[HAYKIRAN YÜREK]
-GADDAR BABA-
2.Bölüm
Kalbim göğüs kafesimi delercesine çarparken, harelerim taşmaktan ibaret yaşlarla doluydu. Karşımdaki adamın bile gözlerinde merhamet varken öz babam ve dedem bana merhamet etmemişti.
Kulağıma fısıldadığı sözlerden sonra gözleri gözlerime kenetlenmiş benden bir söz, bir kelam beklercesine hareleri, harelimde gezinmişti. Benden bir cevap alamayacağını anlamış olmalı ki bana attığı o bir adımı arkaya doğru atarak benden uzaklaşmış ağabeylerimde gezinmişti kara hareleri.
Ağabeylerime kısa bir bakış atıp gözlerimin derinliklerine bakarak şu sözleri dile getirdi." Güzel gözlerinden inci tanelerini akıtarak heba etme. Her şerde bir hayır vardır, burda bir hayır olmasa bile senin için oldurturum kêvôk'ke." Bana neden böyle iyimser bilmiyorum neden böyle korumacı onuda bilmiyorum bu kadar güven vererek konuşması canımı acıtıyordu.
Sözlerinden sonra ağabeylerime doğru yürüdü. Kısa bir süre ağabeylerim ile konuşup konaktan ayrılmıştılar. Hayatım elimden kayıp gitmişti.
Töre denilen saçma sapan katı kurallar yüzünden..Merdan Asaf benim için seçenek tanımış, eğer ki istemiyorsam yanımda olacağını dile getirmişti. İtirazın varsa söyle demişti ama ben kabul ettim kendim istedim, karar benim kararım dedim ama değildi.
Karar benim kararım değildi...
Göğüs kafesimin altında beni tüketen darbe üstün darbe almış artık dayanacak gücü kalmamış bir kalp varken ayakta durmam bir mucize gibi görünürken, hala avlunun ortasında durmuş gözlerimi yere kenetlemiş sağ elim göğsümü bastırmak ve derin nefes alarak kendimde olmaya çalışırken zaman akıp geçiyordu...
Göğsüm sıkışırken, dizilerimi hissetmiyor gibiydim. Ellerim titrerken içimde aynı anda titriyor olduğum yerde bayılacakmış gibi hissediyordum.
Avluda sadece aile üyelerim kalmışken Şerhan ağabeyim yanıma gelip göğsüne çekti kasılmaktan kas katı kesilmiş bedenimi.
".. ağabey ne-nefes alamıyorum."Nefes alamıyordum, ciğerlerime nüks eden hava bana yetmiyordu, boğazıma sarılan iki el varmış hissi beni delirtiyordu.
"Şilan bana bak, bana bak iyisin bak hiç bir şey yok hadi canımın içi nefes al, nefes al " diyerek bana telkinler veren Şerhan ağabeyimin sözleri kifayetsizdi. Ölecekmiş gibi hissediyordum.Ruhum idam edilmişti, bedenim yalpalanmış uçurumdan atılmıştı.
Hissizleştirilmiş bir varlık olmuştum.
Sadece bir kaç saat içinde beni benden almıştılar, ruhu ölmüş, bedenini terk etmiş bir varlık olmuştum..Kalbimin atma şiddeti artmaya başlamıştı bir elimi kalbime götürüp bastırıyorken diğer elimle saçlarımı çekiştiriyordum.
Ağabeyim titreyen ellerimi elleri arasına almış " Şilan kendine gel, kurbanın olayım." demişti ama bulanık görmeye başlamıştım, ağabeyimi işitiyor ama icraata geçiremiyordum dediklerini, kendime gelemiyor iyi hissetmiyordum.
Durumsal panik atağım gün yüzüne çıkmış, beni yerle bir etmek için efor sarffediyordu. Ağabeyimin kolları arasında sıyrılıp dizlerimin üzerine yere çöktüm. Ayakta durmaya bile takatim kalmamıştı.
"Neden baba neden?"Neden beni böyle çaresiz bıraktı, umutsuz bıraktı ki!!
Lanet olası konağın kapısı açıldı, gözlerim ela gözlü gadar babamın gözleriyle buluştu. Çaresiz bıraktığı kızına baktı, içi rahatmıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐻𝐴𝑌𝐾𝐼𝑅𝐴𝑁 𝑌Ü𝑅𝐸𝐾
Fiction générale[KÜFÜR VE YETİŞKİN UNSUR İÇERİR!! ] • • • Adamın yüreği alabora olmuşçasına çarparken kadından gelecek en ufak bir hareketi dikkatle bekliyordu. Sabah dudak kıvrımına değen o dudakların sıcaklığını tekrar hissedebilecek olmak dilini damağını kurutu...