4: İşlenmeyen Günahın Bedeli

64 22 94
                                    




4.BÖLÜM: İşlenmeyen Günahın Bedeli;

"Vildan hanım sadece geçmişimi değil, geleceğimi de kanatmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Vildan hanım sadece geçmişimi değil, geleceğimi de kanatmıştı."










Çıkmak için çabaladığınız yere dönüp dönüp geri saplanmak kadar kötü bir şey yoktur. Size kötü geldiğini bilirsiniz ve çıkmak adına her şeyi yaparsınız ancak günün sonunda tekrar battığınız; nefes alamamanızı ve en korkulu rüyalarınızı yaşamanızı sağlayan yer yine orasıdır. Biliyordum, benim de bu aptal sorgu işleminin sonunda tekrar o hücreye atılacağımı biliyordum. Bu yüzden öfkeliydim çünkü korkuyordum. Uzun süredir yaşamadığım şekilde kriz geçirmekten korkuyor, güçsüz anlarıma kimsenin şahit olmasını istemiyordum. Üstelik burada olma sebebimden sonra o kasvetli hücreye uğramadan buradan ayrılmam imkânsızdı. Hatta belki de hiç ayrılamayacaktım, işlemediğim bir suçun cezasını çekecektim. O kadar zamandan, yıllardan sonra bir kez daha yaşayacaktım bunu.

Haksız yere geri kalan ömrümün neredeyse hepsini dört duvar arasında geçirme fikri beynime bir hançer gibi saplanırken, "Ben yapmadım," dedim karşımda oturan adamın lacivert gözlerine yalvarırcasına bakarak. Zihnimde çakışan şimşeklere tezat bir şekilde sakin çıkmıştı sesim.

Önce hep yaptığı gibi uzun uzun baktı bana, sonra da beni afallatarak, "Biliyorum." dedi. Biliyor muydu? Anlamaz bakışlarımdan sonra dudağının kenarı hafifçe kıvrıldı. Ancak bu küçük hareket, o yapınca o kadar anlamlı olmuştu ki; bundan sonra gelecek şeye dikkat etmem gerektiğini hissettirmişti. "Bir katilin gözlerini nerede görsem tanırım," Kafamda birini öldürmüş olma ihtimalini tartarken, bunu bakışlarımdan anlamış olmalı ki, "İşim gereği..." diyerek bana suçlularla savaşmasını gerektiren bir mesleğe sahip olduğunu hatırlatmıştı. Özellikle herhangi bir çatışmada sorumluluğunu üstlenmesi gerekmeyecek şekilde insanların hayatına son vermiş olmalıydı büyük ihtimalle. Yine de tüm o umursamaz tavırlarına rağmen gözlerindeki ifade bu durumdan hoşnut olmadığını belli ediyordu.

"Demek istediğiniz," diye başladım, kısa süreliğine ellerime indirdiğim bakışlarımı tekrar gözlerine sabitlerken. "Bir katilin gözlerine sahip olmadığım mı?"

İlk önce başını salladı olumlu anlamda, sonra daha dikkatli inceliyormuş gibi gözlerini kısarak eğildi ve kollarını masanın üzerine koydu. "Seninkiler bu konuda biraz ilginç." Ne anlamda söylediğini soracaktım ancak odağını gözlerimden ayırıp önündeki dosyayı incelemeye başladığında konunun burada kapanmış olduğunu anlamıştım.

Birden sayfaları çevirirken bir tanesinde durup dosyayı önüme ittiğinde Sahra'nın ölü bedeninin görüntüsüyle karşılaştım. Bunu beklemediğim için afallarken, gözlerim sayfayı boydan boya kaplayan Sahra'nın bedeninin üzerinde ve etrafındaki göl hâlini almış kan birikintisinde dolaştı. Boynundaki atar damara saplanmış bir bıçak yüzünden sefil hayatının sonu gelmişti.

UĞULTULU ZİHİNLER +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin