Medya, Talu KorelGözlerimi rüyamda gördüğüm şeylerin saçmalığıyla araladım. Her yer hâlâ karanlıktı. Odadaki tek ışık perdelerin açık olmasından dolayı içeri sızan ay ışığıydı. Aslında karanlıkta uyumaya bayılırdım ışık olan bir yerde uyumak çok zordu benim için. Ama şimdi rüyamın etkisindendi galiba karanlık odada uyanmak rahatsız etmişti. Korkmuştum sanırım.
Elimi yanımdaki komidine doğru uzatıp yakaladığım abajurun düğmesine bastırdım. Ve odanın içine biraz olsun aydınlatacak kadar ışık yayıldı. Sarı bir ışık olduğu için gözlerimi çok rahatsız etmemişti.
Tekrar kendimi yatağa bıraktığımda yastığımın altına sıkıştırmış olduğum telefonumu elime aldım. Gözlerimden uyku akıyordu ama yine de saate bakmak için telefonu açtım.
5.43
Saat daha çok erkendi. Uyanmama iki saatten fazla vardı. Evet bugün maalesef erken uyanmam lazımdı. Çünkü artık işe gitmem yani dükkanımı açmam gerekiyordu. Eylül ayını gerçekten sevmiyordum. Sürekli bir şeylere başlamak zorunda olduğumuz bir aydı. Çok kısıtlayıcı bir ay. Doğduğum ay olması hariç sevebileceğim hiçbir yanı yoktu.
Huysuzlanarak telefonu kapatıp aynı yerine koydum ve soluma doğru dönerek bir bacağımı yorganın dışına çıkarttım. Bir kolumla da yorganı sarmalayıp oldukça rahat bir pozisyona geçtim. Ve tatlı bir mayışmışlıkla gözlerimi yumdum.
Gözlerimi kapatmamla yine zihnime geceden beri düşünüp durduğum kişi düştü.
Talu'yla konuşmamız aklıma geldiğinde yine uyku sersemliğiyle hafifçe gülümsedim. Gece onunla konuştuktan sonra Kayla'lar gitmiş bende hızla bir duş alıp, dişlerimi fırçalayıp yatağıma kavuşmuştum. Uyuma düşüncesiyle gözlerimi kapatmıştım ama sürekli aklıma gelip yatakta dönüp durmama sebep olduğundan saatlerce uyuyamamıştım.
Resmen tüm gece onunla bir sürü hayaller kurmuştum!
Düşününce kesinlikle çok komikti. Ama benim için onunla kurduğum her hayal kesinlikle çok büyüleyiciydi.
Yine tüm zihnim onunla dolup taşarken hafiften bastıran uykunun ağırlığını hissettim. Açtığım abajuru geri kapatmakta aklımda dolanıp duruyordu ama o kadar yoğun bir uyku bastırmıştı ki öylece yorganıma sarılarak loş ışığın içinde tekrar uykuya dalıverdim.
💤
"Sorun çıktı de iptal et işte," diye sinirlendi Barlas oturduğu ada tezgahının üzerindeyken. Dakikalardır telefonda birisiyle konuşuyordu, "Ben yokum. Başka soruna gerek yok diye düşünüyorum?"
Karşı tarafın yanıtını çok dinlemeden telefonu yüzüne kapattığında bu egolu zengin züppe tavırlarına göz devirerek avcuma doldurmuş olduğum ilaçlarımı tek seferde ağzıma attım.
Barlas cidden fazla kendini beğenmiş birisiydi. Her şeyi elde edebileceğine inanıyordu. Kendini Kral gibi gördüğünden emindim.
Bunları düşünmeyi bırakıp tezgahın üzerine koyduğum su doluğu bardağı aldım ve ilaçların hepsini yutabilmek için büyük bir yudum suyu ağzıma doldurdum. Başımı hafifçe geriye yatırıp suyla beraber ilaçları yutkunduğumda aç karnıma içtiğim için her seferinde olduğu gibi midemi bulandırmıştı. Hafifçe yüzümü buruştururken burnuma doluşan müthiş menemen kokusuyla tüm mide bulantımı unuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSPANYOL PRENSİ | TEXTİNG
RomanceKarşı tarafın yanıt verebileceğini hesaba katmayan Alçin Kor, bir gün araba seyahatinde yine canı sıkıldığı için sosyal medyadan birisine mesajlar atmaya başlar. Karşı taraf, Talu Korel'in yanıt vermeye başlamasıyla ikilinin arasında sohbet başlar...