Helloooooo.
Bir tık uzun bir bölüm oldu daha da uzatacaktım ama bir an önce atmak istedim. Keyifli okumalar. ♡♡♡
Bölüm şarkısı: Muhteşem Yüzyıl Müzikleri - Yaslı.
Medya: Afitap Hatun
***
Ne yapmaktan öte daha ne hissedeceğimi bilmiyordum. Ne hissedeceğim hakkında bir fikrim yoktu.
Hiçbir sebebi yok gibi durup dururken, o kadar çok sebebi bir arada tutan, kabuk bağlamış o yara tekrar tekrar kanamıştı. Kafamın içinde birbirine karışan sesler sanki ruhumu çektiriyordu.Has odadan çıkar çıkmaz gideceğim tek yer belliydi. Atike Sultan'ın dairesinin önünde içeriye girip girmemek arasında gidip geliyordum. Yardım isteyebileceğim tek kişi oydu lakin olanlardan sonra bana yardım edip etmeyeceğini bilmiyordum. Her şey tam anlamıyla mahvolmuştu benim için. Daha ne kadar mahvolabilirdi?
Kendimi toparlayıp kapıya vurdum. Beklerken kalbim daha hızlı atmaya başladı. İçeriden, "Gel." sesini duyduğumda kapının önünde duran cariyeler kapıyı açtı. Tereddüt ederek dairenin içerisine girdim. Atike Sultan'a bakmadan başımı önüme eğdim. Ellerimi önümde bağlayıp dizlerimi kırdım.
Gözlerim yere bakarken Atike Sultan'ın oturduğu yerden kalktığını gördüm. "Ne işin var senin burada?" dedi. Atike Sultan'ın sinirli sesiyle başımı kaldırıp kendisine baktım. "Sultanım ne olur dinleyin beni. Beni sizden başka kimse anlayamaz."
Derin bir nefes aldım. Gözlerimi kapatıp Atike Sultan'ın kollarından tuttum. Aramızda derin bir sessizlik oluştu. Boğazımdaki düğümden dolayı konuşamıyordum. Sessizliği bozup konuşmaya başladım. "Size ne anlattılar bilmiyorum lakin beni bir kez olsun dinleyin. Validem ve ağabeyimi yakaladılar. Ne haldeler bilmiyorum. Endişemi anlayın."
"Dinleyeceğim seni." Sözleriyle beraber başımı kaldırdım. Kendisine baktığımda beni izlediğini gördüm. Duygularına karar veremeyecek kadar değişik bir hal içerisinde olduğunu fark ettim. Sözlerine karşılık, "Size yemin ediyorum ki ihanet etmedim. Oyun oynuyorlar bana. Beni ortadan kaldırmak için."
"Kim, seni niye ortalıktan kaldırmak istesin Turhan?"
"Ayşe Sultan. Recep Paşa ile birlikte üzerime iftira attılar." Tuttuğum kollarını ellerimden kurtarmak için geriye doğru adım attı.
"Kimlerin adını ağzına aldığının farkında mısın sen? Bahsettiklerinin biri hanedan damadı birisi sultan anası."
"Sultanım ben senelerdir ailemin yanında değildim. Bırakın mührümün bende olmasını ben daha onların yaşayıp yaşamadığını bilmiyordum bile... Amcam tahta çıktıktan sonra beni, validemi, ağabeyimi öldürmek için arıyormuş. Belli ki amcamla birlik oldular. Zira mührümü ve payemi başka hiçbir yerden bulamazlar."
Atike Sultan'ın siniri, yerini düşünceli bir hale bıraktı. Gözlerini benden kaldırıp ileriye doğru baktı. Düşündü. Dediklerimi kendi içinde süzdü, tarttı. Söylediklerimin doğru olabileceği ihtimalini göz önüne aldı. Kendisi de doğru söylediğime ben kadar emindi lakin bu olayların herkes tarafından duyulup bilinmesi aklını karıştırıyordu. Bilhassa ağabeyi Sultan Murad'ın bu olayın içinde olup bilmesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden Osmanlı: Fatih-i Bağdat
Historical FictionTarih keşkelerden ibaret bilinmez bir okyanus misalidir. Tek ufak bir ayrıntı kaderin akışını tamamıyla değiştirebilir. Osmanlı en zor dönemlerinde iken daha 11 yaşında tahta çıkan 4. Murad kendini çıkış yolu olmayan bir ölüm kuyusunun içinde bulur...