KORE'YE GİRİŞ

252 19 3
                                    

uzun bir uçak yolculuğundan sonra güney koreye gelmiştim. Mudire abla benim numara mı babama vermişti. Babam da bana sıkça yazıyordu. Ne yapmaya çalışıyordu? Kendini affettirmeye mi?

Hava alanında babamın yanında çalışan bir adam beni karşılanmıştı.
Bavullarımı alıp siyah uzun bir arabaya taşıdı.

Bana çok saygılı davraniyordu ve ben bu tür yaklaşımları sevmezdim. Adam benim kapımı açacağı sıra hemen elimi uzatıp ben açtım.

Adam şasirsa da bir şey demedi. O da şoför koltuğuna oturunca güney kore sokakların da ilerlemeye başladık.

"Herhangi bir yere gitmek istermisiniz yn hanım"

"Öncelikle bana hanım gibi unvanlar kullanmayın ve teşekkür ederim bir yere gitmek istemiyorum. Yorgunum"

Diyince kafasını tamam anlamında sallayıp tahminimce eve doğru sürdü.

Açıkçası yalan yoktu heyecanlıydım hemde fazlasıyla fakat bu heyecanı durduramıyordum.

Ya babamın çocukları varsa ki illaki vardır. Beni kabul ederlermiydi etmeseler de benim için hava hoştu en azından gitmek için bir sebebim olurdu.

Araba şehirden biraz uzakta ki kırsal alana doğru gidiyorduk. Önümüze gayet büyük denecek şekilde bir villa çıktı.

Ağzım açık bir şekilde bakıyordum. Tamam babamın zengin olduğunu biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum.

Hemen kendimi düzelttim. Araba büyük kapıların önünde durdu. Kapılar yavaşça açıldığında Araba tekrar hareket etti.

Bahçede bir kaç kadın vardı ve hepsi orta yaşlardaydı. Ustundekilerden anladığım kadarı ile bu evin hizmetlileriydi. Daha sonra ortada babam yaşında denecek bir adam duruyordu. Arkasın da ve yanlarin da ise toplam 7 tane adam duruyordu. Kimdi ki bunlar tahminimce hepsi 30-25 yaş arasindaydılar.

Ellerimin titredigini Araba durunca fark etmiştim. Heyecandan hareket dahi edemiyordum.

Şoför hemen inip kapımı açmıştı. Galiba beni hiç dinlemeyecekti. Yavaşça arabadan indim dışarıda çok sert olmayan bir rüzgar vardı ve kızıl saçlarımı yüzüme vuruyordu.

Hizmetli ablaların bana olan şaşkın bakışlarını görebiliyordum. Bir süre kimse birşey demedi.

Babam bana doğru yaklaşıp kollarını açtı. Tam sarılacağı zaman geri gittim. Oda bu tavrima kırılmış olacak ki kollarını yavaşça indirdi.

Kusura bakmasın ama benden, ya babacım seni çok özledim diyip kucağına atlamami beklemesin.

"Peki o zaman şey yapalım... içeri geçelim konuşuruz orada"

Konuşmak da zorlaniyordu babam. Galiba onu az önce gerçekten de kötü kırmıştım. Ama banane...

Eliyle evi gösterdi yavaşça yanından geçip yürümeye başladım. Önden hizmetliler gitti daha sonra da o 7 erkek. Doğru ya kimdi onlar.

Daha sonra ben girdim en sonda babam.

Evin içi gayet gosterisliydi. Bu eve saatlerce ağzım açık baka bilirdim ama yapmadım ortam müsait değil.

Babamda gelince bana koltukları gösterdi. Bende hepsine en uzak olan köşeye geçip oturdum.

Babamda itiraz etmeden karşımdaki koltuğa oturdu.

"Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Yn kızım biliyorum bana sinirlisin belki nefret de ediyorsundur. Haklısın da. Ama bana bir şans vermeni istiyorum. Anneni öyle bırakıp gitmemem gerekirdi"

mafya  abilerim "bts" Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin