Zaten yakalandığı için çok utanıyordu. Birde yeniden kucağına geçtiğinde ne yapacağını düşündü. Sahibi onu pür dikkat izlerken ne yapmalıydı? Her ne kadar isteğini geri çevirdiğinin farkında olsada biraz daha üste gelerek boynuna soktu kafasını. Hala kucağında olmanın utancını yaşıyordu.
Felix hayatıya cebelleşirken duyduğu gülme sesi sinirlenmesine sebep olmuştu. "Utandın mı yoksa" ardı arkadı kesilmeyen kıkırdamalara dayanamayarak yüzünü tam dibine getirip kaşlarını çatmıştı. Hyunjin elini minik beyaz tüylere sürüp düzeltmişti.
Yeni uyandığı için tüyleri düzensizdi. "Tamam gülmüyorum, kızma bebeğim"
"hıh" başka bir şey demeden kafasını geri gömmüştü, Hyunjinin kokusu neden bu kadar huzurluydu?
Belinde ve aşağılarda hissettiği okşamalarla mırıldanmıştı. Hyunjin önünde sallanan kuyruğa sırıtarak bakıyordu. Geçici kıyafetleri vardı, özel bi catboy mağazasına gitmeleri lazımdı, Kuyruğuyla sıkıntısı olmaması için.
Kainin dün gece attığı konum bi avm di. Bugün işten sonra Felixle birlikte oraya gidecektiler. Eliyle okşayıp oynadığı kuyruk bi anda çekildiğinde irkildi. Felix üstünden kalkıp yatakta oturur vaziyete geldi. Her zamanki gibi elleri pati şeklinde, önündeydi.
"Yuncin yung" büyük olan küçüğün telafuzuyla gözlerini ona dikmişti. Çok tatlıydı...ısırmalık. Arkada sallanan kuyruktan bakışlarını çekerek onaylamıştı. "Yemek?"
"Acıktın mı bebeğim, inelim hemen." Felix hemen yataktan yere indiğinde arkadan gelen öksürme sesi ile durmuştu.
"Saçlar, dişler, kıyafetler, çoraplar."
"Oofff"
"bunları yapmayana yemek yok" Felix oflamayı bırakmıştı, ama hala kalkası yoktu. Ne acelesi vardı ki!
"Ay!"
Havalandığını hissettiği anda tırnaklarını büyüğün belini tutan eline bastırmıştı. "Bi kerede zarar vermeden gelsen çok şaşıracağım" bebekle beraber odasındaki banyoya girip onu boş bi yere oturtup hemen yanındaki diş macunu ve küçüğün fırçasını almıştı.
"O-o ne.?" Felix aklına türlü türlü şeyler gelirken hatırladı. Eski sahibide ona bundan yapıyordu.
"H-hayır istemiyoyum!" Zaten hassastı, hemen gözleri doldu.
"Ştt, korkma bebeğim? Bunun ne olduğunu bilmiyor musun? Dişlerin bembeyaz" Hyunjin eski sahibinin -eski dostunun- yaptığını (Dişini fırçalamak) düşünerek gereksiz bi kıskançlığa kapılırken Felixin aklında çok daha farklı şeyler vardı.
"Lüffen..y-yapma.." Hyunjin çatık kaşları ile bir elinde fırçayı tutarken diğerini kedinin beline sarmıştı. Kuyruk yalvarırcasına kendisine dolanmaya çalışıyordu. Felix bunu bilerek yapıyordu.
"Söz veriyorum kötü hiçbir şey olmayacak, hm? Tamam mı?" Felix göz yaşlarını süzdürerek çekingence onaylamıştı. Belki vururdu karşı çıksa?
Ağzına gelen çilek tadıyla kapadığı gözlerini açtı, fırçayı emmeye çalıştı. "Hayır! Zararlı bebeğim emme onu, bak bir şey olmuyormuş demek ki?" Felixten onay alınca devam etmişti. Saçlarını tarayıp tüylerini hafif eliyle düzeltmişti.
Kendisinede yaptıktan sonra Felixe altına dokunmadan sadece üstünü değişmiş, kendisi ise beyaz, siyah yazısı olan kısa kollu altına siyah, bol olmayan pantolon giymişti. Üstünden tişörtünden hafif daha kremsi renkte olan uzun ceket giymişti.
Aşağı inip Felixe kahvaltı yaptırdıktan sonra kapıdan çıkmak üzere botlarını giymişti. Takım elbise dışında ilk defa bir şey giyiyor olabilirdi, dışarıya. Bunun sebebi Jeonginin yönlendirdiği hastaneye gidecek olmasıydı.
Kapıyı kapatırken yerde bebeğini gördü. Patileri önde ve kulakları kıvrılmıştı, üzgün müydü? Başını eğmesiyle kuyruğunu görmediğinde üzgün olduğuna emin olmuştu, onu neşelendirmek istedi.
"Hmm, en fazla 3 saat sonra birlikte bir yere gideceğiz tamam mı küçük bey? Eğer bir şey istersen, ihtiyacın olursa hyunguna söyle, beni arasın" Felix mutlu şekilde onayladı. Kapı kapandığında hala mutluydu.
Evde herkes ona saygı duyuyordu. Kimse ona dokunmuyor, vurmuyor, kötülemiyordu. Herkes ona ilgi ve sevgiyle bakıyordu. Ama şu an mutlu olmasının en önemli sebebi büyüğüydü.
Resmen bugün ona bir çok şey yapmıştı, dünde. Öncesinde tüm gün tek kalırken şimdi onunla çokça ilgileniyordu. Aynı yerde yatmıştılar hatta! Ona kahvaltı yaptırmıştı! İlgilenip giydirmişti.. mutluydu..
sanırım bugün hiç ağlamayacaktı.
-
"Hyung emins-"
"evet Jeongin! Yeter, eminim?" Jeongin içinde kalan sorularıyla yeniden arkasına yaslandı. "Geldik sanırım?" Hyunjin görevliye bi bakış attıktan sonra onayladı "gelmişiz" srabadan çıkıp hastaneye yürüdüler. Arka taraftan girmelerine rağmen flashlar patlıyordu. Hızlıca içeri geçtiler.
"Sağlığınla alakalı geldiğini yazdırırsın"
"öyle yapacağım" Hyunjinib gergin halleri kendisini daha çok geriyordu. Zaten bu hastenede bir süre çalıştığı için kimse onu sorgulamadı. Hyunjini sürükleyerek asansöre getirdi. Önceden konuştuğu doktorun odasının kapısındaydılar şimdi.
"Ne olacak şimdi?"
"Korkma, göğüslerini kimse senden çalmıyor." Jeongin güler yüzünü takınarak içeri geçip tanıdığı doktoru selamladı. Hyunjinide içeri sürükleyip oturttu. Bu çocuk robot muydu? Doktor erkek olduğu için bir nebze oldun rahatlaması gerekmez miydi?
"İsim neydi?"
"Hwang Hyunjin"
"anladım. Jeongin rica ettiğinde her şeyi hazır ettim. Yarım saatlik bi işlem olunacak. Belirttiğiniz şekilde olacak. Eğer ki daha sonrasında sorun yaşarsanız, bana ulaşın mutlaka. İlk zamanlar süt fazla gelebilir, tişörte leke yapabilir veya emilirken canınızı yakabilir. Bunlar geçicidir."
"Pekala"
-
İğnenin yapılma sahnesi olmayacak
Banyo sahnesi gelir mi yazar??
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
