Sevda Apartmanı

29. Bölüm

Bu bölümü Ceyda Gürsoy'a armağan ediyoruz.

[ Özet; Alaz'la yaptığı kavgadan e Ekim'in Alaz'ın onu haketmediğine inandırmaya çalışan Efe, yorgun Emir ve Bulut'un planına uyup Alaz'ın kapısına dayanır ve Ekim'e yakalanır. Ekim'in tepkisi ne olacak? Alaz üçlümüzün teklifine ne diyecek? Multimedia'da Emir var. ]

29. Bölüm...

Efe'den...

Ekim'i gördüğüm an ellerimi Alaz'ın yakasından çekmek zorunda kaldığımı hissederken;

' Allah kahretsin! Ben senin şansına Efe..! ' diye kendi kendime hakaret etmeyi de ihmal etmiyordum.

Alaz, Ekim'e iyi görünmek için midir bilmem ama üstüne çeki düzen verdi.

Bense yerin dibine girmeyi tercih edecek kadar mahcup bir durumdaydım. Bu Alaz da aptal şansı var! Kesinlikle öyle olmalı!

Bütün aksilikler beni bulurken o hep kıl payıda olsa işin içinden bir şekilde sıyrılmayı başarıyordu.

İçimden dualar ederken Ekim sordu.

" Biri burada neler döndüğünü anlatacak mı? "

Açıklama yapacak kişi kesinlikle ben olmayacaktım çünkü ağzımı açmakta dahi güçlük çekiyordum. O yüzden yedek oyunumuz Emir oyuna dahil oldu. Beren'de orada olduğu için kendini ifade vermek zorunda hissedercesine;

" Ortada bir yanlış anlaşılma var. Hiç bir şey göründüğü gibi değil! "

diye üste çıkmaya çalıştı. İşe yaratıp yaramayacağını hep birlikte görecektik.

Ama ben kendimi birlikte olduğu kadının kocasına yakalanmış biri gibi hissetmekten alıkoyamıyordum. Ama Allah'tan Emir, 'Seni hiç aldatmadım. Diğerlerini seninle aldattım.' gibi saçma sapan şeyler söylemek yerine daha usturuplu bir pembe yalan bulmuştu. Eeee bir şeytanın en iyi silahı ; beynidir ne de olsa! Şeytan benzetmesi için kusura bakma kardeşim...

Içinde bulunduğumuz ortam 'Kim Milyoner Olmak Ister'in son sorusuna verilen cevabın doğru olup olmadıgının açıklanacağı an gibiydi. Kimseden ses cikmiyor, herkes birbirine bakiyordu ama arkaplaninda ki heyecan verici müzik eksikti. Emir'le gözgöze geldiğimizde 'Bir şeyler söylede bizi soktuğun şu lanet olası durumdan kurtar!' dercesine gözlerinin içine baktım.

Emir, başka zamanlarda açıldığında kapatılması imkansiz olan çenesini açamayınca Ekim tekrar sordu. Bu kez sabrının sınırlarında olduğunu belirtmek istercesine.

" Burada nelere olduğunu anlatacak mısınız yoksa birer sırık gibi diklimeye devam mı edeceksiniz? Eğer öyleyse... "

Ben bu konuşmanın sonunun hayırlı biteceğine inanamadığım icin Emir'i dürtüklerken o da bana 'Neden hep ben?!' bakışı fırlattı.

" Tamam tamam! Dediğim gibi hiç bir şey aslında göründüğü gibi değil! "

Hala mı bir şeyler bulamamıştın yoksa Emir?! Gerçi dinime küfreden müslüman olsa sözüde bana süper uyacak haldeydi çünkü benimde hiç bir planım yoktu! Peki ya Bulut'a ne demeli? Tabii Zeynep ortalıklarda olmadığı için onun içi rahattı. Zaten Alaz'ın yakasını tutarken yakalanan da bendim.

" Biz buraya sadece Alaz'la konuşup barış imzalamaya geldik. Yani öyle diyebiliriz. "

3. Dünya savaşı çıkmıştı da bizim mi haberimiz yoktu?! Barış imzalamaya bir de Alaz'ın ayağına mı gelecektik?! Başka bir yalan bulamadın mı be kardeşim Allah aşkına?!

" Ben Efe'nin gözünden bahsediyorum! "

İşte bunu tamamen unutmuştuk!

" Önemli bir şey yok. Sadece kapı çarptı... "