Ne diyeceğimi bilemedim ve yine sustum. Sandalyeye oturdum, karşılarına.
Yn: Siz burada ne arıyordunuz?
Hana: Seni arıyorduk. Jeokbong kokunu burada aldı. Konuşmak istedik.
Yn: Jeokbong uyandı mı?!
Hana: Evet, kısa bir süre önce.
Yn: Ne konuşacaktınız?
Hana: Wongun özrünü kabul ediyor musun?
Yn: Evet.
Hana: O zaman bunun hakkında konuşmamıza gerek kalmadı. Wongun sana diyecekleri var.
Wonga döndüm.
Wong: Sinirlenme, sakin ol. Beni sonunda kadar dinle.
Yn: Söyle.
Wong: Psikoloğa gitmek ister misin? Deli olduğunu düşündüğümüz için değil. Yaşadıkl-
Yn: Psikolog?
Sigaramı dudaklarıma götürdüm.
Wong: Evet, çünkü yaşadıkların normal değildi. Belki tedavi olman gereklidir. Küçüklüğünden beri sağlıklı yaşamın yok.
Yn: İstemiyorum.
Hana: Düşün istersen biraz.
Yn: Ben deli değilim. Oraya gitmeyi istemiyorum.
Wong: Deli olduğun için değil.
Yn: Artık her ne boksa. İstemiyorum.
Wong: İnatçı sarışın!
Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Her inatçı sarışın demesi komiğime gidiyordu. Wong yanıma gelip elimdeki sigarayı aldı ve söndürdü. Başka bir sigara yakmak için cebime elimi attığımda yoktu.
Wong: Bende ve vermeyeceğim.
Yn: Bugün içmediğim 2 sigara yarın 20 olacak.
Wong: Olmayacak. İçmeyeceksin.
Yn: Paranın kaynağı bende.
Wong: Sığınakta kalacaksın. İzin vermeyeceğim.
Yn: Sen mi karar veriyorsun?
Hana: Kötü ruh... Gördüm! Yn!!
Kötü ruh, yani o videoyu paylaşıp beni iten kişi arkaya doğru çekti. Yere düştüğümde Hana ve Wong onunla dövüşmeye başladılar. Kötü ruh Hanayı cama doğru fırlatıp Wongu da masaya doğru fırlattı.
Hananın karnında ve başında kesikler vardı. Telefonuma uzanıp avcıları arayacakken kötü ruh yüzüme ayağıyla tekme attı. Yanağımı ısırmıştım. Ağzıma hafif kan tadı geldi. Masayı kötü ruhun ayağına düşürdüm.
O anda ayağa kalkıp sırtına dirseğimi geçirdim. Kötü ruh olduğu için çok canı yanmamıştı. Yüzüme yumruk attı.
Wong onu itip beni arkasına aldı.
Yn: Hanaya yardım edeceğim.
Hananın yanına koşup yarasında üzerimdeki tshirtü çıkartıp bastım. Üzerimde sadece yarım atlet kalmıştı ama Hana daha önemliydi.
Kötü ruh Wongu yere düşürüp öldüresiye döverken kafasında masayı kırdım. Acıyla bağırıp beni duvara yasladı. Kolumu ters çevirip kırdı.
K.R: Zavallısın. Sevdiklerin bile deli olduğunu düşünüyor, biricik aşkın başka bir kızı savunuyor, avcılar sana sevdiğin birinin öldüğünü söylüyorlar. Biricik aşkın bence sana değil aşka aşık.
Hana onu ittirip karnına tekme attı. Hananın yarasını fark edip oraya doğru kırılan masanın parçasını sapladı. Wong yardıma gelirken kaçıp gitti.
Wong: Ben bayan Chuya haber vereceğim. Sen hanayla ilgilen.
Kafa sallayıp Hananın yanına koştum. Sağlam olan elimle tshirtümü alıp tekrardan yarasına bastırdım.
Hana: Onun dediklerine inanma. Biz senin iyiliğini düşündük, Wong sana gerçekten aşık.
Yn: Şuan sırası değil.
Kısa bir süre sonra avcılar geldi. Chu hemen Hanayı iyileştirdi.
Wong: Bayan Chu, Ynnin kolu kırıldı.
Kolumu iyileştireceğinde elini tuttum.
Yn: Buna gerek yok.
Chu: Geçmiş geçmişte kaldı.
Kolumu iyileştirdi. Mun, Hanayla ilgilenirken Motak ve Jeokbong bana garip bir şekilde bakıyordu.
Jangmul:Motak, Jeokbong trip atmıyoruz artık. Bir seferlikti.
Motak: Öyleyse gel sarışınım sana bir sarılayım!
Sımsıkı bir şekilde sarıldı. Klasik Motak. Jeokbonga bana bozulmuştu. Motak benden ayrıldığında yanına gittim.
Yn: Üzgünüm. İstersen sana tatlı ısmarlayabilirim.
Jeokbong: Kaç tane?
Yn: 5?
Jeokbong: Gidelim hadi. Düşününce canım çekti.
Yn: Gidelim.
Jeokbong: Hadi.
Mun: Jeokbong kız iki dakika dursun. Üzerini falan değiştirir belki.
Üzerimde yarım atlet vardı sadece. Odamdaki tshirtlerden birini giyinip yanlarına döndüm. Ortalığı topluyorlardı.
Yn: Evi ben toplarım.
Diana: Olsun toplayalım biz.
Bu kızı hala sevemiyordum.
Yn: Sen hiç dokunma zaten ev lanetli.
Motak: Uslu dur sarışın!
Yn: Peki.
Evi topladıktan sonra Jeokbonga seslendim.
Yn: Gitmiyor muyuz?
Jeokbong: Wong da gelecekse kabulüm.
Yn: Gelsin. İstiyorsa.
Wong ve Jeokbongla tatlıcıya gittik.
--------------------------------------------------------------
WUAAAAAAA bu arada hasta olmuşum burnum şelale gibi akıyor resmen.