"...mesela çiçekleri de bu yüzden çok seviyorum. İleride İstanbul'dan tanışır daha sakin bir yere gidersem ki bunu çok istiyorum, kocaman bahçesi olan bir evde yaşamak hayalim. Yüksek binalar, şehir gürültüsü, kalabalık beni kendime getiriyor ama insan bazen kafasını dinlemek istiyor."
Sahile geldikten sonra bir yere oturduğumuzdan beri Merih'e bir şeyler anlatıyordum. Yer ve zaman o kadar önemli değildi ki, her zaman çok önemli bir şey anlatıyormuşum gibi dinliyordu beni.
"Çok fazla konusu açılmadı ama benim ailem Antalya'da mesela şu an. Babam da annem de eskiden İstanbuldalardı. Hep burada çalıştılar yani. Ben de o yüzden burada doğup büyüdüm. Şimdi ben burada okumaya devam ediyorum, onların da hayali hep Antalya'ymış. İşlerini uzaktan yürütüyor ikisi de. Ben de öyle bir şey istiyorum sanırım."
"İstanbul seni bu kadar yoruyorsa ben kaçırsam mi seni buralardan ya" dedi alayla karışık. "Hiç gerek yok bence o kadar sene beklemeye. Yaşarız Egede küçük bir sahil kasabasında. Yaşamaz mıyız?"
Gelecek planlarımı ona anlatırken kendini de dahil etmesi içimi ısıtmıştı.
"Hmm, ama bak ben bir noktadan sonra çekilmez olurum. Sonra bana deme Lina neden böylesin diye?"
Söylediğimle gözlerini gözlerimden kıyıya vuran dalgalara sabitleyerek güldü.
"Yaşlanınca huysuz birisi olacağını mı söylüyorsun sen bana şu an? Bir çeşit vazgeçirme çabası mı bu, ya da deneniyor muyum acaba?"
"Yaşlanır mıyız ki beraber?"
Kurduğu cümleden sonra istemsiz dudaklarımdan dökülen cümle ile tekrar gülmüştü. İkimiz de birbirimize karşı hep ciddi yaklaştığımız içindi belki bilmiyordum fakat gözümde hiçbir zaman takılmalık biri olmadığı için kafamdan da normal olarak böyle şeyler geçiyordu.
"Sen bana böyle konuşursan bir seneye kalmaz evleniriz yalnız."
Verdiği cevap sonrası dudaklarımdan küçük bir kahkaha dökülmüştü.
"Yalnız daha biz resmi olarak sevgili bile değiliz farkındaysan? Bana bir soru gelmedi şu ana kadar Merih Bey. Ya keşke lisede falan tanışsaydık. O zaman alırdım belki senden çıkma teklifi. Çok tatlı olmaz mıydı? Ben hiç düşünemiyorum seni lise üniformasıyla. Kesin o serseri takılan, kravatı gevşek üst dönemlerden olup yine çekerdin dikkatimi."
Kurduğum cümlenin başlangıcı ve sonu birbirinden o kadar bağımsızdı ki bir yandan konuşurken Merih'in yüzüne baktığında sanki o konulara yetişemiyormuş gibi hissetmiştim.
"Sen benden sana çıkma teklifi etmemi mi istiyorsun yani?"
"Ya ben sana öyle mi dedim," dedim söylediklerimde sadece takıldığı noktaya gülerek.
"Seni diyorum, keşke daha önceden tanısaydım. Ne bileyim ya çok eskiden tanışsak hakkında daha çok şey bilirdim. Böyle sanki hep bir eksik kalacak gibi. Lisede en çok hangi dersi seviyordun mesela? Nasıl kızlardan hoşlanıyordun? Sınavlara önceden mi çalışıyordun yoksa son güne mi bırakırdın sen de herkes gibi? Okuldan sonra arkadaşlarınla takılır mıydın, arkadaş grubun var mıydı? Daha onlarcasını türetebilirim bu soruların. Ben birbirimizi bulduğumuz için ilk defa tamamlanmış hissediyorum ama geçmişteki, senin bu insan olmanı sağlayan her şeyi de çok merak ediyorum."
Tek nefeste kurduğum cümle ile gözlerinde oluşan parıltıya anbean şahit olmuştum.
"Lisede en sevdiğim ders matematikti, ama fizikte arkadaşlarıma özel ders verecek kadar da başarılıydım. Her zaman zeki kızlar dikkatimi çekmişti. Okulda birincilikte yarıştığım bir kız vardı. Onu dışında dış görünüş olarak hiçbir zaman spesifik kriterim olmadı. Hedefim her zaman çok iyi bir üniversitede yazılım mühendisliği okumak olduğu için bir çalışma düzenim vardı, yani sınavları son güne bırakmama gerek kalmadan zaten eksik konum kalmıyordu. Lisede kalabalık bir arkadaş grubumuz vardı, hala görüşüyoruz ara ara. Okuldan sonra her gün birlikte olurduk. Hiçbir şey yapmasak oturur 101 atardık."
İlk defa bu kadar uzun bir cümle kurmasına şaşıramadan sorduğum tüm sorulara sırayla yanıt vermesi dudaklarımda büyük bir tebessüm oluşturmuştu.
"Biz seninle bir lise koridorunda çarpışarak da tanışabilirdik, hep olur ya klişedir ama yere düşen kitaplar toplanırken o ilk görüşte aşk dedikleri yaşanır. Eminim ben o zaman da senden etkilenir ve hayatıma seni dahil etmek için elimden geleni yapardım. Bence sen de benden etkilenirdin, lisede az kız koşmadı bizim de peşimizden."
Gülerek tamamladığı cümle sonunda ben de gülmüştüm ama kurduğu cümleler kalbimde o kadar hoş bir yer edinmişti ki hafifçe gözlerimin dolmasını da engelleyememiştim. Devam etmesi için yüzüne baktığımda dolan gözlerimi görüp ilk önce hafif kaşlarını çatmış, sonra gülümseyerek kolunu omzuma atıp beni kendine çekmişti.
"Ama şu an olduğumuz gibi olamazdık belki. Saçma sapan bir kavga edip yollarımız ayrılabilirdi. Gurur yapar birbirimizin suratına hiç bakmazdık. O yüzden," cümlesini bitirmeden omzuna yasladığım yüzüne baktığımda alttan alttan ona bakarken istemsiz göz kırpıştırdım.
"Doğru insan her zaman doğru zamanda gelir, güzelim. Daha önce de söyledim, varsan varım."
"Varım Merih, beraber olacağımız her an için varım. Yanıbaşındayım."
Gözlerimi kapatıp başımı göğsüne yasladığımda derin bir nefes aldığını fark ettim.
Saçlarımda hissettiğim dudaklarıyla kollarımı beline doladım.
İyi ki vardı.
-
ya bunlar cok soft degil mi??
yeni kurgu atsam okur musunuz biraz kararsizim da...
vote ve yorum birakmayi unutmayin💖🌟
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bigboy | texting
ChickLitmerihdenizsarioglu: şu tiktok'a attığın videoyu gördüm merihdenizsarioglu: arkadaşlarınla olan merihdenizsarioglu: ellerinizi açmışsınız dua eder gibi merihdenizsarioglu: her kızın ihtiyacı mı ne varmış bigboya merihdenizsarioglu: sanırım sen artık...