0.24

3.8K 326 46
                                    



Keyifli okumalar!

"Alçinn, kızım ben geldim."

Anne?

"Talu," diye istemsizce mırıldandım panikten. "Az önce birisi kızım ben geldim mi dedi yoksa bana mı öyle geldi?"

Müşterinin geldiğini düşünüp Talu'nun kucağından kalkmaya çalışırken az önce duyduğum ses resmen donakalmamı sağladı.

Dükkanın yerini bilmeyen annem buraya mı gelmişti?

Yok daha nelerdi yani...

Talu'da nedensiz benim gibi gerildiğinden daha yeni yeni gevşettiği tutuşunu tamamen bıraktı.

"Annen mi?" Diye sordu Talu da doğrulamak istercesine.

Gözlerine baktım. Benim kadar panik durmuyordu sadece gerilmişti.

"Annem." diyerek onayladım onu.

Maalesef ki annemdi.

Gele gele bugünü bulması hayattaki şansımı gösteriyordu herhalde. Cidden neden bugün gelmişti ki! Of...

Talu'nun kucağından kalkmış annemin bizi böyle görmeden karşısına çıkmak için hareketlenmiştim. Ama daha adım atamadan arkadan bileğimi kavramıştı Talu.

"Tanıştırmayacak mısın?" diye sordu. Bu soru hiç beklemediğim bir soruydu. Gözlerindeki garip heyecan ve istek beni şaşırtmıştı.

Talu annemle tanışmak mı istiyordu?

Daha nelerdi.

Nedense sorarken ki yakaladığım o bakışları bir kaç saniyeliğine sessiz kalmamı sağlamıştı.

Hayır desem üzülecekti.

Öyle bakıyordu.

Ama yapamazdım. Şu an değildi. Hemde hiç değildi.

O bakışlarına karşılık hiç istemeyerekte olsa olumsuz anlamda başımı iki yana sallayarak, "Olmaz Talu." dedim.

Kendimi o an nedense çok acımasız hissettim. Birisinin bakışlarını dahi olsa kırmak istemezdim. Hemde söz konusu sevdiğim birisi olunca. Talu olunca.

Ama yapmıştım. Başka çarem yoktu.

Daha fazla bir şey demesine fırsat vermedim. Gözlerine de bakmadım. Etkisi altına alıyordu çünkü beni. Hızla bileğimi elinden kurtararak yanından ayrıldım.

İçimde bir yanım bana salak Alçin diye bağırırken bir yanımda olması gereken bu diyordu. Ama beni savunan tarafım sanki daha güçsüz geliyordu. Hata yapmışım gibi hissediyordum.

Ama açıklardım.

Değil mi?

Açıklardım Talu'ya şu an zamanı olmadığını. Talu beni anlardı sonuçta. Umarım anlardı.

"Alçin annecim neredesin?"

Annemin sesi tekrardan dükkanda yayıldığında nihayet bende köşede saklanır gibi kaldığımız yerden çıkmış karşısına çıkmıştım.

Talu'yu arkamda bırakarak.

Sus artık!

İçimde kendimle verdiğim savaşı her ne kadar susturamasam da anneme çok doğal bir şekilde gülümseyip aramızdaki mesafeyi kapatarak onu kucakladım.

İSPANYOL PRENSİ | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin