1.0

292 44 10
                                    

07.12.2023

#####



Kim Jennie,

''Sen bu mutfak işini çözmüşsün Jennie. Daha ilk kez yapmış olmana rağmen tadı nasıl bu kadar iyi olmuş, anlamadım gitti. Mükemmel bir şey bu!''

Teğmen Taehyung, ağzına attığı ayıcıklı kurabiyelerini çiğneye çiğneye bitirip, bana övgülerini sunmaya geçerken; dirseğimi kantin masasına, avucumu da yanağıma koyup onu keyifle dinlemeye -ve tabii ki de onu izlemeye- başladım. Kaç yaşına gelmiş herifti ama kurabiyeleri yerken dört yaşına dönüvermişti. Yanaklarını şişire şişire yemesi, dudaklarını öne doğru uzatması; onu Teğmenden ziyade bir bebeğe çeviriyordu. Yani ne yalan söyleyeyim, böyle sevimli ve tatlı olması içimi ısıtmıyor değildi. Böyle yanaklarını sıka sıka sevesi geliyordu insanın.

''Teşekkürler tatlım, benim içim çocuk oyuncağından halliceydi,'' diye sahte bir gösteriş sundum Taehyung'a. Teğmen, bu lafıma daha çok güldü. ''Ama keşke biraz da ekip arkadaşlarına bıraksaydın, onlar da tadına baksaydı. Şimdi ayıp olmasın.''

Taehyung, sahiplenici bir şekilde kırmızı kabı kendine çekerken, ''Aman boşver onları, yemesinler!'' dedi. ''Onların da senin gibi harika, güzel, yetenekli-'' derken Taehyung, bir anda sustu. Susmasıyla beraber ona bakınca aramızda garip bir sessizlik geçti. Ben, onun neden takıldığını az buçuk biliyordum da; o, bana hangi sıfatı vereceğini bilemiyor gibiydi. Eh, haklıydı şimdi. Ben onun neyiydim ki? Sevgilisi? Arkadaşı? Albayın kızı? Arada sırada görüştüğü sıradan birisi? Kimdim onun için, neyi ifade ediyordum? Ne diye seslenebilirdi ki bana? ''Yani onların da senin gibi güzel arkadaş- yok hayır, se- yok buna da hayır, OF! Senin gibi birileri olsun hayatlarında, onlara da yapsınlar! Aman, ne uzattım yahu!'

Taehyung'un kendi kendine konuşmasına gülmeye başlarken, ''Tamam Taehyung, rahat ol,'' dedim ve bir elimi Taehyung'un omzuna koydum. Ona temasım ile beraber Teğmen bir rahatladı, bir kendine geldi. ''Ben anlayabiliyorum, sakin ol. Bu kadar kasma kendini, akşına bırak...''

Bak, bak, bak, bak! Akışına bırak diyen kıza bak!  Sen Teğmen'e diyorsun da, kendin çocuğu koyabileceğin yeri biliyor musun? Neyin Teğmen senin? Arkadaşın mı? Sevgilin mi? Babanın askeri mi? Arada sırada yemek yapıp götürdüğün sıradan birisi mi? O senin neyin, o senin için ne ifade ediyor? Ne diye seslenebilirsin ona?

Bu tür üstünde uzun uzun düşünülmesi gereken soruların tek bir cevabı var; Bilmiyorum!

Bilmiyorum ben ya Teğmen'in hayatımdaki yerini? Bilmiyorum benim için ne anlam ettiğini? Bilmiyorum ona nasıl seslenmem gerektiğini?

Bilmiyorum işte, bilmiyorum!

Bilmiyormuşmuşmuş! Bal gibi de biliyorsun da, ilk adımı Teğmen'den bekliyorsun!

Tamam, bekliyorum, ne var bunda? O da duygularını öne koysun da, bir zahmet açılsın bana! Korkak korkak durmasın. Ben burada duruyorum, bu eleman karşımda duruyor; anlatsın her bir duygusunu, tutan mı var sanki onu?

Tamam manyak Jennie, sakin ol. Çocuğu da korkutacaksın!

Kendi içimdeki şiddetli münakaşayı, Taehyung, ''Jennie?'' deyip adımı seslenmesiyle bitirdi. Artık bakışlarım ne kadar sert ve karışıksa, Taehyung suratımı bir kontrol etmiş ve benden bir sıkıntı olup olmadığını anlamaya çalışmıştı. ''Sen iyi misin acaba? Birden dalıp gittin, korkuttun beni de...''

hazel haze |taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin