Nabersinizzzz????
Bu sefer sanırım diğer bölümlerden biraz daha uzun.
Bölümün sonunda smut var gene işaretledim. 🔥🔥🔥
Umarım beğenirsiniz.
İyi okumalarrrrrrr 🦋🦋🦋~Minho'un bakış açısıyla~
17.04.2016"Bugün okuldan öğretmenin aradı."
Babamın hesap sorar bir edayla söylediği cümleyle tüm vücudumu bir tedirginlik dalgası sarmış, tüm sinirlerim birden gerilmişti. Ders çalışmak için oturduğum masadan başımı kaldırıp yüzümü babama doğru çevirerek kaygıyla,
"Ne için aramışlar baba?" diye sorunca,
"Son sınavdaki netlerinden hiç memnun olmadıklarını söylediler. Denemede matematikte 16/30 yapmışsın." diye sinirle karşılık vermişti.
Netlerimin düşmesinden mutlu olmayan bir tek öğretmenlerim değildi anlaşılan. Babamın ses tonundan kendime bir çekidüzen vermem gerektiğini kolaylıkla anlayabiliyordunuz.
Yutkunmaya çalışarak, "Düzelteceğim." dedim ve ona böyle yanıt verince,
"Ne zaman Minho? Ne zaman? Bir dersi düzeltsen ötekini batırıyorsun. Senin ayarın yok mu hiç çocuk? Birden fazla dersi beraber dengeli bir şekilde ilerletmiyor musun? Geçen günlerde edebiyat öğretmenin aradı. Sadece 10 doğrun varmış. Koskoca 30 soruda 10 doğru ne demek!!!!"
Haklıydı. Babama ne söylemem gerektiğini bilemiyordum. Utançtan yüzüne bakamıyordum bile. Yerin dibine geçmiş gibiydim. Ona layık bir evlat değildim. Sözde bir de abi olacaktım. Kardeşlerime babamın göğsünü kabartarak göstereceği bir örnek olmak istiyordum ama böyle gidersem bu sadece benim için bir hayalden ibaret olacakmış gibime geliyordu.
"Seni son kez uyarıyorum. Bir daha okuldan beni başarısız olduğunu söylemeleri için aramalarını istemiyorum. Anlaşıldı mı? Beni rezil etme. Koskoca rektörün oğlu iyi bir bölüm kazanamazsa insanlar hakkımızda ne düşünür haberin var mı senin?" diyerek sözlerini bitirdikten sonra sertçe kapıyı çarparak çıktı ve beni uzun süredir toplamaya fırsat bulamadığım havasız, yıllarca boyanmadığından dolayı kirli duvarları olan odamda ders çalışmaya devam etmek üzere bir başıma bıraktı.
-GÜNÜMÜZ-
Göz kapaklarımı açtım. Hafif aralıktan sızan gri renkteki ışık gözlerimi kamaştırıyordu. Güneş henüz tam olarak doğmamıştı. Saate bakmak için akşamleyin Jisung'un şifoniyerin üzerine bıraktığı telefonuna doğru uzanıp almaya çalıştım. Kendi telefonumu daireye ilk girdiğimizde gri koltuğun üstüne atmıştım. Jisung'un telefonu bıraktığı yerde değildi. Elimi sabahın dokunduğunuzda mobilyalara verdiği soğukluk karşılamıştı.
Dün gece Jisungla beraber sarılarak yatmıştık. Uyandığımda gövdeme sarılı yatan meleğime baktım. Bedeniyle üzerime uyguladığı ağırlığından mest oluyordum. Bir süre yanımda olmasının verdiği huzurun keyfinin tadını çıkarmak için belki de 15-20 dakika kadar yerimde ellerimle Jisung'un omuzlarının ve sırtının her bir noktasını karış karış gezdim.
Okşayışlarımı sürdürürken bir yandan da düşünüyordum. Rüyamda babamı görüştüm. Yine düşlerime girip bana hayatıma eskisi kadar karışmasa da cehennemdeymişim gibi hissettiren vicdan azabını yaşatmayı sürdürüyordu. Aradan yıllar geçmişti azarlanmayalı. Sözde hepsi benim iyiliğim içindi ama nedense kendimi hiç iyi hissetmemiştim yaptıkları karşısında. Belki de insanlar bir başkaları için karşısındaki her kimse ondan istemediği müddetçe iyilikte bulunmamalıydı.
Jisungla beraber vakit geçirmeye başladığımdan beri otelin işleri sürekli Jeongin ve Seungmin'e kalıyordu. Bugün yarım gün de olsa çalışmalıydım. Şimdiye dek tüm sorumluluğu en deneyimlileri olarak ben üstlenmiştim ama işlerin tüm yükünü bir anda omuzlarına bırakıp gitmek bana pek yaraşır bir davranış değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Summer with HAN | [Minsung] / 14Numara
Fanfiction"Keşke gitmeseydin. Sensiz biraz eksik kalıyorum Jisung. Nerdesin?" Angst ⚠️