49. Bölüm

4.1K 149 11
                                    

[ Bölüm gecikmeleri için ksuura bakmayın, canlar. Umarız beklediğinize değen bir bölüm olmuştur. Yorumlarınızı bizden eksik etmezseniz çok mutlu oluruz. Seviliyorsunuz, keyifli okumalar.

49. Bölüm

Efe'den

Ekim, hemen eliyle gözyaşlarını silmeye çalışırken kalbimin etrafını saran buzun erimeye yüz tuttuğunu farkettim. O gün batan güneşim bugün ilk ışıklarını tekrar göstermişti.

Fırtına ve yağmur seslerini duyamıyordum artık. Kalbimi tırmalayan bir sessizlik hakimdi yüreğime...

Aşk, dört nala giden at gibidir, ne dizginden anlar, ne söz dinler. Onun gördüğümde kalbim tıpkı dört nala giden at gibiydi, engel olamıyordum kendime. Kelimelerin ve zamanın anlamını yitirmesine engel olamıyordum...

Ayağa kalkmak için doğrulduğumda Zeynep hala koltukta duran elimi tuttu.

" Yapma..."

Emir ve Beren benim vereceğim tepkiyi beklerken bende Zeynep'e sığınmıştım kayıp bir gemi gibi. Ekim, gözlerinden akan yaşları durdurmaya çalışırken iyice ağlamaya başlamıştı. O hızlıca odasına giderken bende kendimi tekrar koltuğa bıraktım.

" Ben gidip bir bakayım. " dedi Beren yanımızdan ayrılırken.

Elimle başımı ovalarken kalbimin bana eziyet etmeyi bırakmasını istedim durmadan çünkü o da bür saniye bile durmuyordu.

" Ne olduğunu anlayan var mı? Varsa bana da anlatsın lütfen. "

" Yine yatağının odunluk tarafından kalkmışsın, Emir! " diye küçümsedi Zeynep'te Emir'i ama Emir'in intikamı acı olacaktı.

" Sen beni falan bırakta, sen ne biçim bir arkadaşsın onu söyle. "

" Ne demek istiyorsun sen? "

Zeynep'le birlikte bende başımı ona doğru çevirmiştim.

" Ev arkadaşın nedenini bilmediğin bir olaydan ağlama krizine giriyor ama sen hala burada benimle iki lafın belini kırma derdindesin. N'aber? " dedikten sonra sol gözünü kırpmayı unutmadı.

Zeynep sadece gözlerini devirmeler yetindi ve Emir'in azarından sonra Ekim'in odasının yolunu tuttu. O ortadan kaybolunca Emir karşımda oturduğu koltuktan kalkıp yanıma geldi ve elini omzuma attı.

" İyi misin, kardeşim? "

Kafamı sallarken yalan söylediğimi mutlaka biliyordu ama maksat laf olsun işte...

" Manitanı biz yalnız kalalım diye yolladığımın farkındasın değil mi? "

" Farkında mıyım? " dedim şaşkın bir sesle.

" Elbette, farkındasın! Yoksa nerede görülmüş benim bir kıza laf attığım. "

Tek kaşımı kaldırdım ve o da cümlesini düzeltti.

" Tabii bu anlamda laf attığım demek istedim. "

" Neden yolladın Zeynep'i? "

" Dalga geçiyor olmalısın. " dedi soruma karşılık.

" Neden dedim, Emir? "

" Kaç gündür ağzını bıçak açmıyor, yüzün gülmüyor, eskisi gibi değilsin işte be oğlum! Anlat artık seni boğan şu şeyi. Anlat ki sırtından insin artık o yük! "

O kadar belliydi yani dibe vurduğum... Onun için kaybolduğum...

" Bir şey olduğu yok, Emir. Ben iyiyim. "

Sevda ApartmanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin