24. Bölüm: Koma

210 20 21
                                    

Kapı çalındı. Ses vermedim.

Chu: Yn?

İçeri girdi. 

Chu: Saçlarını kurut Yn. Hasta olacaksın yoksa.

Yn: Gerek yok bayan Chu.

Chu: Olmaz öyle şey. Gel otur. Ben kuruturum.

Yatağa oturttu ve saçlarımı kuruttu. 

Chu: Kahvaltı yapacağız. İtiraz istemiyorum hadi gel.

Birlikte kahvaltı yaptık. Herkesin yüzünden düşen bin parçaydı. 

Mun: Hadi ama Wong ölmüş gibi davranmayın! Yn onu geri getirecek!! 

Motak: Haklı. Wong ölmedi. Ynye güveniyorum. Başaracak.

Mun: I CAN DO İT!!

Avcılar: WE CAN DO İT!!

Yn: I can do it!

Hep birlikte yemeye devam ettik. 

Yn: Tekrar deneyeceğim. 

Odaya gittik hep birlikte. Wongun anılarına girdim. Çocukluğumuzda ki yatak odasında oturmuş sessizce duruyordu. 

Yn: Wong..

Wong: Ne istiyorsun?

Yn: Uyanmanı. 

Wong: Herkes öldü ve bana yaşa mı diyorsun?! 

Yn: Kimse ölmedi Wong.

Wong: Avcılar öldü, Yn öldü! Gözlerimin önünde!!

Yn: Hayır kimse ölmedi. Sana doğruyu söylüyorum!

Wong: Öldüler!

Kayboldu. Uzun bir süre onu aradım. Yağmur yağan bir yerdeydi. Ağlıyor muydu yağmurdan mı öyleydi bilmiyorum ama ağlıyor gibiydi. 

Karşıda ise son sürat gelen bir kamyon! Yanına koşarak gittim.

Yn: Wong gitmeliyiz buradan!

Wong: Gitmeyeceğim.

Kollarından tutup onu sarstım.

Yn: Wong öleceksin! Yapma bunu!!

Ağlayamaya başladım.

Sustu.

Yn: Wong ölme lütfen! Sana ihtiyacım var.

Kamyondan gözünü ayırmıyordu.

Yn: Wong gidelim hadi!! Yalvarırım!

İkimizinde saçı şiddetle yağan yağmurdan ıslanmış yüzümüze yapışmıştı.

Yn: Wong!

Önünde durdum. Kamyon yaklaşmıştı.

Yn: Öleceksek birlikte öleceğiz o zaman!

Wong gitmem için ittirdiğinde sımsıkı kolunu tuttum. Önünde durdum. Kamyon çarpacaktı. Wong bir anda kendine çevirip sımsıkı sarıldı. Kamyon çarpacaktı ama. 

Boynuna daha da sıkı sarıldım.

Wong: Geçti. 

Saçlarımı okşadı. Kamyonu durdurabilmişti. 

Yn: Öleceksin sandım!

Wong: Özür dilerim. 

Yn: Gidelim?

Wong: Sen git hemen geleceğim.

Onaylayıp geri dünyaya döndüm.

Jeokbong: Ne oldu?

Yn: Komadan çıktı.

Jangmul: Ama uyanmadı.

Yn: Bilmiyorum neden uyanmadı.

5 dakika 12 saniyedir bekliyorduk. Bir anda saçları kıvırcıklaştı. Sonrasında uyandı. Avcılar heyecanla onunla konuşurken en arkada sadece onları izledim. Paketteki son sigarayıda içtim onları izlerken. 

Wongla göz göze geldik.

Motak: Çıkalım biz hadi. Sonuçta mahremiyetleri olmalı. 

Hepsi çıktığında Wongun yanına gittim. 

Wong: İçme şunu!

Yn: Bu paketteki son sigaraydı.

Yüzüne üfledim. Sonra söndürüp yanına oturdum.

Wong: Seni özledim.

Yn: Bunu demesi gereken benim aslında.

Wong: Sessizce izleyip sustun. Ben diyeyim dedim.

Yn: Ayıp olmasın diye mi?

Wong: Gerçekten. 

Gülümsedim.

Yn: Şuan bizi izliyorlar biliyorsun değil mi?

Wong: Biliyorum. Utanacağın için yaklaşmıyorum fazla. Kızarırsın falan. 

Yn: Ben kızarmıyorum ve utanmam. 

Wongun yanağından öptüm. 

Wong şaşırıp kaldığında gözüne giren saçlarını düzelttim.

Wong: Tekrar komaya girip uyansam öper misin?

Yn: Saçmalama. Eğer böyle bir şey yapars-

Wong: Beni kendi ellerinle öldürürsün.

Yn: O dediğinden. 

Wong: Sen nasıl anılarıma girdin?

Yn: Yungdan izin istedim. Sadece seni uyandırmak için. Onlarda kabul etti.

Wong: Şimdi güçlerini alacaklar mı?

Yn: Sanırım.

Wong: Almazlar belki. 

O arada bir çığlık koptu. Kimse duymamış gibiydi. 

Wong: Nereye?

Yn: Geliyorum.

Dışarı çıktım hızlıca. Etrafa bakınırken biri karşı binanın çatısından düştü. Herkes çığlık çığlığa bağırırken yüzüme gelen kan ve ayağımın ucuna düşen cesetle donup kaldım. Avcılar yanıma koşup geldi. 

Ayağımın ucundaki cesede baktım. Wong geriye çekti.

Wong: İyi misin?

Yn: İyiyim sanırım.

Çevredekiler etrafıma toplanmıştı. Uzakta bir yerdeki ses yüzünden kulağım ve beynimde ses çınladı. Kulaklarımı tutarak sığınağa girdim. 

Hana: Yn! İyi misin?

Yn: Ses çınlıyor. Kulağım..

Wong peçete alıp kulağıma tıkadı.

Wong: Bu işe yarar belki.

Biraz da olsa dinmişti.

Yn: Teşekkür ederim. Biraz daha iyi.

Chu: Wong sen yeni kendine geldin. Otur şuraya. Yemek hazırlayayım sana.

Yn: Ben yapsam? Yani eğer kabul ederseniz.

Wong: Reddedemem.

Chu: Tabi buyur. Mutfak senin.

Mutfağa geçip erişte tarifine baktım. Bilmiyordum ama denemek istemiştim. İlk denememdi.

--------------------------------------

WUAAUUAUAUAUAU NASILSINIZZZZZZZZZZ

The Uncanny Counter Evreni 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin