10.Bölüm

384 18 0
                                    

Medya :sezen aksu biliyorsun

Biliyorum arayı çok açtım ama bi süre ekrandan uzak durmam gerekiyordu bu sürede ara ara yazarak bitirdiğim bölümle başbaşa bırakıyorum sizi iyi okumalar

Tuğsem hanımla uyuduğumuz günün üstünden tam bir ay geçmişti.

Bu bir ayda neler mi oldu hadi o zaman biraz bahsediyim son bir ayımdan.

Tuğsem hanım ve Ferit bey yani annem ve babam onlarla bu bir ayda daha da yakınlaşmıştık ama hala anne yada baba demiyordum onlara onlarda bu konuda beni zorlamıyorlar.

Ferit bey bi gün ansızın yanıma gelmiş "Hadi bakalım güzel kızım bugün bizim baba kız günümüz" diyerek bütün gününü bana ayırmış ne istersem yapmıştı.

Tuğsem hanımla alışverişe çıkmış onun dışında ise kendimize dertleşme günü yapmıştık.

Beraber sabah evden çıkıyor gezip eğleniyorduk daha sonraysa bi cafede oturuyor dertleşiyorduk ve bu gerçekten çok iyi geliyordu.

Alp, Arda ve Bora'yla lunaparka, buz patenine falan gitmiştik.

Arda ile zaten iyi anlaşıyorduk ama Alp ve Bora ile de aramız çok iyi olmuştu..

Pamir onunla zaten iyi anlaşıcağımız belliydi ki öylede olmuştu birlikte sahil turu falan yapmıştık gizli gizli kinder yediğimiz bile olmuştu bu bir ayda.

Rüzgar doktor olduğu için nöbetleri falan çok oluyordu ama onunlada birlikte yemek yemiş bir iki kezde evdeki kütüphanede birlikte kitap okumuştuk.

Yağız ve Toprak ile baştaki gibi değildik ama hala buz dağları vardı aramızda.

Yağız çok başırılı bir avukattı ve gerçekten onunda çok yoğun çalıştığı zamanlar oluyordu.

Bi gün evde otururken Yağız Tuğsem hanımı aramış ve müvekkilinin dosyasını evde unuttuğunu ve eve gelip alıcak zamanı olmadığını dosyayı biriyle göndermesini istemişti.

Ve tesadüf odur ki evde ben ve Tuğsem hanım dışında kimse yoktu ve dosyayı ben götürmüştüm.

Ofisine gittiğimde stajyerlerden odasını öğrenmiş ve o dönene kadar beklemiştim.

Döndüğünde odasında beni gördüğünde çok şaşırsada bi o kadar da mutlu olmuştu.

Ve beni teşekkür için başka birgün kahve içmeye götürmüştü.

Toprak'la da geceleri bir iki kez bahçede denk gelmiş ve birlikte kahve içmiştik bana karşı ne iyi ne kötüydü.

Kısacası bu bir ayım dolu dolu geçmişti.

Bu gün günlerden pazardı ve evdeydik şuansa yatağımda uzanmış boş boş tavanı seyrediyordum.

Canım çok sıkılmıştı ve yapıcak herhangi bir şey gelmiyor aklıma.

Ne yapsam diye düşünürken aklıma gelen şeyle hızla yataktan fırladım ve odadan çıktım.

Uzun zamandır müziğe dair hiç birşey yapmıyordum ve şuan aklıma gelen şeyle Alp'in bana evi gezdirirken gösterdiği müzik odasına doğru koşarcasına ilerliyordum.

Bi gören olsa bu halime çok gülerdi.

Sonunda bodrum kata indiğimde içimde oluşan büyük heyecanla hızla müzik odasına daldım.

ALİN (gerçek ailem) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin