Merhabalar!!Uzun bir bölümle karşınızdayım. Bu bölüm yeni şeyler var!!3^^ ehehhe
Keyifli okumalar!
⚝
⚝
Aşağıya salona indiğimde Kayla, Talha ve Ufuk salonda oturmuş Poyraz abimi sorguya çekiyorlardı. Bu görüntüyü ilk gördüğümde kahkaha atasım gelmişti ama kendimi durdurmuştum. Yanlarına gidip hepsiyle kısaca sarıldıktan sonra bende koltukta uzanan Poyraz abimin ayak ucuna oturdum.
Yoldan geldiğim için herhalde bedenimde aşırı yorgunluk ve ağrı vardı. Şu an koltuğa oturduğumda fark etmiştim. Zaten genellikle yorgun bir bedene sahiptim çokta alışık olmadığım bir durum değildi. Ama az önce Talu ile konuşurken bu yorgunluğu hissetmemiştim. Konuşsa, utanmadan, sabaha kadar konuşurdum öyle bir enerjim vardı. Çok güzel bir enerjim vardı. Bambaşka...
"Alçin," Poyraz abimin, sırtımın arkasında kalan bacaklarıyla dürtmesi daldığım düşüncelerimden sıyrılmamı sağladı. Başımı çevirip sırtını koltuğun başlığına yaslamış bir eli yarasının üstünde duran abime baktım, efendim, dercesine. "Kayla'ya su getirebilir misin?"
Abimin söyledikleriyle bakışlarımı hızla tam karşımızdaki geniş koltukta oturan Kayla'ya çevirdim. Kayla'da yerde olan bakışlarını bu tarafa çevirdiğinde onunda şaşırdığını görmüştüm. Poyraz abim galiba Kayla'nın ne kadar kötü bir halde olduğunu fark etmişti. Ölü gibi suratını ve titreyen ellerini fark etmemek mümkün değildi.
Kayla'nın gözlerinin içine tekrar baktım. O şaşkın bakışlarını artık abime çevirmiş olsa da ben gözlerindeki korkuyu görmüştüm. Korkusu o kadar derindi ki, abimi her gördüğünde olan utangaç, sevimli ve çekimser haline siyah bir boya dökülmüş gibiydi. Öylece titreyerek oturuyordu karşımızda. Abime bir şey olacak ihtimali onu fena etkilemişti.
Uzaktan sevmek kötü bir şey olsa gerekti. Sevdiğin kişinin etrafında hislerini saklamak zorunda olmak, onu sadece izlemek berbat olmalıydı.
Evet uzaktan seven, hislerini bir hazineymiş gibi içine gömen kişi Kayla'ydı. Abime yıllardır aşıktı. Öyle bir iki seneden bahsetmiyordum. Baya büyük zamandan büyük duygulardan bahsediyordum. Aslında abime olan duygularını kelimelere döküp sadece çok büyük demekte saygısızlık olurdu. Çünkü Kayla'ya göre; sevginin büyüğü küçüğü olmazdı, sevginin ölçütü olmazdı. Sevmek sevmekti. Sevgi azalmazdı. Birisini sevdiğini söylediğin an orada ipler kopmuş olurdu, çıkılmaz bir yola girerdin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSPANYOL PRENSİ | TEXTİNG
Roman d'amourKarşı tarafın yanıt verebileceğini hesaba katmayan Alçin Kor, bir gün araba seyahatinde yine canı sıkıldığı için sosyal medyadan birisine mesajlar atmaya başlar. Karşı taraf, Talu Korel'in yanıt vermeye başlamasıyla ikilinin arasında sohbet başlar...