18 -Taksici

2.3K 278 343
                                    

Merhabalar Yúanyaku!

Biraz geç geldi ve kısa oldu bölüm özür dilerim!😭😭😢🥺

180 oy 200 yorum

İyi okumalar<3
~~~~~~~~~
Minho'dan~

Saatlerdir ameliyathanenin önünde bekliyordum. Benim bebeklerim acı çekiyordu...

Ben hıçkırarak ağlarken Jennie ve Chan beni teselli etmeye çalısıyordu.

"Minho, bak hemen kötü düşünme. İyidir Jisung"

"Chan haklı Minho, Jisung taksiciyi öldürür yine yaşar"

"Gerizekalı zaten taksici de ne taksiciyse ölmüş şak diye"

"Ben bilmiyorum, görmedim minik sincabımı. Ağır yaralı mı, hafif yaralı mı bilmiyorum... Bebeklerimiz de var..."

"Senin kafanı sikeceğim artık Minho, lan bir olumlu düşün. Mal mısın sen kötüyü çağırıyorsun!"

"Jennie!"

"Ne var amına koyduğum ne?! Bizde üzülüyoruz üzülmüyor muyuz sanki?!"

Jennie bana sarılınca kafamı omuza koyup ağlamaya devam etmiştim.

"Ya kedi kılıklı ağlama artık, benim içim gitti..."

"Bay Minho?"

Doktor gelince hemen ayağa kalkmış ve göz yaşlarımı silmiştim.

"Kendinizi niye bu kadar mahvettiniz? Eşinizin durumu iyi, bir kaç cam kesiği, yara ve minik bir darbe dışında gayet sağlıklı. Bebekleriniz de sağlıklı. Yaraların çoğu neredeyse ciddi değil"

Hepimiz rahat bir nefes alırken doktorun izniyle odaya girdiğimde Jisung hüngür hüngür ağlıyordu.

Yanına koşarak gittiğimde bana bakmıştı.

"H-hyung... Bebeklerimiz iyi değil mi?"

"İyiler, bebeğim iyiler. Sen iyi misin hm?"

"Sanırım... A-ama telefon paramparça oldu..."

"Sen ona mı ağlıyorsun?!"

"Hmhm..."

Tanrım, ağladığı şey o kadar komikti ki. Telefonun en yeni modelinden alabilirdim fakat minik sincabıma bir şey olsaydı geri alamazdım.

"Güzelim sen daha önemlisin siktir et telefonu!"

"Ama hyung..."

Tamam, Jisung'un iyi olduğunu şu an ki durumdan anlayabiliyordum...

_
Jisung'dan

Her tarafım ağrısa da kötü bir durumum yoktu. Bebeklerimizin iyi olması da çok güzeldi.

Fakat şu an tek derdim telefondu. Çünkü o telefonu ben ne yalvarışlarla aldırmıştım!

"Güzelim alırız yenisini ağlama sen"

Minho hyung ağlama dedikçe daha çok ağlayasım geliyordu. Bana sarıldığında bacaklarımda bir sorun olmadığı için yana kaymıştım.

Yanıma oturup kolumdaki seruma dikkat ederek beni kucağına aldığında sıkıca sarılmıştım. Bir süre böyle kaldıktan sonra Minho hyung karnımı okşamaya başlamıştı.

Boynumdan öptüğünde gözlerimi kapatmıştım. Huzurla dolmuştum hemen...

Öpücükleri devam ederken boynuma değen ıslaklık ile kafamı kaldırıp Minho hyunga bakmıştım. Ağlıyordu...

"Hyung... Özür dilerim..."

"Hayır özür dileme güzelim, asıl gerizekalılık yapıp içen ve buna sebep olan benim"

"Hayır hyung, öyle deme"

Gözyaşlarını sildiğimde dudaklarımızı birleştirmişti. Minik bir öpücük sonrasında Minho hyunga kollarımı dolayıp başımı omzuna yaslamıştım.

"Uykun mu var?"

"Hmhm"

Saçımı okşamaya başladığında gözlerimi kapatmıştım. Bir anda kısık sesle şarkı söylemeye başladığında gülümsemiştim.

Benim kocam her yönüyle mükemmeldi amına koyayım!

-
1 hafta sonra~

"Hyung çalışacak mıyız sınava?"

"Çalışacağız ama şu ilacını sürelim mi?"

"Unutmuşum ben onu.."

Minho hyung çatlak kremi ile gelip karnımı açtıktan sonra karnıma hızla sürmüş ve gitmişti. Havalar soğuduğu için böyle yapıyordu.

Evde kısa kolluyla bile terliyordum fakat Minho hyung yine de üşüyeceğim diye kafayı yiyordu.

"Geldim güzelim!"

"Hyung, şey..."

"Efendim güzelim? Bir şey mi oldu?"

"Baklava..."

"Ne?"

"Baklava istiyorum, türk tatlısı"

"Soğuk bir şey değil umarım?"

"Genellikle değil! Lütfen Hyung!"

"Pekii, alayım sana"

Minho hyung sipariş verirken ben fotoğraf çekmiş ve paylaşmıştım.

"Sipariş ettim, haydi derse"

"Off!"

"Of felan yok"

Yarın sınavım vardı...

-

Sınav bittiğinde Hyunjin'in suyu gelmişti. Şimdi hastane önünde bekliyorduk. Erken doğum olması hepimizi korkutuyordu...

Felix hyung resmen bitmiş haldeydi, erken doğumun riskleri yüzünden ağlıyordu.

Ben de ağlıyordum fakat bebeklerim yüzünden olmuyordu. Sürekli midemi bulandırıp, başımı döndürüyorlardı. Yada bayılacak gibi oluyordum.

"Jisung? Ne oldu? Sapsarı olmuş tenin"

Felix hyung konuştuğunda baygın gözlerimle ona bakmıştım. Minho hyung da bana bakıp hemen elini yüzüme koymuştu.

"Neyin var güzelim?"

"Sürekli midemi bulanıyor ve başım dönüyor, bir de bayılacak gibi hissediyorum..."

"Çok mu stres yaptın?"

"Hmhm"

Başımı omzuna yaslamıştım. O sırada ise bebeklerimizin minik hareketlerini hissediyordum.

Minho hyung belimi okşayarak beni sakinleştirirken doktor kuvezdeki minik bebekle dışarı çıkmıştı. Hemen kalktığımızda gözleri kapalı olduğundan bebeğin kime benzediğini anlayamıyordum.

"Hyunjin iyi mi?"

"Eşiniz gayet iyi Felix bey, bebeğiniz de iyi fakat kurallar gereği kuvezde kalacak biraz"

Ben duygulanıp hıçkırarak ağlamaya başladığımda Minho hyung bana sarılmıştı. Bizim bebeklerimizde böyle micik olacaklardı...

________

Angst yazazni sikeriz arklar ne angsti.

My Student/Minsung✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin