-5-

4.6K 190 23
                                        

Sabah 09:20

Alarm başımda öterken sinirle kapadım. Birden saate baktığımda 1 saat geç kaldığımı fark etmiştim. Hassiktir ulan bugün azar yemicekmişim gibi üstüne bide geç kalmıştım. Şanssız insan tanımı bendim şaka değildi.

Hıphızlı giyinip herşeyimi hallettikten sonra şirkete adımlarımı yönlendirmiştim. Maaşımdan düşme ihtimali vardı veya kovabilirdi. Çok makul sebep olurdu hak verirdim. Şirket göz açıma girdiğinde titreme tutmuştu korkudan, kandırdığım için fazla azar yiyecektim belli.

Bizim kata geldiğimde iş arkadaşlarım bana döndü, başlarında ki zümra ceoyu görmeden önce tabi. Gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı, yavaşça ona doğru adım attıktan sonra gözleri beni bulup yanıma geldi. "Geç kalmanın sebebini öğrenebilir miyim berrin" Yılan bakışlarıyla gözlerimi sömürüyordu resmen. "Kusura bakmayın cidden alarmı duymamıştım" Gülümsedi ama bu gülümseme iyi yönde değildi. "Odama çık geliyorum" Eveet berrin boku yemiştin aferim bana.

Odasına geldiğimde oturdum bi koltuğa. Eşyalar fazla siyahtı kokusu da tütsü ama ağır bir kokuydu. Nedense hoşuma gitmişti bu. Etrafı incelerken birden kapı açıldı ve zümra içeri girmişti. Gözleri beni bulunca yanıma adımlayınca bende kalkmıştım. "gelelim sana berrin" İyice dibime girmişti.

"Dün neden yalan söyleme gereği duydun bana" çok yakındı şuan ve nefes dahi alamıyordum. Çekinir gözlerle ona bakmıştım "Cevap dahi veremiyosun berrin şimdi sana ne yapmalıyım?" gülerek yanımdan uzaklaşarak masasına oturdu. "Karşıma otur" dediğini yaparak karşısına oturmuştum.

"Alanın büro yönetimdi lisede değil mi?" Sorduğu soruyla şaşırmıştım. "Nereden biliyosunuz bunu" Gülümsedi tekrar ama bu gülümsemeleri piç sırıtışıydı. "Yaşadığımız yer çok küçükmüş, bunu seni burda gördüğümde anladım" ha der gibi yüzüne baktıktan sonra "Böyle dediğinize göre tanıyorsunuz beni" Kafasıyla onayladı beni. "Evet ve sende beni çok iyi tanıyosun ama Tipimi liseden sonra baya değiştirdiğim için tanımadın"

Ayağa kalktı ve yanıma adımlayınca bende kalktım. Telefonunu açtı ve bir resim gösterdi. Gösterdiği kız lisede deli divane aşık olduğum kızdı. O zamanlar 1 ay çıkmıştık sonra okuldan gitmişti yollarımız da böyle kapanmıştı.

"Nasıl sen o zümra mısın cidden" Hala şaşkın bakıyordum. Bana doğru adımlamaya başlayınca arkaya doğru gidiyordum. Sırtım duvarla buluşunca bunu fırsat bilip dibime girmişti. "Değişen tek şey zaman olmuş" gülümseyerek demişti. Sonra birden önünden çekilip "Bunca zamandır yoktun ve o zamanlar haberin varmı ne kadar acı çektiğimden?" gözlerim dolmuştu, haklıydım.

"Sebeplerim vardı berrin" Saçma bir sırıtış atıp "ne o sebep söylesene" Tekrar yanıma yaklaşmıştı "söyleyemem lütfen zorlama" Tam yanından ayrılacakken elimden tutmuştu. Göz yaşımın aktığını hissetmiştim, onu özlemiştim ama beni bıraktıktan sonra onu affetme gücü bulamıyordum kendimde. Dış görünüşü bile afallatmıştı beni apayrı insan olmuştu.

"Bak söz veriyorum bir daha gitmeyeceğim ama sebebimi diyemem kusuruma bakma" ona dönüp gözlerine bakınca yüzü düşmüştü, karşısında süt dökmüş kedi gibi ağlıyordum. Beni birden kollarının arasına alıp sarılmıştı. "Bana ilgi duyduğunda kendimden kıskanmıştım seni. Çünkü beni tanımıyordun ve ilgi duyuyordun. Seni bulmuşken lütfen beni kendinden uzaklaştırma olurmu" Kalbine denk geliyordum, o kadar benden uzundu.

"Tamam ama sana eskisi gibi olmamı bekleme. O Sebep ne ise onu da elbet öğreneceğim çünkü birşeyler saklıyorsun bu inan hiç hoş değil" Kendini geri çekip elini yanaklarıma koydu ve hafif okşadı. Sesi çıkmadan sadece okşuyordu ve şuan eriyordum. Ona kızgındım ama aşamıyordum ona olan sevgimi. birden elini çekti ve eski sert bakışları devreye girmişti. "Bu durumu kimseye demiyosun. Şimdi çaktırmadan in katına" Şaşkın şaşkın bakıyordum. Bu kadının 2 yüzü mü vardı yoksa ben mi bilmiyordum.

Aşağıya inip işlerime odaklanmaya çalışırken bi evrağı dolduruyordum. Kalem elimde zar zor duruyordu sanki. Saatler sonra çıkış saatim gelmişti dicek iken bugün mesaide olucaktım, unutmuştum. Herkes çıkarken tek ben kalmıştım. Doldurmam gereken 2-3 evrak vardı onları doldurana kadar zaten biterdi mesaim.

Dakikalar sonra telefonum çalmıştı. Bilinmeyen numaraydı ama belki de önemlidir diyerekten açmıştım. "Alo kimsiniz" 2-3 saniye sessizlikten sonra "Ben enes berrin. Numaranı arkadaşından aldım da" Şaşırmıştım açıkçası ne alakaydı. "Anladım da önemli birşey mi var" kısık gülmüştü. "Ya nasıl desem bilemedim ama açık sözlü olucam. Dikkatimi çektin ve müsait olursan yarın yemeğe çıkalım mı?" ciddi miydi bu.

Erkeklere birşey hissetmediğimi neden melis demediyse hayret yani. "Enes bende açık konuşacak olursam erkeklere karşı birşe-" demeden telefon elimden alındı. "Ya napıyos-" derken zümra burdaydı. "Hayırdır talibin mi çıktı sana" telefonu kapayıp masaya koyunca elimden tutup boş olan bi ofis odasına soktu.

Kapıyı kitleyip beni duvarla arasında alınca ne diyeceğimi bilememiştim. "Ne bu şimdi zümra" konuşurken gözlerine bakmıştım. "Beni tanıyosun demi berrin. Seni fazlasıyla sahiplendiğimi de"

Burda kesmem lazımdıı. Diğer bölüm fenaa olucak yakınlaşıcakları ilk anlar. Oy vermeyi unutmayın ki bende istekle yazabileyim :)

Belalı ceo [GxG]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin