0.16

11.6K 569 63
                                    


Yolculuğun 4'üncü saati

Alçin: Talucum gerçekten gel kurtar beni şakasız 

Alçin: Artık dakika başı benzinliklerde duruyormuşuz gibi hissediyorum.

Alçin: Dur kalk midem bulanmaya başladı.

Alçin: Artık varalım İstanbul'a 

Alçin: Bir daha İstanbul'dan dışarı çıkan şerefsizdir

Alçin: Hem sen yine gittin gelmedin?

Alçin: Doğruyu söyle sürekli yazdığım için sıkıldın mı??<*!

Tulumbam: Bebeğim işim var demiştim ya. 

Tulumbam: Hem miden bulanıyorsa uyumaya çalış.

Tulumbam: Daha hızlı biter yol.

Alçin: Yok ben başka bir çözüm buldum bile

Tulumbam: Neymiş bakalım o çözüm?

Alçin: Sensin. Seninle konuşuyorum, yol gelip geçiyor zaten:))

Alçin: Fazla mı romantik oluyorum????Gönderilmedi)

Alçin: Neyse hak ediyor tüm romantiklikleri Talucum (Gönderilmedi)

🍁

Yolculuğun 5'inci saati

"Ulan başlayacağım hayatı romantize etmene götüm dondu götüm!" Barlas ayısı arkadan benim koltuğuma sertçe vurduğunda bütün şiddeti sırtımda hissetmiştim. "Kapa şu camı! Açmış oradan siktiri boktan bir şarkı, pencereyi de sonuna kadar indirmiş ergen ergen takılıyor! Dua et annem arabada diye sabrediyorum yoksa çoktan yol kenarında otostop çekiyordun."

"Ya sen zaten niye bizimle geliyorsun ki! Gerçekten şimdiden nefret etmeye başladım beraber kalacağımız zamandan," sinirle koltukta yan bir şekilde oturup anneme döndüm. Annem artık saatlerdir kavgalarımızdan sıkılmış olacak ki bizi pek takmıyordu. "Anne sen niye hiçbir şey söylemiyorsun? Resmen kızına zorbalık yapılıyor! Biricik, günahsız, hiçbir suçu olmayan masum kızına!"

"Yok amına koyayım olur mu dört büyük meleklerdensin. Az önce pencereden kanatlanıp uçacaktın da ben engel oldum." 

Daha fazla dayanamayıp kucağımdaki yarısı bitmiş olan su şişesini alıp arkaya tam Barlas'ın karnına fırlattım. Hatta sinirimi alamayıp ona karşı olan nefretimi dillendirmeye de devam ettim. "Dağ ayısı, insanlıktan çıkmış mamut seni! Ayağımı yere bastığım an seni aileden nüfustan sildireceğim! Beş saatte beş asır yaşlandım!"

"Valla kan bağı kardeş demeyeceğim rabbime sığınıp atacağım dışarı şimdi," Barlas yine bana öfkeyle söylenmeye başlayacağı an araya bir ses girdi. Yeri göğü yaran kudretli  bir ses...

"Kesin artık!"

Yanımda olduğundan mıdır bilinmez annemin bağırışı resmen götüme kadar işlediğinde nefes almayı bile bırakmıştım. 

"Sabahtan beri ne alıp veremediğiniz var anlamıyorum ki! Dur demeden durmayı bilmiyor musunuz!?" Annem bize olan sinirden önde ilerlemeyen trafiğe korna basmaya başlamıştı. Daha sonra direksiyonu bu şeride nazaran daha boş olan soldaki şeride aynı sinirle kırdı. "Kaç yaşınıza geldiniz hala ben mi size susun diyeceğim! İnsan olun biraz! Arkada abiniz yaralı, ağrılı bir şekilde uyuyor en azından ona saygınız olsun!"

İSPANYOL PRENSİ | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin