Erişteyi yapıp Wonga götürdüm. Wong yemeye başladı.
Wong: Güzel olmuş. Ellerine sağlık.
Yn: Emin misin?
Wong: Evet. Çok güzel.
Gülümsedim.
Kulağım tekrardan çınladığında ellerimle kulağımı kapattım. Wong endişeyle ayağa kalktı.
Wong: Ne oldu?
Yn: Kulağım çınlıyor.
Yavaş yavaş çınlama geçti.
Chu: Neden oluyor ki bu?
Hana: Kulağını bir yere vurmuş olabilir mi?
Yn: Vurmadığıma eminim.
Mun: Hımm. Ne olabilir o zaman?
Jeokbong: Avcı olduğu için olabilir mi?
Motak: Saçmalama.
Yn: Her neyse çok önemli değil. Geçti.
Dışarı çıktım. Biraz hava almak istiyordum. Bugün annemin ölüm yıl dönümüydü. Çiçek alıp küllerinin olduğu yere gittim. (Koreliler öyle yapıyordu sanırım.)
Annemi arıyordum. Yoktu. Görevliyi bulup sordum. Yoktu. Kimse bilmiyordu. Mezarlığa gittim. Mezarı yoktu ne oluyordu?!
Çiçeği bir mezara bırakıp avcıların yanına döndüm.
Yn: Annem! Annemin mezarı hiçbir yeri yok!! Kimse hatırlamıyor.
Jangmul: Ha?
Yn: Yok!
Wong: Nasıl? Biz hatırlıyoruz.
Mun: Yung acil çağırıyor!
Hep birlikte Yunga gittik.
Wigen: Yn annen yok. Külleri kötü bir ruhun elinde! Kötü ruh onu saklıyor ve küller yavaş yavaş yok oluyor.
Hana: Ne diyorsunuz? Anlamıyoruz.
Wigen: Kötü bir ruh kısa bir süre önce Ynnin annesinin küllerini aldı. Bir kül kötü ruhun eline geçerse yok olur yavaş yavaş.
Suho: Ve herkes tarafından unutulmaya başlanır.
Motak: Ama biz hatırlıyoruz?
Giran: Sizde unutacaksınız. Sonda Yn unutamadan ölecek.
Wong: Ne?
Woosik: Yok oluyor. Annesi olmasa Yn doğamazdı. Annesi yok olduğu için Ynde yok olmaya başlıyor. Ellerine bakın. Parmaklarının uçları yavaş yavaş yok oluyor.
Parmak uçlarım yok olmaya başlamıştı!
Yn: Nasıl bulacağım?
Wigen: Kötü ruhu bulman gerekiyor. Külleri bulup kötü ruhun olmadığı bir yere götürmen lazım.
Suho: 2 günden az süren kaldı. En fazla 2 gün sonra yok olacaksın.
Jeokbong: 2 günde nasıl bulacağız!?
Woosik: Acele edin. Yn ve annesi yok olmak üzere. Yarın güneş batmadan bulmak zorundasınız.
Dünyaya döndük. Avcılarda sessizdi. Nasıl bulacaktık? Kim olduğunu nasıl bilecektik? Wongun yüzü bembeyaz olmuştu.
Wong: Yn küçüklük anılarımız silinmeye başlıyor.
Yn: Bulacağız onu.
Elimi omzuna koyacakken sol elimin ruh gibi olduğunu fark ettim. Ona dokunamıyordum.
Chu: Her yeri arayacağız. Bulacağız. Acele edelim.
Jeokbong koku almaya çalıştı, Mun bölgeyi çağırdı Hana da onu görmeye çalıştı. Yoklardı. Kötü ruhlar yoktu...
Annemle olan çok anım yoktu ve onlarda yavaşça siliniyordu. Onu unutmak istemiyordum. Akşama kadar aramıştık ama kimse yoktu.
Sığınağa geri dönmüştük. Sol kolum da yavaştan yok oluyordu.
Jangmul: Neden ölmüş birinin küllerini alıyorlar ki?!
Motak: Bulacağız. Sabah erkenden kalkıp arayacağız.
Mun: Haklı. I CAN DO İT!
Hep Birlikte: WE CAN DO İT!!
Su içmek için elimi uzattım ama alamadım. Hana benim için suyu alıp içirtti.
Yn: İyi geceler.
Gülümseyerek odama gittim. Annem yok olacaktı, ben yok olacaktım, hatırlanmayacaktık. Ölmekten beterdi. Yok olacaktık... Biz yok oluyorduk.
Sağ elim iş görürdü tamamı yok olmamıştı. Wongun yanına yaklaştım. Uyumuyordu ama uyuyor gibi davranıyordu.
Yüzüne elimi koydum.
Yn: Endişelenme. Bulacağız.
Wong: Şuan teselli etmesi gereken ben değil miyim?
Yn: Sanırım.
Wong sımsıkı sarılıp saçımı öptü.
Wong: Uyu hadi. Gözlerin kızarmış.
Yn: Biraz yer aç.
Yanına uzandım. Onun yanında uyudum. Sadece sessizce omzunda ağladım.
Tek ihtiyacım buydu.
Wong: Şş ağlama. Geçecek.
Yn: Wong, defter verir misin?
Wong ayağa kalkıp defter verdi. En ön sayfasına çince bir yazı yazdım.
我爱你黄眉男孩
Defteri kapatıp uzandım.
Yn: Sonra ne yazdığını öğrenirsin.
Wong: Nasıl istersen.
Wonga sarılıp uyudum. Kabus görmedim. Uyandığımda sol kolumun biraz daha yok olduğunu gördüm. Erkenden kalktık hep birlikte. Kahvaltı yapıp hızlıca arayışa çıktık.
--------------------------------------------------------------------
WUAUAUAUAUAUA DÜN BÖLÜM ATAMADIM KUSURA BAKMAYIN
Bu arada yok olması bir filmden esinlenerek kurgulamadım. Küçük bir kısmı benziyor sadece yanlış anlaşılmasııın