Bölüm 5: Söz

408 102 53
                                    

Merhabaa. Yeni bölüme hoş geldiniz. Bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.

Keyifli okumalar. ♡

Bölüm şarkısı: Son Feci Bisiklet - Uyku.
Medya: Kaya Sultan, Süleyman Ağa, Lalezar Kalfa.

Medya: Kaya Sultan, Süleyman Ağa, Lalezar Kalfa

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Bütün yolların sonu tek bir sonuca çıkardı: hayal kırıklığı. Şehzade İbrahim şu an olduğu durum da bundan ibaretti. İbrahim, durumu toparlamaya çalışarak validesine döndü. "Biliyorum validem."

Kösem Sultan gülümseyerek onayladı. "Uygun bir vakitte seni çağıracağım İbrahim. Şimdi meşgul olmam gereken başka meseleler var." İbrahim, validesinin söylediklerine başını sallamakla yetindi. Validesinin önünde eğildi. Gitmek için bir adım attığında dönüp bana baktı. Gözleri, düğmeyi gizlediğim ellerime gitti. Sonrasında gözlerini tekrardan gözlerime çıkardı. Beklemeden önüne döndü. Validesine son kez bakıp dairenin kapısına ilerledi. Kapıdaki cariyeler onun için kapılarıı açtı. İbrahim çıktığı vakit cariyeler ardından kapıları kapattı.

İbrahim'in gidişini izledikten sonra Kösem Sultan'a döndüm. Başındaki başındaki kavuğu ile sıralı sedirlerin bulunduğu yere gitti. Kaftanını düzelterek ortadaki sedirin üstüne oturdu. Bende onun peşinden yürüdüm. Tam karşısında durdum. Kösem Sultan beni baştan aşağıya süzdüğünde kendime daha fazla engel olamayıp konuşmaya başladım.

"Valide sultanım, Lalezar Kalfa beni buyurduğunuzu söyledi."

"Evet, öyle." Bana baktı ve devam etti. "Aslanım ile aran nasıl? İnşallah çıkardığın tatsızlıklardan mütevellit daha da canını sıkmıyorsundur."

Kösem Sultan'ın sözleri beni afallattı. "Sultanım ben-" Elini havaya kaldırıp beni durdurdu. Söyleyeceğim her şeyi tek hareketiyle bir anda silip attı.

"Haremde olanları işitmediğimi mi sanıyorsun? Cariyelerle kavga ettiğin yetmiyormuş gibi bir sultan anasıyla kavga ediyorsun." Ayşe'nin konusu geçtiği an önüme eğik olan başımı kaldırdım.

"Ben hiçbir zaman saygıda kusur etmedim sultanım. Lakin Ayşe Sultan beni her gördüğünde-"

"Kafi!" Sinirlenmiş bir şekilde ayağa kalktı. Yanıma geldi. İşaret parmağını açıkta olan gerdanlığıma dayadı. Gözleriyle ateş saçıyordu. "Bu olanları da aslanıma taşımıyorsam onun huzursuz olmaması için. Zira bir şehzadesi yok." Kösem Sultan'ın dedikleriyle kaşlarım çatıldı. Bana açık açık Sultan Murad'ın gözünde sadece çocuk doğurmaktan ibaret olduğumu söylüyordu.

"Bir daha terbiyesizliklerini duymak istemiyorum, çekilebilirsin." Bir saniye dahi durmaya tahammülüm yoktu. Eğildim ve dairenin kapısına gittim. Cariyeler kapıları açtığı anda kapıdan çıktım. Sinirden nefes almayı unutturmuştu bana. Elimi kalbimin üstüne götürdüm. Sakin olmaya çalıştım.

Yeniden Osmanlı: Fatih-i BağdatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin