15.~Tatlı Sırnaşmalar~

7.8K 568 981
                                    

[HAYKIRAN YÜREK]

15.Bölüm

KÜÇÜK ADIMLAR

470 yıldız 950 yorum

Sınırlar dolmadan bölüm gelemeyecektir çünkü bende yorum okumak istiyorum.
Size binlerce kelime bölüm yazıyorum iki üç kelime yorum okumak hakkımdır bence!
Sınır için iki üç kişi savaşmasın herkes iki yorum yapsa dolar bence.
Belli etmesemde boş yorum (harf sayı satır arası olamayan) yorumlar hiç hoşuma gitmiyor.

_____

🦋

Hayatın değişir bir ayda ,bir günde, bir saate, bir saniyede Rabbin o kadar kudretlidir'ki aklına gelmeyecek olan şeyi yaşatır sana.

Olmaz deme olur, yapmaz deme yapar. Başıma gelmez deme gelir.
Yapamam deme, yaparsın, alışamam deme Rabbin alıştırır .

Sevemem deme, sevdirir yüce olan.

Günle geçer, aylar geçer sen değişirsin, hayatın değişir, düşüncelerin değişir, mevsimler değişir hayat devam eder ama sen eski sen olmazsın bir yerden sonra.

Günlerdir olduğu gibi pencere kenarında oturmuş Ankara'nın Mavi göl manzarasına dalmıştı harelerim.

Bu şehre ikinci gelişimdi. İlk ağabeylerim ile gelmiştim. Şanlıurfa töre, intikam, kan kokusu ile dolu şehirden, böylesine ayaz soğuğu olup sıcacık olan bir şehire cam bir pencereden bakmak tuhaf geliyordu. Kalabalık ve koşuşturması bol olurken insanların piknik alanında aileleri veyahut arkadaşlarıyla eğlenip gülmelerini uzak bir seyirci gibi izliyordum.

Koskocaman bir villadaydım kendi ailemi zengin sanırdım ama sadece sanmışım. Odada olan büyük pencereler şehrin güzel gölünü bana sunarken, gölün etrafını saran ağaçlar mavi gökyüzü ve az önce yağan şiddetli ama duran yağmurdan sonra gökyüzünü süsleyen gökkuşağı nefes kesiyordu.

Kocaman odada büyük bir yatak giyinme odası ve banyo vardı, çoğu zamanımı bu odada geçiriyordum. Geçen bu aylarda hayatın hem güzel hemde kötü yanlarını yaşamıştım, yaşıyorum da halen.

Psikiyatrik tedaviler beni az buçuk değilde çok zorlasada ondan aldığım destek bir nevi ona yaslanışım içimdeki o sıkıntıyı gideriyordu.

Büyük pencerenin iç kısmına oturmuştum uyandığım gibi, duş almak için yavaşca kalkmıştım ki yediğim kurşun yüzünden uyuşan vücudum sendeleyerek düşeceği sırada belimden tutulmuştum eşim sıfatında olan adam tarafından.

" Kalkacağın zaman bana seslenmen yeterli, ismimi söylemek istemiyorsan soy ismimle de seslenebilirisin! yada istediğin gibi seslen, sana gelirim, hep gelirim,bir sana gelirim."

Ellerini bacaklarımın ve sırtımın altından geçirip tek hamlede beni kucağına almıştı. Böyle söylemesi beni üzmüştü açıkçası ve ne kadarda haklı olduğunu anlamıştım. Birlikte Ankara'ya geldiğimizden beri bir kez dahi olsun adı ile seslenmemiş yada konuşmamıştım.

Evet aramızda diyaloglar geçmiş ama ismini ağzıma almamıştım!

Yanıtsız bıraktım, çoğu zaman yaptığım gibi.

𝐻𝐴𝑌𝐾𝐼𝑅𝐴𝑁  𝑌Ü𝑅𝐸𝐾Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin