Boğazından gelen bir hırıltı konuşuyordu, kim ve nasıl biri olduğu anlaşılmıyordu.
Bir katilin sona sakladığı kişi olmak... Nasıl hissettiriyordu? Babası için babamdan intikam alması gerekirdi ama o intikam için beni seçmişti. Beni kendi malı, bir eşyası gibi görüyordu.
Ki bildiğim kadarıyla babamın hiç kimseyle bir problemi yoktu. Katil Rosé'dem farksız birisiydi... Babası yüzünden böyle olduğuna emindim fakat bu benim onu sevmeme veya ona olan sinirimin dinmesine sebep olmuyordu.
Korkuyordum, çok korkuyordum. Bana kafayı takmış olan o kişiden, onun çıkacağı insandan çok korkuyordum. Benden bu kadar nefret etmesi ve intikam ateşi ile beni de yakmak istemesi tir tir titrememe sebep oluyordu.
Bu zamana kadar canımın bir kez olsun yanmadığını fark etmiştim. Ailem ülkemin varlıklı insanlarındandı, gittiğim okul da aileme yakışır türdendi, o okulun birincisiydim ve harika dostlara sahiptim. Annem ve babam bir kez olsun beni yalnız bırakmamışlardı.
Şimdiyse her şey darmadağın olmuştu. Arkadaşlarım... Biri ölüm ve yaşam arasında sıkışıp kalmış, biri hayata gözlerini yummuştu. Diğeri yanımda olmasaydı ne yapardım, bilemiyordum. Onunla bile fazla görüşemiyorduk çünkü Lisa'nın başında nöbetleşerek bekliyorduk.
Ailem benimle değildi, onlara ne olduğunu çok merak ediyordum. Beni bu kadar kolay bırakmayacaklarına emindim. İçimden bir ses onlarında gittiğini söylüyordu... Onlar Momo ve Felix ile olabilirler miydi..? Babam Momo ve Felix'i çok severdi, annem ise onlarla yakın bir arkadaş gibi konuşurdu. Eğer bir aradalarsa çok mutlu olduklarına emindim.
Ve para... Hiç bir şekilde işime yaramamıştı, oysaki para her kapıyı açan harika bir varlıktı. Neden buranın çıkış kapısını açmıyordu?
Koltuktan gelen ses ile yanıma birinin oturduğunu anladım ve bu bedenimin kaskatı kesilmesine sebep olmuştu...
O gitmiş miydi..? Eğer buradaysa...
Beni sıkı sıkı saran kollar ile Hyunjin'in yanıma gelen kişi olduğunu anlamıştım saçlarıma ufak öpücükler bırakırken derin nefesler alıyordu, benim yaptığım gibi... O da korkuyordu, o da bunalmıştı, o da kendini kurtaracak biri gelsin istiyordu...
"Kalk ve kendine gel güzelim."
Bunu bana diyordu? Yani galiba...
"Yujin tir tir titriyorsun kaldır başını."
Usulca başımı kaldırdığımda yüzüme bir soğuk çarptı ve ben ağladığımı o an fark ettim. Elleri beni incitmekten korkar gibi yanaklarımı buldu ve onları usulca kuruladı.
"Ağlama, yapma bana bunu."
"Onunla beni korumak için çalıştın..."
"Kimseye elimi sürmedim ben, kimsenin ölümü benim ellerimden olmadı."
Derin bir nefes aldım ve gözlerimi onun gözlerine kilitledim.
"Katil kim Hyunjin?"
Gözlerinden geçen acı ve hayal kırıklığı canımı yaktı. Belki bu sefer söylerdi katilin kim olduğunu...
"O buradan biri... Kalan on kişiden biri ve her geçen gün daha da heyecanlandığını söyleyen bir aptal. Ve ben onu çok yakından tanıyorum, onun böyle biri olduğunu bilmek çok canımı yakıyor. Canım yandığı kadar onu ortadan kaldırmak istiyorum ama buna gücüm yetecek düzeyde değil... Sana dokunmaması için susmam gerekiyor Yujin."
"Saçmalama! Burada önemli olan şey aşağıdaki insanlar. Bir şekilde ona engel olabiliriz belki."
Başını iki yana salladı ve beni kesin bir dille reddetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Killer | Hwang Hyunjin
FanfictionAramızda bir katil var ve bizimle eğleniyor... İçimizden birilerini seçiyor... Onları korkutuyor, bize karşı dolduruyor... Seçtiği o insanlar ve kendi durmaksızın birilerinin canını alıyor... Söylesene sevgili katil sıra bana ne zaman gelecek..? Y...