4; Bölüm

268 21 5
                                    

Hiç bir zaman mutluluk ve sevgi kavramının ne olduğunu anlayamamıştım. Sadece kan ve çığlıklar bana yaşadığımı hissetiriyor.

Sonumun nasıl geleceğine dair hiç bir fikrim yok. Acaba onları yaktığım gibi ben de mi yanacaktım. Ve ya kan kustura kustura öldürdüğüm o insanlar gibi mi?

Sanırım onu bugün öğrenecektim. Yaşamaya başlamadan, ölecektim. Ve bu yanımda duran adam sebep olacaktı.

"3 dediğim de arkana bakmadan kaç." Lanet olsun, yolu bilmiyordum ki. Etrafıma bakıp bir şeyler arıyordum. Eyer bana zarar gelir ise Edwardı bir daha afedeceğimi sanmıyordum, saçma sapan uydurulmuş hikaye yüzünden bu olursa.

"Sen beni ahmak mı sanıyorsun, Edward. İşitme yetimizin ne kadar iyi olduğunu bilmiyor musun?" Korkmanın bir faydası yoktu. Arkamı döndüğümde kırmızı gözleriyle çok güzel bir kadın vardı karşımda. Bir kurdun dişlerinden farksız dişleriyle hızlı hızlı soluyordu.

"Bu kim Edward"

"Bunu sana söyleyemem Jesa."

"Ne demek bu, hangi soydan. Bu bir insan değil." Benim olduğum tarafa doğru burnunu kırıştırıp, Edward ile konuşmaya devam etti. Arada bir benimle göz teması kuruyordu.

"O aranan, yedi güce sahip olan lanetli. Ona zarar verme lütfen."

"Bu annenin hoşuna gidecektir." İkisinin diyaloğundan bişeyler çıkartmaya çalışıyordum.

"Sana burdan kaç dedim Amaya."

"Sakın, Edward. Bu şansı kaçırmazsın." Onun gözlerinde ki sertlik Edwarda bakınca yumuşuyordu. Bunun tek bir anlamı vardı. Ondan hoşlanıyor ve belki de daha fazlası.

Edward, onu kolundan tutup benden uzaklaşmaya başladılar. Ben de bunu fırsat bilip kaçacaktım. Ben nefesimi tutup koşmaya başlamıştım. Arkada ki bağırışmadan onun da beni yakalamak için koşmaya başladığını anlamıştım.

Edwardın gözlerimi açtığı yere kadar gelebilmiştim. Fakat gördüğüm kurt ile bunun çok geç olduğunu anlamıştım. Kırmızı gözler bu o. Üzerime atılmasıyla yere düşmem aynı anda olmuştu.

Yüzümde hissettiğim sıcak sıvı ile yaralandığımı anlamıştım. Vücudumda hissettiğim kasılmalar ve sıcaklık ile neye dönüştüğümün farkında değildim. Onu ittiğim ellerimde alev vardı. B- ben de onlar gibi oluyordum.

Kendi görünümüne dönmesiyle boğuşma yine başlamıştı. Saçlarımın uçlarında ki alev korkmama sebep olmuştu ama bu bana zarar vermiyordu. Her ona dokunduğumda çığlık atarak geriye sıçrıyordu. Edward da ortalıkta yoktu. Tekrar kurt görünümüne geçtiğinde, gözleri beni öldürmek için sabırsızlık içindeydi. On parmağımın ucunda ki, kibrit görünümlü ateşler ortaya çıkmıştı. Ben çok yoruluyordum, gözlerim kararıyordu.

~

Gözlerimi açtığımda ben yine aynı oradaydım. Ama kalkacak takatim yoktu.

"Sonun da uyana bildin." Yatağın diğer ucunda Edward vardı.

"Seni anlayamadım. Biz ordan nasıl çıktık."

"Bir haftadır uyuyorsun. Ve sen onu öldürdün, ben geldiğimde o çayır çayır yanıyordu sen ise yerde baygındın."

"Bunu ben yapmadım. O bana saldırdı ve ben bilmiyorum. Hatırlamıyorum."

"O benim tek arkadaşımdı."

"Ben gerçekten hatırlamıyorum. Sadece kendimi korumak istemiştim. Parmak uçlarım, saçlarım onlar birer kiprit çöpünde ki alevi anımsatıyorlardı. Ben ne yaptığımı bilmiyorum."

"Bunu tekrar yapabilir misin?" Ne yaptığımı hatırlamıyordum. Bu beni üzmezdi çünkü bir çok insanı sevkle öldürmüştüm. O ise benim kendi güçlerimle küle dönüşmüştü. Daha bu güç ve alevleri atlatamıyordum.

"Sanmıyorum. Vücudum da hala yanma hisi var. Canım acıyor."

"Bunu kontrol edebilirsin. Zaten güçlerin oldukça geç ortaya çıktı. İlk kullanışında bu kadar kötüyse eğitildiğin zaman ne yapacaksın."

"Beni yanlız bırakır mısın? Dinlenmeye ihtiyacım var. Onu isteyerek yapmadım, kendimi koruyordum." Bana cevap vermeden, arkasına bakmadan odadan çıkıp gitmişti.

Kendimi normal bir insanken sevmiyordum. Bundan sonra ise nefret duyacaktım. Canavar diye bahsetikleri buymuş. Anne ve babam, bu yüzden bana lanetli deyip duruyorlardı. Aslında ilk günden sevilmemişim.
Küçük bir bebekken bile. Meğerse bunun suçlusu da onlar. Onların var oluşu ve bir araya gelişi. Beni de onları da yok etmişti.

Ne yapacağımı bilmiyordum. Ben hiç bir zaman geleceği düşünmemiştim. Ben aldığım nefesi de sorgulamamışım.

Edwardın hayatıma girmesi tesadüf değilmiş. Oda bir amaç uğruna olmuş. Daha fazla düşünmek istemiyordum. Sanırım hep yaptığım gibi uyuyacaktım. Tek dayanağım ve kaçış noktam buydu. Kimi zaman iğnelerle ve ilaçlarla ben her zaman uyutulmuştum. Bana sormadan hiç var olmamış hayatım hakkında kararlar alınmıştı.

Büyülü Beden [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin