Bölüm 10: Tuzak

290 72 68
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar. ♡♡

Bölüm şarkısı: Teya Dora - Džanum.

***

Yemekten sonra Sultan Murad, Recep Paşa ve şehzadeler sarayın bahçesindeki çardağa çıkmışlardı. Ben ise Gevherhan Sultan ve Atike Sultan ile sarayın salonunda oturuyordum. Gevherhan Sultan ve Atike Sultan muhabbet ederken ben de hemen çaprazlarında olan sedirde Kaya Sultan ile oturuyordum.

Kaya dayanamamış, başını dizime koyup çoktan uykunun kollarına bırakmıştı kendisini. Cariyelerden birisinin getirdiği örtüyü üstüne örtmüştü. Elimi kısa kahverengi saçlarına götürüp sevdim. Bir yandan onunla ilgilenirken bir yandan da sultanları dinliyordum.

"Sizi çok özlüyorum Gevherhan. Sarayda canım çok sıkılıyor. Selimle Safiye'yi al gel arada saraya." Atike Sultan, Gevherhan Sultan'ın kucağında olan kızını sevdi. Gevherhan Sultan gülümseyip Atike'ye baktı. "Artık izdivacını görsek de senin de evlatlarını sevsek."

"Hayırlısıyla inşallah."

"İnşallah." Gevherhan Sultan dizimde yatan Kaya'ya baktı. Bakışlarını bana çıkardığında yüzündeki gülümseme yok oldu denecek kadar düştü. Atike'ye geri dönüp, "Ayşe niye gelmedi?" diye sordu. Atike Sultan, ablasının tavrından bir şeyleri anlamış gibi bana döndü. Kaya ve bana bakıp gülümsedi.

"Ben söyledim hünkarımıza gelmesin diye. Malum gebe. Yorulmaması lazım." Önlerinde duran masanın üstünden şerbet dolu bardağını aldı. Bardağı dudaklarının arasına götürüp önüne döndü. Gevherhan Sultan başını salladı. "Öyle."

Oturmaya devam ettiğimiz vakit salonun büyük kapıları açıldı. İçeriye Murad ve Recep Paşa girdi. İkisini gördüğümde Kaya'nın kafasını elimle yavaşça dizimden kaldırıp sedirin üstüne bıraktım. Ayağa kalkıp Murad'ın ve paşanın önünde eğildim. Murad ayakta olan kız kardeşlerine baktı. Gevherhan Sultan'ın kucağında olan Safiye Hanımsultan'ı sevip ardından Atike Sultan'a baktı. "Vakit epey geç oldu. Saraya dönüyoruz."

"Buraya kadar gelip beni mesut ettiniz hünkarım. Tekrar gelin."

"İnşallah Gevherhan'ım."

Murad'ın bakışları Kaya'nın üstünde toplandı. Uyuyan kızını gördüğünde gülümsedi. Kaya'nın uyuduğu sedire doğru geldi. Elini Kaya'nın saçlarına götürüp yavaşça onu sevdi. Üstündeki örtüyü çekip Kaya'yı uyandırmadan kucağına aldı. Sedirin üstüne düşen örtüyü alıp Kaya'ya tekrardan örttüm.

İkisi birlikte salonun kapısına yürüdüler. Arkalarından gidip hızlı davranmaya çalıştım. Salondan çıktığımızda pelerinlerimizi ellerinde tutan cariyelerden kendi pelerinimi ve Kaya'nın pelerinini aldım. Pelerinimi omuzlarımdan geçirip önündeki düğmeyi bağladım. Sarayın kapısında bekleyen arabalardan en önde olanın kapısını açtı ağalar. Murad, Kaya ile birlikte zorlanmadan arabanın içine geçti. Kapıyı açan ağanın uzattığı elini tutup ben de içeriye geçtim. Kaya, Murad'ın kucağında yattığından rahat etmeleri için karşılarına oturdum.

Çok geçmeden araba hareket ettiğinde pencereden dışarıya baktım. Gevherhan Sultan ve Recep Paşa giden at arabaların ardından bakıyorlardı. İzlemeye devam ettiğim sırada Murad'ın sesiyle bakışlarımı çevirdim. "Nasıldı? Memnun oldun mu?"

Gülümseyerek cevap verdim. "Buraya geldiğimden beri saray dışına çıkmamıştım. Üstelik Gevherhan Sultan çok iyi birisi."

"Memnun kalmana sevindim." Kucağındaki Kaya'ya baktı. Başını eğip alnına ufak bir öpücük bıraktı. "Kaya'm ne kadar da erken uyumuş."

Yeniden Osmanlı: Fatih-i BağdatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin