"Konuşmuyor benimle." Yunho kendi kendine güldü. İçtiği içkiler etki göstermeye başlamıştı, sarhoş gibiydi. "Sen konuş o zaman." dedi yanındaki kadın. Önlerindeki sehpada duran içki şişesinden biraz daha döktü kendi bardağına, sonra arkadaşına baktı: "Kaçıyor benden, dinlemiyor bile." Ama aynı evde onlarla yaşayan bu kız elbette arkadaşının yalan söylediğini biliyordu."Onunla konuşmaya çalışmadın ki hiç. Asıl kaçan sensin."
"Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Konuşsam ne diyeceğim ona? Kendi planım işe yarar sandım mı?" Alaycı şekilde konuştu. Kötü hissediyordu. San'ın öldüğünü öğrenmelerinden iki gün geçmişti ve bu iki gün içinde Mingi ile hiç konuşmamıştılar. Hatta karşılaşmamıştılar bile, Mingi gün içinde eve gelmiyordu. Hastanede çalıştığını söylüyor, geceleri de geç geliyordu.
Geç geldiğinde de Yunho'nun yanına, yani ikisinin odasına gitmiyordu. Boş, misafir odası olan odalardan birinde uyumayı tercih ediyordu.
Yunho bunu ilk geceden fark etmişti zaten. Bunu bilmek de kendisine bir yük olduğundan kendisi de geceleri uyuyamıyordu. Şimdiyse Seori ile normalde Mingi ile olması gereken odada oturmuş konuşuyordu.
"Yunho." dedi arkadaşı. Yıllar önce lisede tanışmıştı onunla. O zamanlarki büyük arkadaş grubundan biriydi Seori Yunho için. Yunho adını söylemesiyle başını ona çevirdi. Kadın başta kararsız gibi gözüktü ama söyleyeceği şeyi söylemekten vazgeçmedi.
"Gidelim buradan."
Yunho güldü, söylediğini ciddiye almamıştı bile. Gitmek mi? Arkadaşlarını bırakıp gitse ne olacaktı ki? Ona göre kaçmak bir çözüm olamazdı asla. Ölecek olduğunu bilse bile arkadaşlarını bırakmayacaktı.
"Ciddiyim. Kaçabiliriz, Yunho. Bize yardım edecek tanıdıklarım var. Gideriz ve asla bulunma-"
"Saçmalıyorsun. Hiçbir yere gitmeyeceğim."
Yunho sözünü kestiği ve teklifini böyle kesince terslediği için Seori'nin morali bozulmuştu.
Seori liseden beri, Yunho'yu gördüğü ilk andan beri onun peşindeydi. Gizlice takip eder, ne yaptığını, nelere ilgi duyduğunu öğrenmeye çalışırdı. Yıllarca ondan hoşlanmayı sürdürmüştü, şimdi ise beraber olabilmelerini istiyordu.
Kimse olmadan yalnızca ikisinden ibaret bir yaşam, Seori için var olan tek hayal de hedef de buydu.
Ve Yunho için Seori ise öylesine bir arkadaştı."Yunho; beni dinle, Mingi seni sevmiyor bile, diğer arkadaşlarıyla aynı noktada tutuyor seni. Hem tek bir hatanda aranıza böyle mesafe koyuyorsa nasıl gerçekten seni sevdiğini düşünebilirsin? Lütfen, bırak onu artık."
Diğerleriyle aynı noktada mı tutuyor? Diye düşündü bir süre. Fazla düşünmedi, sarhoşluğun etkisiydi belki ama böyle olmadığına inanmıştı. Mingi diğerlerinin yanında ona da arkadaşı gibi davranırdı evet ama baş başa kaldıklarında iliklerine kadar hissederdi Mingi'nin ona verdiği değeri. Seori yalnızca birkaç günlük gözlemlerine dayanarak saçmalıyordu yani Yunho'ya göre.
"Yunho."
Tekrar yanındaki arkadaşına baktı ve Seori'nin ani sarılışı yüzünden afallar gibi oldu. Elindeki kadehi dökülmemesi için düzgün tutmaya çalıştı, sarılışına karşılık vermiyordu. Rahatsız olmuş hissettiğini fark etti ama bunun nedenini de alkole bağladı. Kendini geri çekmeye çalıştığında Seori'nin daha sıkı sarıldı.
Yunho gömleğinin yakasından dolayı açıkta kalmış boynunda baskı hissettiği anda elindeki kadehin alındığını, aynı zamanda Seori'nin geri çekildiğini gördü. Gördüklerini zor algıladığından Seori'yi geriye çekenin de kadehi elinden alanın da Mingi olduğunu biraz geç anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kings vs jesters ✔︎
Fanfiction8 kişilik arkadaş grubu içlerinden birinin ölmesiyle suçludan intikam almaya çalışır. text !fvn devam kitabı¡ 051023 - 040224 © kupsel | 220923