Sol elimi hareket ettirmeye çalıştım. Eskisi kadar iyi değildi.
Yn: Eskisi gibi değil ama iyi. Yani işlerimi yapabilirim.
Wong: Zamanla düzelecektir.
Yn: Umarım.
Wong: Kahvaltı yapmalısın.
Yn: Saçlarımı tarayım.
Wong masanın üzerinden tarağı aldı. Saçlarımı yavaşça taradı.
Yn: Wong, Diana sana yaklaşmaya çalıştı mı?
Wong: Nasıl şekilde?
Yn: Nasıl anlatabilirim, yani öpmek için gibi. Belki dahası.
Wong sustu.
Yn: Wong? Susma. Bu daha da kötü hissettiriyor.
Wong: Bir kere yapmaya çalıştı. Ama ben izin vermedim. Endişelenme.
Yn: Ne yapmaya çalıştı?
Kapı çalınıp açıldı.
Motak: Kahvaltı yapacağız. Sizi bekliyoruz. Sarışın gel sende.
Yn: Geliyorum.
Wongla birlikte gittik. Yemeğimi yerken Diananın ne yaptığını merak ediyordum.
Hana: Yn daldın gittin.
Yn: Aklım bir şeye takıldı da onu düşünüyordum.
Yemeğimi yemeye devam ettim.
Jeokbong: Yn nasıl hissediyorsun?
Yn: Orta. Bu arada senin burnuna ne oldu?
Jeokbong: Kötü ruh vurmuştu.
Gelly: Kötü ruhları bırakın şimdi. Eğlenceli bir şeyler yapalım. Yn mutlu olsun biraz.
Yn: Gerek yo-
Motak ağzıma erişteleri soktu.
Motak: Bence de bir şeyler yapalım. Lunapark?
Chu: Olur bence.
Jangmul: Ben size katılamam ama her şeyinizi ayarlarım.
Yn: Ben odama geçsem sorun olur mu?
Chu: Hayır hayır. Akşama kadar dinlen. Akşam lunaparka gideceğiz.
Odama geçip yüzüme baktım. Bu halde mi gidecektim?
Wong: Çirkin göstermiyor.
Arkamı dönmedim ve yüzümdeki morluklara baktım.
Yn: Kabul et çok çirkin duruyorum.
Wong: Normal duruyorsun.
Yn: Yani çirkin.
Wong: Çok güzelsin.
Yn: Yalan söylüyorsun.
Wong: Hayır. Benim gözümde herkesten daha güzelsin.
Arkamı döndüm. Wong karşımda duruyordu. Masaya yaslandım.
Yn: Diananın ne yapmaya çalıştığını diyecek misin?
Wong: Bunları düşünme. Ayrıca o gitti.
İç çekip yatağıma oturdum.
Yn: Diğerlerine söyle lunaparka gitmeyeceğim.
Wong: Demedim diye mi? Yn üzülmeni istemediğimden. Yeterince sıkıntın var.
Yn: En büyük sıkıntım da şuan Diananın ne yapmaya çalıştığı.
Wong: Önemsiz.
Yn: Birinin beni öpmeye çalışması da senin için önemsiz olsun o zaman.
Wong: Peki anlatacağım.
Yanıma oturdu.
Wong: Odamda kaldığı zamanlardı. Sen yoktun yani küsmüştün. Uyumak için odama geldiğimde Diana açık bir şey giymişti. Yatağıma giderken beni duvara yasladı. Onu bunu yapmaması için uyardım ama dinlemedi. Beklemediğim bir anda..
Yn: Reklam arası mı devam etsene.
Wong: İşte bu oldu. Bu kadar.
Yn: Devam et. Beklemediğin bir anda ne yaptı? Wong ne saklıyorsun?
Wong: Bir şey saklamıyorum.
Yn: Wong saklama. O ne yaptı?
Wong: Öptü beni. Sonra iteledim.
Yn: Or*sbu.
Wongun dudaklarına baktım.
Wong: Dudaklarımı kesmeyeceksin değil mi?
Yn: Farklı bir yöntem.
Kolundan tutup banyoya getirdim. Sabunu dudaklarına döküp iyice yıkadım. Dudaklarına çok bastırdığım için canı yanmıştı ve bağırmıştı. Avcılarda sesi duyup gelmişti normal olarak.
Gelly: Ne yapıyorsun?
Yn: Temizlik. Arındırıyorum kirlerinden.
Mun: Dudaklarını?
Yn: Evet. Dudakları.
Dudaklarını temizledim.
Wong: Dudaklarım acıdı.
Yn: Benimle konuşma.
Odaya geri döndüm.
Motak: Ne oldu bir anda?
Chu: Yn haklı.
Jangmul: Sebebini bilmiyoruz ama.
Chu: Ynye güveniyorum haklı.
Jeokbong: Klasik kavgaları işte.
Hana: Gördüm!
Mun: Nerede?
Hana onlara yerini söyledi.
Wong: Geleyim mi?
Gelly: Ynyle geldiğimde barışmış olmazsanız kelleni asarım odamın girişine.
Diğerleri gittiğinde koca evde ikimiz kaldık.
Wong: Yn ben yapmadım. İstiyorsan tertemiz dudaklarımı sadece senin izlerinle devam ettireyim.
Yn: Öpme.
Wong: O öptü!
Yn: Sokakta biri de beni öpebilir. Kendimi korumazsam. Ayrıca sen aşırı yakışıklısın ve onun ilgisini çekiyordun! Utanmasa daha neler yapardı. Belkide Ynye ayıp olmasın diye kabul etmedin. Onunla gerçekten ayrılalım o zaman falan dedin.
Wong: Ha? Yok. Böyle bir şey olmadı.
Yn: Başka ne oldu?
Wong: Bana neden trip atıyorsun? Ben öpmedim.
Yatağa uzandım. Wong üzerime eğildi.
Wong: Onun izlerini sadece bakışlarınla bile siliyorsun. O benim için sıradan biri.
Boynumu inceledi. Sonra yüzüme çıktı bakışları.
----------------------------------------------------------
Kavgaları ironik ciddi değil yani. Trip atıyor ama ciddi değil korkmayın şfalfhleubjv