-15-

1.9K 77 9
                                    

(Haftasonu-cumartesi)

Sabah zar zor gözümü açarken saati yarıladığımı fark etmiştim. Çok yorgundum en azından uyumak iyi geliyordu. Telefonu açıp baktığımda nilayın aradığını fark etmiştim ve beni gerçekten korkutuyordu böyle takıntılı olması. Zümraya diyip dememek arasında kalmıştım ama eğer dersem kaos olurdu buna gerek yoktu. Banyoya ilerleyip elimi yüzümü yıkayıp ufak tefek kahvaltı hazırlamıştım kendime. Melis bile aramıyordu hiç veya yazıyordu.

Kahvaltımı yaptığımda havanın güneşli olduğunu görünce gezmek istemiştim fakat çevrem geniş olmadığından tek gezicektim. Zümra geldi aklıma ama onu yeterince yormuştum dinlenmesi iyi olucaktı. Üstümü giyinip ufak tefek değişiklikten sonra çarşıya inmiştim, kitap alıp okurum diye düşündüm. Göz açıma kitapçı girince sevinerek hızla adımlarımı oraya yönlendirmiştim. Aşk konulu veya tam aksine gerilimli istiyordum o yüzden ilk aşk konulu kitap aramaya başlamıştım. Yan yan giderken birden birisine çarpınca dengem gittiği için yere kapılmıştım, ah salak ben gene rezilliğim üzerimdeydi. "Çok pardon iyi misin?" baktığımda saçları wolfcut giyimi ise vintage tarzında bir kızdı, ama benden uzundu. Elini uzatınca bende tutup beni kaldırmıştı. "Sıkıntı yok benim hatam gerçekten" gülümseyip önümüze dönünce onunla aynı rafa bakıyorduk. Birden bi kitap ilgimi çekince elimi tam atmıştım ki o kızda benimle tutmuştu. "İlk ben aldım" söylememle kaşını çatıp "Pardon? ilk bendim" inadımı salmayıp kitabı kendime doğru çekmiştim.

"Amma inatsın sende ver o kitabı" sinirlenmiştim bu dediğine ve işin kötüsü ben ona kıyasla çok kısaydım bende ki bu cesarette nerden geliyorsa kim bilir. "Vermiyorum" kitabı alıp kasaya ilerlediğimde hızlıca ödeyip dışarı çıkmıştım. Tam oh çekerken birden elimdeki poşet tutulmuştu arkama baktığımda o kızın olduğunu fark etmiştim. "Ulan sapık mısın yürü git ya" sinirle söyleyince yüzüme sert sert bakıp "Ne zamandır onu arıyorum ben sana kaptırmam onu" arkamı dönüp gidicekken çantamdan tutunca şirketin kart viziti düşmüştü fakat umursamayıp o an hızlıca yürüyerek ondan uzaklaşmıştım. Arkama dönüp baktığımda ise elindeki karta bakarak gülüyordu, hassiktir sıçmıştım. Çok inat insandım ne kadar kötü olduğunu bilsemde aşamıyordum.

Eve doğru yola koyulmuştum kahve içip kitaba göz geçirdikten sonra. Yarım saat süreden sonra eve vardığımda direkt altıma şort çekmiştim. Koltukta uzanırken birden kapı çalmıştı, kimdi ki acaba diye düşünüp kapıyı açmamla içeriye doğru itilmem an olmuştu. "N-napıyosun" dememle bunun nilay olduğunu fark etmiştim. Bir dakika bu evimin konumunu nereden biliyordu? "sonunda" diyip üzerime yürüyünce kaçmak için yeltenirken kolumdan tutup koltuğa yatırmıştı. "Lan bıraksana sapık mısın sen ya siktir git" hala kıpırdanırken üzerimde ağır baskısı vardı.

"Evet sapığınım varmı diyeceğin" elleri bacaklarımı bulunca sinirle kaçırmaya çalışmıştım, neye nafileydi. "Bak amacın ne bilmiyorum ama seni zümraya söylerim" yüksek sesle gülünce korkmuştum ve şuan cidden ne yapacağımı bilmiyordum. "zümra mı? merak ediyorum sende ne olduğunu. Gerçekten altta iyisindir" dedikleri karşısında şoka girerken şimdi zümranın bu çabasını anlamıştım. Haklıydı bu kız gerçekten amaçları farklıydı. "Siktir git evimden" bunu dememle ağzıma vurmuştu acıtmayacak şekilde. "O lafları sana sokmamı ister misin? bakayım sokunca da böyle konuşucak mısın" ellerini şortumun içine doğru sürüklerken sadece bağırmakla yetiniyordum. Birden telefonum çalınca zümra yazısı çıkmıştı. "Eğer söylersen burda olduğumu en büyük zararı zümraya veririm" korkarak telefonu açtığımda zümra evime doğru geldiğini söyleyince nilay aniden üzerimden kalkıp kapıya doğru adımlamıştı. Zümrayı kapatınca "Kaç hadi kaç" bana sinirle bakıp kapıdanı çıkmıştı.

nefesim zar zor düzene girerken zümraya asla bahsetmemeliydim yoksa nilay ona gerçekten birşeyler yapabilirdi. 10-15 dakika sonra kapı çalınca hemen açıp zümrayı görmemle sarılmam bir olmuştu. "Oyy birileri çok mu özlemiş sanki hm" bana sarılarak içeri adımlayınca bilmem kaç dakikadır sarılır pozisyonda duruyorduk. "bebeğim bir sorun mu var" yüzüne bakıp "yok hayır sadece çok özledim seni" gülümseyip dudağımda konunca bende karşılık vermiştim. "Gel sana kahve yapayım" gülümseyip olur diyince elim titreye titreye kahveyi yapmaya başlamıştım. İçeri geldiğimde orta masaya koyup zümranın yanında oturmuştum.

Nedense bu kızda garip bir enerji vardı. Mesela onunla olduğumda içimde ki azgınlık hep ortaya çıkıyordu, düşünmemle bile oluyordu daha doğrusu. Ama sarıldığımda bütün dert tas gidiyordu, kimya uyuşması bu olsa gerek.

Güzel bölümdü baya gerilimliydi qkjslqsj Şu oyları biraz yüksek mi tutsak? Bu yazarın yüzü gülsün be

Belalı ceo [GxG]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin