[ Gecikme için özür dileriz. İşler biraz karışıktı bu hafta.
Bu bölümün finalden önceki som bölüm olduğunu belirtmek istiyoruz. Bir dahaki bölüm Sevda Apartmanı'na veda edeceğiz. :')
O yüzden diğer hikayelerimize bir bakın lütfen; Maçolar, Ya O'ysa & Zıt Kutuplar.
Umarız beğeneceğiniz bir bölüm olur. En çok yorumlarınızı görmek isteyeceğimiz bölümlerden biride bu bölüm olsa gerek. Seviliyorsunuz, keyifli okumalar.
51. Bölüm
Bulut'tan
Zeynep'i zorlada olsa arabaya bindirmiştim. Yani benimle gelmesi için onu buraya ben çağırmıştım. O kemerini takmakla meşgulken bende onu pür dikkat izliyordum.
" Neden gitmiyoruz? " diye sordu onu izleyip arabayı çalıştırmayı unuttuğumu farketmeden.
Bende hemen önüme döndüm ve anahtarı çevirdim. Üstü açık arabayla yola çıkmamızdan bir kaç dakika sonra Zeynep'e tekrar baktım.
" Konuşmamız lazım. " dedik ikimizde aynı anda.
" Önce sen! " dedik bu seferde beraber.
Ben oturduğum koltukta daha dik bir pozisyon alırken o da bana doğru döndü. Benimle ne konuşmak istediği hakkında en ufak bir fikrim olmasa da bu merak etmediğim anlamına gelmiyordu.
" Seni dinliyorum. " dedim merakımı gizlemeye çabalayarak.
" Hala seninle bu konu hakkında konuşup konuşmama konusunda emin değilim ama artık ne olacaksa olsun... Daha fazla yalan söylemek istemiyorum. "
Başını önüne eğmeden önce gözlerime baktı. Korku ve utanma vardı gözlerinin derinliklerinde ama bu ipuçları bile bana yardım etmiyordu.
" Seni kırmak veya incitmek değildi niyetim. Açıkçası... Belkide biraz öyleydi. Kör olmuş gibiydin, gözünün önündekileri göremeyecek bir duruma gelmiştin. Bunu yapmamız gerekti. Hem sana hemde bize iyi bir ders oldu bu oyun... "
" Oyun? " dedim bir şey anlamadığımı belirten bir aksanla.
" Sizi Beren'in çalıştığı eski bara toplayıp Efe'yle birlikte olduğumu söylediğim o gün... Her şey bir oyundan ibaretti. "
Zeynep'in cevabı soğuk duş etkisi yaratmaya yetmişti bedenimde. Titrememek için zorluyordum kendimi. Sıkmak zorunda kaldığım dişlerim ise bu baskıyı daha ne kadar kaldırırdı bilmiyorum...
Biran için araba sürdüğümü unutup gözlerimi ona çevirdiğimde direksiyonu sapa doğru kırmak zorunda kaldım. Kontrol denen şeyi bugün bende aramak baştan sona yanlıştı.
HER ŞEY BİR OYUNDAN İBARETTİ Mİ?! Bu kadar basit miydi her şey? Onlar hiç sevgili olmadı yani? Efe'nin Ekim'i bu kadar kolay unutmasına ben inanmamıştım zaten... Onun gibi bir aşığın birini unutması saatler almaz herhalde...
" Dalga mı geçiyorsun benimle? " dedim yutkunarak.
" Gitmemi istiyorsan beni ilk uygun yerde indirebilirsin. "
Kafamda yankılanan sesleri biraraya getirmeye çalışırken yola bakmaya devam ediyordum. Bir yanım seviniyor bir yanım üzülüyordu. Nasıl bir ruh hâli içinde olduğumu anlamakta zorlanıyordum. Onu kaybetmenin verdiği hüzün ile kapıldığım duygu ve aslında her şeyin bir yalandan ibaret olduğunu bağırmak isteyen kalbim savaş hazırlıkları içerisindeydi. Bense silahsız ve savunmasız olarak bu savaşın içinde bulmuştum kendimi. Bir anda...
Her zaman kurduğum tuzakların bir gün bende kurbanı olabileceğimi nereden bilebilirdim ki? Bütün tek gecelik kızların ettiği beddua buna sebebiyet vermişti belkide, kim bilir..?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevda Apartmanı
Romance7 genç. 7 hayat. 7 aşık ve ne yazık ki 3 aşk hikayesi... Kahramanlarımızın geçmişine ve geleceğiine uzanan bir masal. Anılar, acılar, yalanlar ve umutlar... ' Her peri masalının içiinde üzülen tarafta vardır sevinen de. Keşke bizim masalımızda üzüle...