MERHABAAAAA
Müjdeyi vermek istiyorum bölümün büyük bir kısmı smut. Arada ruhsal betimlemeleri ya da örneklemeleri fazla kaçırmış olabilirim.
Elimden geleni yaptım. Acemice olsa da yazmaya çalıştım.
En azından bu bölüm için oy atarsanız çok iyi olur.
Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar ❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥❤️🔥~Minho'nun bakış açısıyla~
-GÜNÜMÜZ-
"Demek otelde tanıştınız. Ah cidden Jisung gibi bir meleği havada kapacağını biliyordum Lino."
Artık endişelerimin üstüne gitmiş ve onu sevdiğimden emin olmuştum. Hiçbir çekincem yoktu ona karşı. Arabada bedenlerimi birleştirdiği ilk an anlamıştım gerçekten onu arzuladığımı.
"Evet Jisung gerçekten bir melek kadar güzel Binniem ama biraz fazla hüzünlü. Ona ne oluyor bilmiyorum. Çok dalgın. Yeni tanışmamıza rağmen mutsuz olduğunu görüyorum. Gerçek Han bu kişi değil gibi."
Sonunda bara varmıştık. Changbin ile bar masasında oturmuş sohbet ediyorduk. Yanımızda yoktu Jisung. Bu nedenle rahat rahat konuşabiliyorduk ve Chanla Seungmin'i bekliyorduk. Gecikeceklerini söylemişlerdi ama en son telefonla konuşmamızın üzerinden yarım saatten fazla bir vakit geçmişti.
Jisung'a birkaç arkadaşımı da çağırmak istediğimi söyleyince hiç itiraz etmeden kabul etmişti ve tuvalete gitmek için yanımızdan ayrılmıştı. Sahiden bunca süre ne yapıyordu? Changbin'in muhabbeti o kadar çok sarmıştı ki bir an için varlığını unutmuştum. Demek ki kısa bir süre için de olsa görmediğin bir dostunu yakalayınca konuşmaya doyamıyordum. Herhalde arkadaşları; ailesi olan bir insan için dostunu özlemek, hayatın boyunca hep bir yarısının onlarda kalması demekti.
"Bir dakika, bir dakika sen Chanla içmeye geldiğin gece bir gariptin. Anlatamam anlatamam falan diye bir şeyler geveliyordun. Sakın bana o günkü Minho'nun Jisung'un eseri olduğunu söyleme."
Sesinin tonundan ve acelesinden anladığım heyecanıyla art arda sözcükleri yan yana dizmişti Changbin. Birilerinin benim için bu kadar telaşlanması ve merak etmesi çok hoş ve herkesin tatması gereken bir duyguydu.
Şimdi bir düşününce o gece sahiden ne demiştim? Alkolün en kötü yanı bence buydu: Ağzından çıkan tek bir harfi bile hatırlayamamak. Kim bilir neler yaşanmıştı. En son Chan ile birlikte otele döndüğümü ve Jisungla beraber sıcacık odada uyuduğumu hayal meyal anımsıyorum.
"Binniem, ben bir Jisung'a bakayım. Herhalde ayna karşısında fazla oyalandı. Bu kadar uzun sürmez herhalde bir makyaj tazelemek."
Makyaj yapmak hakkında pek bir bilgim yoktu. İlgimi çekmiyor değildi fakat yapmayı bilmiyordum ve çevremde de bana öğretecek ve öğrenmeme saygı duyacak kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmeyince zaten yakışmadığını düşünerek bu çocuksu hevesimden vazgeçmek zorunda kalmıştım.
Ayna karşısında bu kadar vakit geçirmek Changbin'in de tuhafına gitmiş olacak ki başıyla beni onaylayarak kollarını koyduğu tezgahtan doğruldu ve arkasını döndü ve
"Git bak istersen. Burayı bilirsin Linom sessiz sakin bir yerdir ama zaman zaman sapkın müşterilerde uğraşmak için mesai yaptığımız olur. Denk gelmişsindir illaki." diyerek yarım kalan işlerine devam etti.
Uyarısını dikkate alarak oturduğum dönen, yüksek sandalyelerden hızlıca zıplayarak indim ve barın tuvaletine doğru ilerlemeye başladım. Kapının önüne geldiğime neon ışıklı yanıp sönen tabelanın ışığı gözümü kamaştırmıştı. Bir an duraksayıp kapıyı ittirdiğimde içeride sadece Jisung'un olduğunu görmemle yanına doğru ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Summer with HAN | [Minsung] / 14Numara
Fanfiction"Keşke gitmeseydin. Sensiz biraz eksik kalıyorum Jisung. Nerdesin?" Angst ⚠️