Yeni bölüme hoş geldinizz.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar. ♡♡
Bölüm şarkısı: Boramess - Bizden Olsun İsterdim
***
Nefesim kesilerek yerimden kalktım. Elimi kalbimin üstüne götürüp etrafıma bakındım. Güneş ışıkları odanın içini rehin almıştı. Saat öğlene yaklaşıyor olmalıydı. Gecenin sonlarına doğru gelmiştik saraya. Yorgunlukla titreyen bacaklarım yüzünden hamama dahi gitmeden verilen odaya geçip uyumuştum.
Üstümdeki yorganı ayaklarımla itekleyip üstümden attım. Ayaklarımı yere bastım ve birkaç dakika yatağımın üstünde oturup boş boş bakındım. Derin bir nefes aldım. Oturduğum yerden kalkıp ne yapacağımı düşündüm.
Odada boş boş gezindikten sonra duvarda asılı olan aynanın önünde durdum. Aynada kendime baktım. Yüzümden uyku akıyordu resmen. Dağılmış saçlarımı sağ tarafıma alıp ellerimle saçımı düzeltmeye başladım.
Gece olanlar aklımın bir köşesinde tekrar tekrar yaşanıyormuş gibi dönüp duruyordu.
Sultan Murad tek kelime dahi etmeden indiği siyah atına ilerlemeye başladı. Sultan Murad'ın yanında olan iki adamdan duyduğum isme, Sultan Murad eliyle emir verdi. Süleyman Ağa emirle beraberinde bana doğru geldi. Beni kolumdan tutup düzgünce kaldırdı. Bağlı olan ellerimi çözerken bir yandan Sultan Murad'ı izliyordum.
Heybetiyle beraber asil bir şekilde atına bindi. Bana döndüğü vakit Süleyman Ağa ellerimi çözmüştü. O beni izlemeye devam ederken Süleyman Ağa beni kolumdan tutup indiğim arabaya geri bindirmek için götürüyordu.
Kolumu çekmeye çalıştım. Süleyman Ağa kolumu zorlandığında bağırdım. "Bırak!"
Önüne dönmüş olan Sultan Murad benim bağırmamla olduğum tarafa döndü. Benimle göz göze geldikten sonra Süleyman Ağa'ya baktı. Eliyle, bırakmasını işaret etti. Süleyman Ağa anında kolumu bıraktı.
Gecenin karanlığında, kurumuş ağaç yapraklarının üstünden Sultan Murad'ın atının yanına gittim. Atın üstünden bana doğru baktı. Ukala tavrı beni bir hayli sinirlendiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden Osmanlı: Fatih-i Bağdat
Narrativa StoricaTarih keşkelerden ibaret bilinmez bir okyanus misalidir. Tek ufak bir ayrıntı kaderin akışını tamamıyla değiştirebilir. Osmanlı en zor dönemlerinde iken daha 11 yaşında tahta çıkan 4. Murad kendini çıkış yolu olmayan bir ölüm kuyusunun içinde bulur...