[ Öncelikle herkese selam. :) Hikayemizi ilk bölümünden son bölümüne kadar takip eden herkese teşekkürler. 5-10 bölüm sonra final yapacağımızı sizlere şimdiden söylemek istedik. ^^ Diğer hikâyelerimizde yola devam edeceğiz. Zıt Kutuplar'a bir bakın o yüzden. Ricamızdır.
Umarız bu Bölümü'de beğenirsiniz. Yorumlarınızı her zaman olduğu gibi eksik etmeyin. Seviliyorsunuz. Keyifli okumalar.
[ Bu bölümü bütün hikayelerimizi takip eden Ofelya'ya hediye etmek istiyoruz. Teşekkürler.
45. Bölüm
Zeynep'ten
" Teşekkürler. " diyerek içeriye ilk adımımı atar atmaz burada ne aradığımı sorgulamaya başlamıştım bile. Bu kadar kısa sürede bir erkek olarak taşınma işini halletmiş olması ise şaşırmama neden olmuştu. Girişmen hemen sonra ki koridorun sol tarafı onun ve Ekim'in resimleriyle doluydu. Romantik Alaz demek... Hadi bakalım.
" Salona geçelim. " dedi işaret parmağıyla karşımızda ki odayı gösterirken. Bende ona uydum ve birlikte salona girdik. Onun yanında oturmak zorunda kalmamak için tekli deri koltuğa oturmayı tercih etmiştim. O da yemek masasında ki sandalyenin bir sandalyesini alıp ters şekilde karşıma oturdu. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştum! Onun bakışlarıma yakalanmamak için etrafa göz gezdirmeye başladım. Fazlasıyla beyaz kullanmıştı. Koltuklarda, süs eşyalarında, duvar renklerinde... Saf Alaz ha?
' Eğer Alaz'da safsa dünyanın sonu yakın demektir... " diye uyardı beni sivri zeka bilinçaltım. Aslında haklıydı da...
" Ne içersin? " sorusu beni tekrar asıl dünyaya döndürmeyi başarmıştı.
" Kahve dememiş miydik? "
" İlla kahve olacak diye bir şey yok. Ne istiyorsan onu içmelere serbestsin. "
Alaycı ses tonuna çarpık gülüşünün eşlik etmesi sinirime dokunmuştu.
" Biz kahvede kalalım en iyisi. "
" Peki. " diyerek yanımdan ayrıldı.
Kahveme bir şey atması kuşkusu kısa bir süreliğine beni ziyaret etse de Nuri Alço kılıklı biri olmadığına az çok emindim. Ya da emin olmak istiyordum.
" Kahveler geldi. " dedi elinde ki tepsiyi havaya kaldırarak. Bense sadece gülümsemeye zorladım kendimi. Başarılı olup olamamam umrumda dahi değildi.
Bana uzattığı fincanı aldım ve cam masaya bıraktım.
" Günün nasıldı? "
Çokta önemsiyordu sanki... Maksat laf olsun.
" Fena değildi. " dedim ve mecburiyetten,
" Senin? " diye ekledim.
" Güzeldi hatta fazlasıyla güzeldi. Bana Ekim'le geçirdiğim her dakika eşsiz bir hediye gibi geliyor. "
İşte bu cümlede sahte bir gülümseme çabası haketmişti.
" Sevindim ikinizin adına. " dedim toz pembe bir yalan bularak.
Kahvemden ilk yudumumu tereddütle aldım.
" Bak Zeynep... Seninle açık konuşacağım. "
" Ne konuda? "
Alaz, oturduğu sandalyede ki pozisyonunu daha rahat bir hale getirdikten sonra tekrar bana baktı.
" Beni sevmediğini biliyorum. Bunu farketmesek için kör olmak gerekir... Ama buna bir son vermemiz şart. Ya tamamen konuşmayacağız ya da sadece merhaba merhaba muhabbeti yapacağız. Ama ben bunların ikisini de istemiyorum. Normal birer arkadaş gibi olsak nasıl olur? Ben ve Beren gibi... "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevda Apartmanı
Romance7 genç. 7 hayat. 7 aşık ve ne yazık ki 3 aşk hikayesi... Kahramanlarımızın geçmişine ve geleceğiine uzanan bir masal. Anılar, acılar, yalanlar ve umutlar... ' Her peri masalının içiinde üzülen tarafta vardır sevinen de. Keşke bizim masalımızda üzüle...