda ikimizin kaldığı odanın hemen bitişiğindekiydi.

Yeterince büyük bir evde kalıyorduk. Çalışma odası olarak kullandıklarımızdan birini de boşaltabilirdik. Bu kızın bize bu kadar yakın olmasına gerek var mıydı cidden? Diğerleri kız için o odayı kullanabileceklerine dair bir şeyler konuşmaya başlamıştı bile. Oturduğum yerde hareket edip Yunho'ya yaklaştım.

"İstersen direkt bizim odada kalsın bir de."

Ne kastettiğimi anlamadığı için şaşkınca baktı bana. Göz devirdim ve diğerlerinin konuştuklarına dikkatimi vermeye çalıştım. Ama dinliyor gibi yapıp kendi düşüncelerimde boğulmaya başlamıştım bile.

Yunho'yu çok seviyordum, yaptığı hataları görmezden gelecek kadar seviyordum, güldüğü anda içimdeki bahara engel olamıyordum. Seviyordum sevmesine ama Yunho bazen cidden çok bariz şeyleri bile göremiyor, anlayamıyordu. Az önceki gibi bazı konularda iğneleme yapmamın da bir anlamı kalmıyordu bu nedenle.

Yunho kendi gibi açık insanları severdi. Karşısındaki karmaşık davranmasın, ne hissediyorsa kolayca bunu anlayabilsin isterdi. Ve sanırım ben Yunho'nun sevdiği hiçbir özelliğe sahip değildim bu konularda.

Sanırım karşımdaki daha yarım saattir tanıdığım bu kızı da bundan dolayı sevememiştim.

Ben gün geçtikçe sağlığımı kaybediyordum. Günler geçtikçe daha da kötüleşecek belki de ölecektim. Kaç ay ya da hafta daha şu anki gibi iyi görünümlü olabilirdim bilmiyordum.
Yunho'nun sadece görünüşümle ilgilenmediğini elbette biliyordum ama hastalığın ruh halimi de değiştirdiği inkar edilemezdi. Ya bir gün sırf kötü hissettiğim için onunla kavga edersem, o zaman ne yapacaktım? Ben gittikçe kötüleşirken tıpkı karşımdaki bu kız gibi insanlar olacaktı sonuçta etrafında. Yunho hangisini seçerdi?

Veya en basitinden Yunho, ölmek üzere biriyle ne kadar daha beraber kalmayı isterdi? En azından ben ölene kadar aramızın iyi olmasını dilemekten başka bir şey gelmiyordu elimden.

Yunho'yu kaybetmemeliydim. O beni eninde sonunda kaybedecek olsa da.

——

Kırk yılda bir sahne atıp her sahnede entrika çıkarmaya bayılıyorum✨💀✌🏻

Neyse bu kızı sevmeyin sakın bak Mingi ne diyorsa güvenin çocuğuma koskoca ekipte en aklı başında kişi o şu anda (Jongho ölmeseydi Jongho olurdu bu kişi🥺)

Önümüzdeki bir iki sahne genel olarak böyle yeni karakter gelmeleri veya diğerleriyle ilgili bilgilerle geçebilir böyle olursa ilerleyen olaylar daha iyi anlaşılır diye düşündüm (sanki ilerleteceğim de kurguyu o kadar🤡)

Neyse efendim iyi geceler hepinize💃🏻💃🏻

kings vs jesters ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin