16 -Şerefsiz yalancı

2.7K 307 547
                                    

Merhabalar Yúanyaku!

Şu sıralar pek ilham gelmiyor. Moralim aşırı bozuk. Matematikçi bana gerizekalı muamelesi yapıp rencide etti de. Sınır da koymak istemedim. Gönlünüzden ne koparsa yapın.

İyi okumalar<33
~~~~~~~

"Baba neden bütün aileyi topladın?!"

Geldiğimiz restoranda bütün aileyi görünce şok olmuştum. Ve asıl olay şu an herkesin şık giyinmesiydi.

"Ne var oğlum gelmişken bütün aile ile tanışalım dedik"

Minho hyungun yanından ördek yavrusu gibi giderken hemen yanına oturmuştum. Stresten midem bulanmaya başlamıştı.

Minho hyung sandalyemi tutup dibine çektiğinde kafamı omzuna yaslatıp elini belime koymuştu.

Aile üyeleri konuşurken ben Minho hyunga sırnaşıyordum. Ve o da beni geri çevirmiyordu.

Zaman böyle geçerken bir anda şarkı çalmaya başlamıştı. Minho hyung beni dansa kaldırdığında gülümsememi tutamamıştım.

Elini belime koyup dans etmeye başladığında ben de bir elimi omzuna koymuş, diğer elimle ile elini tutmuştum.

Annemlere baktığımda Minho hyungun annesi Hwajun'un ağlayarak bize baktığını görmüştüm. Annem de babama yaslanmış dolu gözleriyle bize bakıyordu.

Utanıp Minho hyunga baktığımda yüzündeki kocaman gülümsemesiyle bana bakıyordu.

"Hep böyle gülümse olur mu bebeğim?"

"Sen de gül ama hyung~"

Biz dans ederken bir anda elektriklerin kesilmesi ile korkuyla Minho hyunga yaklaşmıştım.

"Hyung..."

"Şhh bir şey yok bebeğim, birazdan jeneratörleri açarlar"

Minho hyung bir anda beni bırakmıştı. Bir şey göremediğim için tedirgin oluyordum.

Bir kaç saniye böyle geçerken bir anda sadece ikimize doğru gelen ışık ile etrafa bakmıştım.

Önümde diz çökmüş, kutudaki pırlantaları bana uzatan Minho hyungu görmeyi beklemiyordum.

"Bebeklerimizin yaşam kaynağı... Her gün benimle uyanmaya, çocuklarımıza mükemmel bir hayat vermeye, bu durgun hayatıma bir melek olarak girmeye, bu yüzüğü bir daha çıkarmayacağına söz verir misin?"

"S-SÖZ VERİYORUM!"

Ellerim titrerken Minho hyung aceleyle yüzük parmağıma pırlantayı takmıştı. Diğer yüzüğü de ben taktığımda ayağa kalkmıştı.

Hıçkırarak ağlarken boynuna atlayıp sıkıca sarılmıştım. Heyecandan bütün vücudum titriyordu.

Etraftan alkış sesleri yükselirken Minho hyung belima sıkıca sarılmıştı.

"Benim güzel meleğim... Seni ölümüne seviyorum"

"Ben de seni ölümüne seviyorum sevgilim..."

Sonunda ayrılıp masaya geçtiğimizde ben hala ağlıyordum. Minho hyungun annesi beni yanına oturtup sarıldığında ben de sarıldım.

"Bu şerefsiz yalancı seni üzerse balkona götür kıçına tekmeyi bas"

Ben kıkırdarken Minho hyung beni kendine çekmişti. Kucağına oturduğumda göz yaşlarımı silmişti.

Onun da gözleri dolmuştu. Tekrar ikimizde ahtapot gibi sarıldığımızda Minho hyung boynumdan öpmüştü.

"Tuvalete gidin bak ben de ağlayacağım"

Annem konuştuğunda Minho hyung beni kucağından indirmeden kalkıp tuvalete girmişti. Tek kişilik tuvalete 2 kişi girmek garipti.

Beni lavabo tezgahına oturttuğunda dudaklarımızı birleştirmişti. Duygu dolu öpüşmemiz karnımda belirgin bir şekilde hissettiğim hareketlilikle bölünmüştü.

"Bebeklerimiz..."

Ağzım açık bir şekilde Minho hyunga bakarken Minho hyung korkuyla elimi tutmuştu.

"Ne oldu güzelim?!"

"Hareket ettiler... HYUNG BEBEKLERİMİZ HAREKET ETTİ!"

Elini karnıma koyduğunda tekrar hissettiğim hareketlilik ile ellerimi ağzıma koyup gülmeye başlamıştım.

"Ben hissetmedim!"

"Ağla! Ben hissediyorum!"

"Jisung! Haksızlık yapıyorlar!"

"Altta olsaydın hissederdin!"

Bana sert bakışlar attığında kahkaha atmıştım. Yüzüğümü görünce ise yine ağlamaya başlamıştım.

-

Doktorun bizi araması ile sabah koşa koşa hastaneye gitmiştik. Bebeklerimizin cinsiyetleri artık belli olabilirmiş!

Sedyeye oturup karnımı açtığımda doktor karnıma jeli sıkmıştı. Gece sürekli ağladığım için çok uykum vardı, her an sedyede uyuyabilirdim.

Soğuk aleti karnıma koyup gezdirmeye başladığında ekrana pür dikkat bakıyorduk.

"Bakın şu minik çubuk olanı gördünüz mü?"

"Evet?"

"O penis"

Oğlumun pipisini şimdiden görmek istemezdim ama görmüştüm artık. Minho hyung da gülme krizine girdiğinde beline vurmuştum.

"Bu da kızınız"

Heyecanla doktorun gösterdiği yere bakmıştım. Kız çocuk en istediğim şeydi!

"Şey bay Jisung"

"Evet?"

"Burada sanki 3. Bir popo görüyorum"

__________

Kısa sektim (kestim)

My Student/Minsung✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin