yüz yıllar önce dört element'en oluşan krallık varmış. bu dört element şunlardır; hava, su, toprak ve ateş ten oluşmakta. dost sayılacak kadar araları güzel miş.
araları güzel olsa da zamanla bu dostluk, aralarında başlayan rekabet ten dolayı, düşmanlığa dönüştü.
ne rekabeti diye sorarsanız. üstünlük güç, makam!
dört element te birbirleriyle yarışırlar mış
bir gün ateş element'in kralı 'ben ateş im, hepinizi yaka bilirim, hepinizden güçlüyüm bana itaat edin demiş' su element'in kralı da durmamış 'benimde seni söndürecek gücüm var o yüzden en güçlüsü benim' demiş. ne zaman bir araya gelseler birbirleriyle rekabet ederlermiş.bu durumdan epey sıkılan iki kişi varmış. prens Robert ve prenses Aisha, iki farklı element'in prens ve prensesi.
su element'in prensesi Aisha ve ateş element'in prensi Robert, artık bu düşmanlığın yeniden arkadaşlığa dönmesini isterlermiş. o yüzden kayıtsız kalmamışlar.
prenses Aisha oradan uzaklaşırken, prens Robert bunu görür. oda prensesin peşine düşer. sessizce prensesin arkasından onu takip etmiş. prenses küçük ve eski bir kulübenin önüne gelmiş. kulübenin duvarlarına ellerini koyunca, duvarda kapı oluşmuş. prenses ellerini duvardan çekerek, kapıyı açarak içeriye girmiş,tabi prens Robert e peşinden.
bu küçük kulübe prensesin gizli sığınağıymış. prenses kulübenin içini kitaplarla doldurmuş, sanırım kütüphane yapmış. kulübenin her bir köşesinde kitap varken ortası bomboş Muş. prens gizlice prensesin ne yapmaya çalıştığını izlemiş.
prenses elini bir kaç kitaba değdirince, kulübenin ortasında küçük bir oyuk açılmış. hemen sonra oyuğun içinden bir masa çıkmış. prenses masanın yanına geçerek üstünde tuş varmış gibi, bir kaç yere parmaklarıyla basınca, masanın üstüne bir kitap oluşmuş. kocaman, kalın bir kitap mış. prenses bir kaç sayfasını çevirmeye başlayarak, bir yerde durdu. prenses kitaptan farklı bir dilde birşeyler söyleyince, prens daha fazla durmayarak ' bekle! ne yapıyorsun?' demiş.
prenses sözlerini yarıda keserek konuşan kişiye bakmış. 'sen, sen prens Robert değil misin? ne işin var burda?' diyerek sorunca, prens Robert kendini tanıtarak onu takip ettiğini ve ne yapacağını sormuş.
prenses artık savaşın bitmesini, yeniden dost olmak istediğini bunun için bir büyü bildiğini ve uygulayacağını söylemiş. prens, prensesin yanına geçerek ona yardım etmek istemiş. prenses başta izin vermesede birinin yardımına ihtiyacı olduğu için kabul etmiş. neyse işte bunlar büyüyü yapmaya başlamışlar.
ikili çok güçlü oldukları için büyü oluşmaya başlar, tanrılar bu ikilinin başaracağını anladıkları zaman üstlerine bir yaratık salarlar.
prens Robert yaratıkla uğraşırken prenses Aisha da büyüyü tamamlamaya çalışır, prens yaratığı öldürdüğünü düşünerek prensese yardıma gider. büyüyü tamamlamak üzereyken yaratık tekrar saldırır ve prensi yaralar bu sırada prenses şaşırır ve kitabın başka satırları ağzından dökülür.
" peki sonra, sonra ne oldu koç?"
" bakıyorumda hikâye çok hoşuna gitti ferzin hanım"
" yaa koç lütfen benimle uğraşmayı bırak ta devamını anlat "
" tamaaam , tamam anlatıyorum beni dinleyin." daha fazla uzatmamak adına başımı tamam anlamında salladım.
" sonra etraf kararmaya başlar. karanlık hızla yayılır ve her yeri karanlık sarar. sonra gökyüzünde çok büyük bir patlama olur her yeri bu sefer turuncu ışınlar sarar ve dört element te farklı türde yaratıklara dönüşürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE'NİN ♡MÜHRÜ
AcakÜzgünKen bilmeden gittiğim ormanda, Görünmeyen bir varlığı sezmemle başlamıştı hikayemiz. Görünmeyen varlığa alışıp, hâta aşık olmuştum. Bu çılgınca dime? Ama Ferzin AÇAR için öyle değil di...