17;Bölüm

56 8 0
                                    

Edward

Koskoca bir yıl, onsuz geçirdiğim bir yıl. Siktiğim herif ile onu bir yıl boyunca izledim. Ve hiç bir şey yapamadım.

Onu her öpüşü, gülüşü, sevişi ve kahkahaları hepsini gördüm. Onunla büyüyen, seven bendim fakat bunların hiç birini benimle yaşamadı.

Seviştilerini gördükten sonra onu beklemenin ve geri dönmesinin imkansızlığını da bu gözlerle gördüm.

Benim tanıdığım, bildiğim Amaya kendini bile sevmezdi. Yaşamı boyunca lanetler ve nefretlerle yaşayan Amaya. Onunla yaşamak için savaştığını gördüm.

Amaya çiçek sevmez, sevemez. Benden öldürmek, içinde ki arzuyu dindirmek için can almak isteyen. Onunlayken çiçek seviyordu. Ondan çiçek istiyordu.

Sanırım ona kötülükten başka bir şey hayatına katmamıştım. Annem onu benden aldığı gün anladım, onu sevdiğimi. Ondan öncesinde annem için, ailem için yanımda tuttuğum bir silah olduğunu öğrendim.

Aylarca onun yanına gitmemem için annemin beni odamda hapsettiği kalkanda kalmıştım. Bu şekilde ondan vazgeçebileceğimi sanmıştı. Ben de öyle sanmıştım.

Bir ay boyunca onun öldüğünü sanmıştım. Bu bir ayda sadece yemem için yemek odama bırakılıyordu. Bunu da annem güçleriyle sağlıyordu. Odaya giren kişiden bilgi almamam için. Koskoca otuz gün boyunca uyku veya yeme kabiliyetimi kaybetmiştim. Odamın her yanı karanlıktı. Küçükken kötü birşey yaptığım da ve ya annemi kırdığımda kendimi cezalandırdığım odamın en karanlık köşesinde oturur pozisyonda bir öne bir arkaya salanıp dururdum.

Yıllar sonra o cezaya hakettiğimi biliyordum. Önceden bir veya iki gün süren cezam bir ay sürmüştü. Yemeden içmeden, uyumadan bir ay boyunca o pozisyonda kendimi cezalandırdım. Kendimde olduğumu sanmıyordum. Tek hissettiğim bana güvenen birinin, ölümden korkan birini, kendi ellerimle ölümünü getirmek olduğuydu.

En son ne zaman ağladığımı hatırlamıyordum. Bir ay boyunca saklanan tüm göz yaşlarım onun için yağmur gibi akmaya başladığıydı.

Taki bir ay sonra odama gelen Robertle, onun yaşadığını öğrenilmiştim. Annem kendini suçlu hissettiği için odama gelmediğini benim onu affetmemi istemesiydi. Bu başta faha çok çıldırmama neden olmuştum. Robert'in onun yaşadığını söylediğinde zorlanarak ayağa kalkmaya başarmıştım. Bir ay boyunca sürekli aynı şekilde duran bacaklarımın kendine gelmesi zor olmuştu. Bunu başardığım da ise odada olan herşeyin parçalanmasını sağlamıştım.

Eğer annem güçlerime el koymasaydı. Burdan çıkmayı sağlayabilirdim. Fakat güçlerimi elimden alması buna engel olmuştu.

Robert sakinleşmemi beklemişti. Kendini korumak için bir kalkana almıştı.
Sürekli bizim Kralıkta olmasının nedeni ise ailesine olan nefretiydi. Anneme ondan alınan abisinin hıncı olduğunu söylemişti. Yedi Kralığın da bağımsız olan varlığı olarak bilinirdi. Her Kralıkta olan bağıda bunu kanıtlıyordu.

Daha sonrasında ise burdan çıkmamı tek yolu. Annemden benim özür dilememi ve bir anlık hata olduğunu istedi. Ona cevap vermediğim için odadan gitmişti. Bir kaç hafta sonra annem odama gelince Robert'in dediklerini anneme söylemiştim. Oda üzgün olduğunu söyleyip bana sarılmıştı.

Bir ay sonra annemin güvenini tekrar kazandıktan sonra Amaya'yı görmeye gitmiştim. Gördüğüm tablo içler acısı da olsa da üç ay boyunca onu göremediğim için onu öpen aşağılıkla görmeye katlanmıştım.

Amaya'nın sözde olan büyük annesini fark edince ordan gitmem gerekiyordu. O günün akşamında odasında onu izliyordum. Oluşturduğum kalkan ile saatlerce onu izleyebilmiştim. Gördüğü kabus ile gözlerini aralamıştı. Ona, onu sevdiğini sorduğumda gözlerinde gördüğüm hiçlik ile onu düşünmem aptallık olurdu.

