Robert
"Onu istiyorum. Bunca zaman sonra onu bırakamam."
"Yapma bunu Carlos. Kralıktan kovulacağını biliyorsun. Bir araya gelmeniz, lânetleneceğiniz anlamına geliyor."
"Saçmalama Robert onunla insanların dünyasında yeni bir hayat kuracağız."
"Bunu yaparsan, anneme anlatırım." Küçük kardeşim Carlos, iyilik perisi Lara'nın kızından hoşlanıyordu. İnsanların dünyasına gidebilen iki elçi. İkisi de dünyada karşılaşmışlar. İzabel ile tanışma hikayesini de bilmiyordum. Bunu bana hiç bir zaman anlatmamıştı.
Annemin ona insanlar dünyasına gitmeleri için verdiği güç bir hataydı.
"Yapamazsın."
"İzle ve gör." Konuşmamız tartışma ile son bulmuştu. Bir hafta sonra ise dediğini yapmıştı.
Yedi Kralığında, Kraliçelerinin de bir araya gelip hepsinin güçlerinin bir araya gelmesiyle oluşturdukları lanetli büyü ile hayatlarına devam edecekti. Bunlara şahit olan yedi kişinin, sekizincisiydim.
Küçük yeğenimin varlığından haberdar olan bir tek bendim. Edward'ın da dediği gibi kardeşime olan kinimi ve nefretimi ondan çıkartmıştım.
Edward ile hikayemiz çok başkaydı. Amaya'nın olduğu hastaneye girmelerini sağlayan bendim.
Bu iyiliğimin karşılığında ise zamanı gelince bedelinin ağır olacağını dile getirmiştim.
Aslında buna iyilikte denmezdi. Benim de kendimce planlarım vardı. Ve her Kralığın üyesinden biri bana borçluydu. Zamanı geldiğinde ise bunları çok güzel kullanacaktım.
Şimdi ise ormanın içinde ikisini izliyordum. Onları bir birine bağlayan, bağ aşk değildi. Sevgi ise hiç değildi.
Sürekli Amaya'nın onu istemediğini dile getirdiğini duyardım. Ve hiç bir zaman da ayrı kalamazlardı.
Tek çözemedim şey ise onların bağı olmuştu. Bunca zaman Amaya, Edwardan ne istemise yerine getirmişti.
Gün içinde ölen doktor ve görevlilerin en son Edwardla görüştüğünü daha sonra ise soluğu Amaya'nın odasında aldıklarından haberdardım. Ecelerine kendi ayaklarıyla gitmesi komikti.
Onu engellemek yerine arkasını toplayan da bendim. Bir işe girişmisem onu yarıda bırakmak bana göre değildi.
Küçük yeğenim ne kadar tehlikeli olduğunu da öğrenmiş oldum bu süreçte. Kana ve acıya, aç bir canavardı.
Annesinin soyu ile alakası yoktu. Biz ise kötülük saçan meleklerdik onun o küçük yaşta ,yaptıklarını biz yapamazdık.
Zamanla bu gücünün kaynağını anlamıştım. Bunu insanların kullandığı kaynaklarla ve ilaçlarla engel olmaya çalışmıştım. Fakat bunun hiç bir yararı olmamıştı.
Onları izlediğim yerden Edward'ın dediklerini duydum. Acaba gerçekten onu seviyor muydu?
Yoksa bunu gücü için mi yapıyordu. Başka türlü sonunun, onun ailesi gibi olacağını biliyor olmalıydı. Ailesine bağlı olduğunu çok iyi biliyordum.
Gördüğüm ve beni en çok şaşırtan ise Amaya'nın arkasını döndüğünde göz yaşları dökmesi oldu.
Hayır onu seviyor olamazdı. Annesinin bir kopyası gibi olan Amaya güzelliği konusunda her kadına taş çıkartırdı.
Amaya saklandığım ağacı geçtiğinde, boynunda yaptığım bayılma hareketi ile yere düştü.
Edward beni görünce koşup yanıma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyülü Beden [TAMAMLANDI]
FantasyRuhların da ki gerçekleri dışarıya yansıtan herkes lanetlidir. Ben de lanetlenmiş o kızım...