"Bir" Ölüm Bir Son Değil

2.1K 202 960
                                    

       Başlamadan önce, şeytan olan Riven karakteri tamamen dinden bağımsız yazılmış, güzelleme yapılmamıştır.

Bunun haricinde,
Bölümlere başlamadan önce vote verirseniz ve içinizden gelirse yorum bırakırsanız çok mutlu edersiniz. Yorumlara başlama tarihlerini alalım.❤️

Kitap playlistine spotify üzerinden 'Aden bahçesi playlist' yazarak, ya da şarkılara kitaptaki playlist bölümünden ulaşabilirsiniz.


Yirmi bir sene önce, masallarda ki gibi bir hayat süren kral ve kraliçe ile başladı hikâye. Verimli topraklarının arasında huzur dolu bir krallıkta, saygı ve kudretin ülkesi Serapian'da.

Kral ve Kraliçe birlikteliklerinden kısa bir süre sonra hekimlerden ülkenin gelecekteki varisinin doğacağının mutlu haberini işittiler.

Kadının rahmine düşen, henüz ufacık bir toz tanesi olan gelecekteki kraliçelerini, ileride getireceği kaostan habersiz mutlulukla kutladı Serapian'ın yerli halkı. Onların, hatta diğer bütün ülkelerin ve insanların başına açacağı belalardan bir haber.

Daha annesinin karnında ki minik bebek için yeryüzünü alt üst edecek bir kehanet yazıldı tanrılar tarafından. Üstelik tanrıların bile gerçekleşmemesini umduğu bir kehanetti bu.

Böylelikle hayata gözlerini açmamış cenin, bütün âdemoğlunun kaderini ellerinde tuttu.

Kehanet, vakti geldiğinde kendiliğinden ortaya çıkacaktı. Ortaya çıkacağı güne kadar, herkes her şeyden habersiz değersiz hayatlarını sürdürmeye devam edecekti.

•••

Serapian'da sabahın ilk ışıkları odanın içindeki geniş camlardan içeri sızdı. Odanın güneşin doğduğu tarafa bakan camlarından yatağıma kadar ulaşan güneş ışıkları göz kapaklarımı açmaya zorladığında yorgun bir ruh hali ile göz kapaklarımı araladım.

Son bir senedir, savaşta ölen ailemin yerini doldurmak zorunda kaldığım, tahta geçtiğim ilk günden beri, hafta boyunca iki kere mutlaka Serapian'ın kasabalarını ziyarete inerdim.

Tahtın ve krallığın tek varisi olarak, devlet işlerini yürütmekle geçen tüm bir haftamdan kendime artan vakti kasabalarda ki aileleri ziyaret etmek için kullandım.

Ertesi günüm, bir önce ki gün mutlaka planlanmış olurdu. Böylelikle de hayatımda düzen sağlanıyordu. Yatağımda yavaşça doğrulduğumda bedenimi geriye doğru esnettim.

Odamdaki büyük kapı dışarıdan üç kere tıklatıldığında yatağımın ucundan sabahlığımı alarak üzerime geçirdim. "Gir." Hâlâ uykulu bir şekilde çıkan sesimin ardından kapı enerjik bir hareketle aralandı. Aralanan kapının eşiğinde ise Eladora'nın bana gülümseyerek bakan neşeli yüzü belirdi.

Her ne kadar aramızda statü farklılıkları olsa da sarayın duvarları içinde geçen yirmi bir senelik zaman da bana hem arkadaşlık hem de kardeşlik etmişti. Bu yüzden kan bağı olmayan kardeşler arasında bazı şeyler istisna edilebilirdi.

"Bugünün ne olduğunu unutmadın umarım, hazırlanmana yardım edeceğim yoksa geç kalacağız. Annemi bir an evvel görmek istiyorum." Son cümlesinin üstüne dudaklarını büzmesi pek alışıldık değildi. Günün çoğu vakti ciddi bir imaja sahipti. Kimi zaman benden bile daha otoriterdi. Ama gülümsemesini seviyordum böyle çok daha hayat doluydu. Ayrıca kendini kilometrelerce öteden belli eden yüzündeki mutlu ifadenin sebebi de açığa çıkmıştı.

ADEN BAHÇESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin