Affetsem de bitmeyecek kırgınlıklarım,
uyusam da geçmeyecek yorgunluklarım var.. 🍂🥀🍁İyi okumalar dilerim 😊
🌼💥🌼
Üst üste yaptığım denemeler işe yaramayınca yanımdaki ağaca sert bir tekme atım. " Ahhhhh! lânet olsun sana ağaç!" iki elimle çarptım ayağımı tutarak tek ayak üzerinde sekmeye başladım.
birden ağacın bir kaç dalı beni belimden tutarak çok yükseğe çıkarmadan yere bırakınca kalçamın üstüne düştüm " Ahhh seni lânet olasıca ağaç! benimle derdin ne ?"
" bana vuran sendin, bide üstüne laf da söyledin bence hakettin."
" sen ne küstah bir ağaç sı-" fark ettiğim detayla hemen ağaca baktım bir dakika bir dakika ben az önce bir ağaçla mı konuştum?
" sen konuşuyor musun?"
" sence?" Allah'ım bu nasıl oluyor yaa?önce hayvanlarla konuşa bildiğimi öğrendim şimdi de bir ağaçla bu çılgınlık şimdi Açelya ya hak veriyordum.
" ama bu nasıl olur? ben sadece hayvanlarla konuşabildiğimi sanıyordum görüyorum ki bu sizin için de geçerli."
" evet öyle vahşi prenses."
" bana vahşi demeyi kes! seni küstah ağaç." aklıma o küstah adamın, vahşi kedicik dediği gelmişti.
" ama tam sana uyan bir isim vahşicik"
" bana böyle demeyi kesmes isen o zaman vahşi tarafı mı sana göstermekten çekinmem" dedim tehtit barındıran sesimle.
" tamam.. tamam." dedikten sonra " niye bu kadar sinirlisin vahşicik pardon prenses dicektim." sinirli bakışlarımı ağaca dikerek" bu seni ilgilendirmiyor tamam mı seni lânet olasıca ağaç!" tüm öfkemi ağaca kusmuştum.
" bak vallahi en sonda yanlışlıkla vahşicik dedim."
" ben seni şimdi gebertirim." tam ağaca kullanmayı bilmediğim güçlerimi deniyordum ki o küstah kendini beğenmiş adamın sesi kulağımın içine girdi.
" ne o şimdi de ağaçlara mı bulaşıyorsun vahşi KEDİCİK." son kelimeyi vurgulayarak söylemiş ti.
başımı hızla yukarı kaldırdım. Benim penceremin bir üstündeki pencereden başını çıkarmış sırıtıyor du.
" yine mi sen yaaa! benim senden Kurtuluşum yok mu yaa! sen her yerde görmek zorunda mıyım yaa!"
" hee, hee tabi inandım, sırf seni sakinleştireyim diye gücünü kullanan sen değil misin? içinde ki vahşi yaratık zavallı askerlerimi ölüm eşiğine getir miyor mu?"
" neee! sen.. seni gebertirim yemin ederim gebertirim ne diyorsun sen ya! " söylediği şeyler beni çileden çıkarmıştı.
" yalan mı haa?"
" evet yalan seni lânet adam!" ben daha bu lanet güçlerin nasıl kullanıldığını bile bilmiyorum!
" madem yalan söylüyorum o zaman bundan sonra sana ben ders vereceğim bu sayede suçun sende mi yoksa askerlerimde mi olduğunu öğreneceğim."
" hayır ben senden ders falan almayacağım."
" işte gerçekleri söylemiş tim, sen sırf seni sakinleştireyim diye zavallı askerlerimi gebertiyordun az daha."
" Yeter! sus! lânet olsun tamam kabul ediyorum! sende o pislik askerlerin de canınız cehenneme." dedikten sonra gerçekten herkesten uzaklaşmak istiyordum. İşte yine benim HUZURUM' a ihtiyacım vardı ama o yoktu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE'NİN ♡MÜHRÜ
RandomÜzgünKen bilmeden gittiğim ormanda, Görünmeyen bir varlığı sezmemle başlamıştı hikayemiz. Görünmeyen varlığa alışıp, hâta aşık olmuştum. Bu çılgınca dime? Ama Ferzin AÇAR için öyle değil di...