Amaya'ya ihtiyacım olduğunu ilk defa belirtim. Fakat o beni ciddiye bile almamıştı. Bu kadarı kâfiydi.

Bir yıl, 365 gün onu kendi haline bıraktığım gün sayısı. O beni göremese de görmek istemesede, buna engel olamadığım için ben onu görmeye gitmiştim. Saatlerce aralıksız onu izlemişliğim oldu.

Beni ona bağlayan bu duyguya insanların dünyasında aşk derlerdi. Bizim burda ise iki imkansız, uğursuzluk. Annemin, Amayayı istememe nedeni bizim Kralıklıktan olmamasıydı. Fakat o hiç bir yere uygun değildi. O yedi Kralığında kanından oluşmuş bir canlıydı. Tek başına tüm evreni yerle bir edecek kadar güçlü bir varlık.

Başta beni etkileyen gücüydü. Şimdi ise beni büyüsüne çeken oydu. Onu istiyordum. Benim olana kadar vazgeçmiyecektim. Gerekirse canımı bile ortaya koyacaktım.

Son bir kaç ay içinde annem bir uykuya hapsedilmişti. Kralığın yönetimi ise benim ellerimdeydi. Ve bende bunu kullanacaktım.

Günlerdir hazırladığım şey iyilik perilerini derin bir uykuya mahkum etmek için çabalıyordum.

Hazırladığım büyü güçlerime zarar vermişti. Fakat bunun düzeleceğini biliyordum.

Amaya'nın olduğu Kralıkta ki herkes bir kaç ay gibi uzun süren bir uykuya mahkûm edilmişti. Amaya'nın sera da olduğunu biliyordum. Hatta bir kaç gün boyunca kendini oraya hap etmişti. Bunun nedenini ise merak ediyordum.

Sera, Şatonun gerisinde olduğu için Amaya kimsenin uyuduğunu anlamayacaktı. Uyguladığım büyüyü ise gece oluşturmuştum. Göstermelik, savaştan kalmış gibi ufak bir harabe görünüyordu.

İkinci günün akşamında Amaya seradan çıkarılmıştı. Karşımdaydı, dik duruyordum. Onu özlememiş, beklememiş gibi dimdik duruyordum. Fakat şuan onu kollarımın arasına alıp sımsıkı sarmak istiyordum. O herifin üzerinde bıraktığı tüm izleri silmek istiyordum. Onu doya doya öpmek istiyordum. Onun için canı mı verirdim. Benim olan şeyi geri almak için buradaydım.

"Bana ait olanı almaya geldim. Bunun olacağını sende biliyordun." Kollarını göğsünde bağlayıp her zaman ki tatlı ve onun dilinde küçümseyen bakışlarıyla ona atılmam için beni davet ediyordu.

"Senin olan neymiş." Tamda ondan beklediğim cevap. O kadar zeki ve ukala olmasına rağmen sevdiğine karşı dürüst olamayan ve çekinen küçük kız karşımdaydı.

"Sen." Omuzları aşağıya doğru indi. Dudakları iki yana kıvrıldı. Bunun cevabı bundan sonra ki adımlarımızı belirliyordu. İstesyedi şuan çoktan onun önünde ölü bir şekilde duruyor olurdum. Bunu istemiyordu kırık olan her zerem bunu gördü ve ufak bir umut filizlendi içimde.

Deli oluyordum bu kıza, bütün evreni ve gerekirse canımı ona sunardım. Bu düşünce dudaklarımda bir gülüş belirti. Dudaklarıma odaklanan gözlerine baktım. Zaten o gözlerin önünde benim canım ne işe yaradı ki?

***

Edward ve Amaya olur gibi (Edward'ın saçları beyaz ama yine de olsun)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Edward ve Amaya olur gibi (Edward'ın saçları beyaz ama yine de olsun)

Aslında ben Edward ve Amaya'nın burda çatışmasını bekliyordum. Bu bölüm benim için de sürpriz oldu. Sizce bundan sonra ki bölüm nasıl devam etmeli. Çünkü ben ikilemdeyim.
Burda boynu bükük aşık bir Edwrad bey ortada var.
Bir de ona yapılanlar için intikam almak isteyen Amaya.
Bu konuda ki fikrinizi bekliyeceğim ve ona göre bölümü yazmaya başlıyacağım.

Son bir şey daha bölümleri okuyup onaylamıyorsunuz. Sanırım bu beni üzüyor. Yorumlarınız ve oylarınız ile bölümler daha sıklıkla gelecektir.

İyi okumalar. Bana da iyi uykular diyelim bakalım. Belki Edward gibi bir Kuçu kuçu bey görürüm rüyamda. Jajsnsj

Yeni bölüm için oy ve yorum. Soruma cevap verin ki yeni bölümü yazayım.

Büyülü Beden [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin